Türk askeri Suriye’de hain terör çeteleri ile savaşıyor!

Az sayıda şehidimiz var. Teröristlerin kaybı ise çok büyük... Her geçen gün ölü terörist sayısı artıyor. Ulusça heyecan içinde izliyoruz. Fakat... Bu çatışmalar bize ekonomimizi unutturmasın!

CHP’li Bülent Kuşoğlu, bir süre önce Meclis Genel Kurulu’nda bir konuşma yaptı. Müthiş!

“Bu iktidarın zengin ettiği kişiler şimdi paralarını yabancı ülkelere götürüyor” dedi ve şöyle devam etti:

“Şu anda AKP’li iş adamlarının yurt dışında 200 milyar dolarları var! Kendilerini zengin eden bu iktidara artık onlar bile güvenmiyor! Oysa Türk ekonomisi bu paranın yarısı ile yani 100 milyar dolarla düzlüğe çıkabilir. Büyük sorunlarımızdan biri iktidara ve devlet kurumlarına güven kalmamasıdır. Türk ekonomisini kurtarmak için yapılacak ilk iş ülkede güven sağlamaktır!”

Suriye’deki terör operasyonu bize ekonomi gerçeğini unutturmamalı!



Özellikle 50 yaş üstündeki kişilerin “Grip Aşısı” yaptırmalarının faydalarından bahsetmiştim. Tıp dünyasının kabul etiği bir gerçektir bu...

Yağmur gibi mesaj yağdı. Okurlarım eczanelerde aşı bulunmadığından şikâyet ediyor... Bir örnek:

Kadim okurum Orhan Altan, “1939 doğumluyum Koç grubunda üst düzey yöneticilik yaptım. Eşim de tıp profesörüdür. Aşı yaptırmak için gittiğim eczanelerde ‘Grip aşısı daha gelmedi’ cevabını aldım. Keşke yazınızda bu önemli sorunu da belirtseydiniz” diyor.

Bir başka okurum “Grip aşısı bulamıyorum. Kasımın 10’unda gelecek dediler ama geçen yıl 28 lira olan aşının fiyatının bu yıl 72 lira olacağını öğrendim. Yani aşıdaki enflasyon yüzde 200’den çok fazla... Diğer ilaçlar da öyle gibi... Bir de enflasyon yüzde 9’a düştü diye bizimle alay ediyorlar!” diyor.

★★★

Kadim okurlarımdan Elektrik Mühendisi Araştırmacı Yazar Semih Kalkanoğlu, “Türk basınında 20 yıldır ilk defa siz grip aşısıyla ilgili olumlu bir yazı yazdınız. Çok güzel bir olay” diyor ve ekliyor:

“Ben ve eşim Diana tam 30 yıldır, hiç aksatmadan dünyaca ünlü Fransız Pasteur Enstitüsü tarafından üretilen grip aşısını oluyoruz.

Eczacı dostumuz, daha biz arayıp sormadan, gelen aşılardan ikisini bizim için ayırır. Hemen gideriz, iki dakikada aşımızı yapar.

Bunca yıl içinde, aşıya rağmen, bazen grip olduğumuz da oluyor ama hafif geçiriyoruz. Türk insanı okumadığı, araştırmadığı, hep kulaktan dolma duyduklarıyla yaşadığı için gripten kaçamıyor.

50 yaş üzerinde aşı olmayanlar grip hastalığına yakalandıklarında, bir aşama sonrası ‘zatürre’dir. Hastalık daha da ağır seyreder, bazen de ölümle sonuçlanabilir.

Türkiye sosyal bir devlet olsaydı, devlet baba aşının parasını da karşılardı. Halk sağlığı her şeyin önünde gelir.”

TEBESSÜM

Vermeyince Mabut neylesin Mahmut?”


Sultan İkinci Mahmut, halkın sıkıntılarını anlamak için tebdil gezerken Sultanahmet semtine gelir. Padişahın refakatindeki sivil paşalardan biri “Burada Tıkandı Baba diye biri var hünkârım. Halk arasında pek meşhurdur” der.

Sultan Mahmut sorar:

“Ona neden ‘Tıkandı!’ deniliyor?”

“Kısmetsiz olduğu için bu lâkap takılmış sultanım.”

“Yaa... Öyleyse onun kısmetini bir de biz deneyelim.” der.

Padişah, ertesi gün bir tepsi baklava yaptırarak Tıkandı Baba’ya yollar.

Adam “Evde yemeğim yok, ben baklavayı ne yapayım yahu?” diyerek çarşıya gidip bir tepsi baklavayı çeyrek altına satar.

Oysa tepsideki her baklava diliminin altına koca bir Osmanlı altını vardır. Tıkandı Baba bir servet kaçırır!

Bu kısmetsizlik nedeniyle şaşkına dönen Padişah İkinci Mahmut adama her gün bir tepsi baklava yollar. Olay hep aynı...

“Bu adamın kısmetsizliğini mutlaka yeneceğin” diyen İkinci Mahmut bu defa bizzat gider, adamı alıp Sultanahmet meydanına götürür ve eline bir gülle verip:

“Bunu aşağıya doğru at. Ulaştığı noktaya kadar kaç arşın mesafe varsa, sana o kadar altın vereceğim. Haydi, koluna kuvvet...” der.

Tıkandı Baba heyecanlanır ve “Zengin olacağım” diye düşünür. Kazanacağı altınların hevesiyle gerildikçe gerilir, fakat fırlattığı demir gülle bir direğe çarparak dönüp kafasına düşer ve talihsiz Tıkandı Baba orada hemen ölür. Padişah İkinci Mahmut şaşkınlıkla karışık derin acıma duygusu içindedir. Yerde cansız yatan adama uzun uzun bakarak şöyle der:

“Vermeyince Mabut, neylesin Mahmut?”

*KISSADAN HİSSE: Hayatta yalnız insanlar değil, bir kısım ülkeler de “Tıkandı Baba” gibidir. Üzerlerinde bir kısmetsizlik vardır. İşleri nedense hiç rast gitmez!

GÜNÜN SÖZÜ


Su yutmadan yüzme öğrenmek mümkün değildir.