Erken seçim olur mu?
Ben bunu, Sayısal Loto’da 6 tutturup en büyük ikramiyeyi kazanmak kadar zayıf bir ihtimal olarak görüyorum.
Ekrem İmamoğlu’nun ezici İstanbul galibiyetinden sonra iktidarın bir erken seçim kararı almaya cesaret edebilmesi sıfıra yakın bir olasılıktır.
Parlamento, partiler filan hikâye! Çok demokratik (!) bir ülke olduğumuz için, erken seçime yalnız bir kişi karar verebilir, o kişi de Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır.
Tek adam sistemi böyle bir şey işte!
Bir kişinin oyu bin kişiden daha geçerlidir ve o ne derse öyle olur!
Hal böyleyken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu neden “Erken seçim gündemimizde yok!” dedi, bilemiyorum! Kimin gündeminde böyle bir şey var ki?
Ülkede işsizlik krizi büyüyor!
Memur, işçi, emekli acınacak bir halde...
Çiftçi perişan!
Zamlar domdom kurşunu gibi tepemize yağıyor!
Böyle bir ortamda iktidar erken seçime gidip koltuğunu riske sokmaya cesaret edebilir mi? Kesinlikle edemez!



Yunanistan, Ege Denizi’nde Türk adalarını bir bir işgal ederken, Kıbrıs’ta da işler iyi gitmiyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs Türklerini yok sayıyor!
Bu aşağılamayı kabul etmiş gibi görünen KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın teslimiyetçi politikaları onur kırıcı!
Elbette ki Kıbrıs konusunda Ankara’nın da büyük hataları var ama daha hazin olanı ikiyüzlü Avrupa Birliği’nin şartlar oluşmadığı halde Güney Kıbrıs Rumlarını utanmazca Avrupa Birliği’ne almasıdır.
Gelinen noktada Rum tarafı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’de doğal ve meşru hakkı olan doğalgaz arama sondajlarını engellemek için ABD, İsrail, Mısır ve Fransa gibi çıkarcı ülkeleri Türkiye’nin karşısına dikti!
Rumlar bu konuda Putin’i bile bile etkilemiş olacak ki dost bilinen Rusya “Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin sondaj çalışmalarının yoğunlaşmasından kaygı duyuyoruz” diye garip bir açıklama yaptı.
Kıbrıs konusunda ve Doğu Akdeniz’de doğalgaz arama faaliyetinde Amerika, Fransa, İsrail, Yunanistan, Mısır karşımızda... Rusya da olaya soğuk bakıyor!
Tümüne lânet olsun!
Rum tarafı “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” misali binbir yaygara kopararak Kıbrıs Türkleri’nin haklarını gasp etmek ihtirası içinde...
Kişiliksiz politikalarla bizimkiler de onların ekmeğine yağ sürüyor!

★★★

KKTC’nin eski Maliye Bakanı Tansel Fikri şöyle diyor:
“Lefkoşa Sarayönü Meydanı’nda iç kamuoyuna yönelik ateşli konuşmalar asla yeterli değildir. Maraş dahil, Rumlara ödenecek hiçbir toprak borcumuz da söz konusu değildir.
Rumlar, Kıbrıs’ın yüzde 66’sını oluşturan Güney Kıbrıs’ta yarım yüzyıldan beri tüm haklarımızı ihlal ederek içte ve dışta saltanatını pervasızca sürdürmekte, bir yandan da yaygara etmektedir.
Bizden esirgenen tüm haklarımızı cesaretle ve hiç yılmadan uluslararası alanda savunmalıyız.
Türkiye de, Kıbrıs Türk devleti de dış politikalarını ve mücadele yöntemlerini topyekûn gözden geçirmelidir!
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın üzücü emrivakilerini kabul etmemek, Hükümet ve Meclis’imizin görüşlerini almadan hareket etmemek ve egemenlik haklarımız teslim edilmeden görüşme masasına oturmamak gerekiyor.”

Suç patlaması!


Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1923 yılından bugüne kadar suçlar hiçbir dönemde böylesine artmamıştı!
İnsanlarımızın bir bölümü âdeta suç makinesi haline geldi:
Soygun, gasp, hırsızlık, terör, cinayet, cinsel saldırı, ırza geçme, taciz, fuhuş, çocuk anneler, vs...
Cezaevleri hükümlü ve tutuklu dolu. Yeni yeni cezaevleri yapılıyor, onlar da yetmiyor!
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 50 bin olan tutuklu ve hükümlü sayısı bugün 200 bin dolayında... Artış yüzde dört yüz ve bu oran dünya rekoru!
Ülkemizde yaşanan tüm acı olayların sorumluluğunu yiğitçe üstlenen olmaması ayrı bir üzüntü kaynağıdır!

TEBESSÜM

Ulaşılamayan ciğer!


Aç bir tilki, bakmış ki çardaktan salkım salkım üzümler sarkıyor, imrenmiş, koparıp yemek için uzanmış, fakat...
Salkımlar yüksekte olduğu için yetişemeyince suratını buruşturup başını sallayarak:
“Bunlar zaten koruk, yenmez!” demiş.
Kedi, kasabın çengele astığı ciğere ulaşamayınca, bakıp bakıp yutkunarak:
“Bunlar zaten mundar! Yenmez ki...” diye söylenmiş.
Kıssadan hisse: Birçok insan da böyledir. Bir şeye ulaşamadıkları vakit, kediler ve tilkiler gibi onu kötülerler!

GÜNÜN SÖZÜ


Temeli namus ve ahlâka dayanmayan hiçbir toplum uygar olamaz!