İnanılmaz bir olay!
Yüksek Seçim Kurulu kendi gerekçesini kendisi çürüttü!
Kurul, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturmaları devam eden İlçe Seçim Kurulu Müdürleri’nin, yenilenecek seçimde de görevlerine devam etmelerine karar verdi!
YSK, İstanbul seçimini neden iptal etmişti?
Sandık kurullarının oluşumundaki usulsüzlük sebebiyle değil mi?
Şimdi bu usulsüzlüğü yaptığı iddia edilen kişileri yeniden görevlendirmek neden?
23 Haziran seçiminde aynı kurulların görevlendirilmesi akıllara ziyan bir karardır.
Daha da önemlisi, YSK’nın İstanbul seçimini uydurma bir sebeple iptal ederek suç işlediğinin kanıtıdır!
Sormak lâzım: “Ortada usulsüzlük yoksa seçimi neden iptal ettiniz beyler? Hiç utanmadınız mı? Vicdanınız hiç sızlamadı mı?”
İmamoğlu’nun kazandığı seçimin iptal gerekçesinin ne kadar uydurma olduğu bir kez daha anlaşılmış oldu.
Böyle bir YSK ile düzgün, dürüst bir seçim yapmak mümkün olabilir mi?



“Nerede o eski bayramlar?” diyerek hep eski yıllardaki güzel bayram günlerinin özlemini çekeriz.
Şimdi o eski bayram günleri ile birlikte “Eski Türkiye”yi arar hale geldik.
Önceki yıllarda ulus olarak belki bu kadar imkânlarımız yoktu ama şimdikinden çok daha mutluyduk.
O zamanlar insanlık vardı... Yardımlaşma, dayanışma vardı... Siyasi düşüncelerimiz ayrı bile olsa, birlik ve beraberlik vardı...
Ya şimdi? Bunların hiçbiri yok!
Nasıl bu hale geldik? Bizleri nasıl birbirimizden kopardılar? Bu ciddi bir araştırma konusudur..

★★★

Günümüz Türkiye’sinde büyük bir ahlâk bunalımı var!
İftira, hakaret, yalan, tehdit, gözdağı, saldırı, ne ararsanız bulursunuz!
Sahtekârlık, ahlâksızlık, yağma, kadınlara ve küçük yaştaki çocuklara tecavüz, soygun, vurgun...
Tüm bunların ülkeyi yönetenleri rahatsız etmemesi şaşırtıcıdır! Üstelik yangına körükle gider gibi kin ve nefret söylemlerine devam etmeleri de ayrı bir üzüntü kaynağıdır.
Sanki düşman kamplara bölünmüş gibiyiz. İnsanlar, öfkeleri burunlarında, birbirlerine nefretle bakan topluluklar haline dönüşmüşler sanki!
Karşıt fikirlere, muhalefete hiç tahammül yok!
Arsızlık, tutarsızlık, gaflet, dalalet, açgözlülük, bencillik, densizlik hâkim olmuş topluma... Neden?
“Balık baştan kokar” derler ya... Devam eden politik gerilim ve siyasette kullanılan zehirli dil, insanlarımızın ruh sağlığını bozdu!

★★★

Bir süredir Bodrum’dayım...
Eski Türkiye gibi, eski Bodrum’u da arar hale geldik!
Ülkemizin her yanı gibi o güzelim Bodrum da hızla bozulmaya başlamış...
Özellikle Gündoğan bölgesindeki vatandaşların Bodrum’un taze Belediye Başkanı Ahmet Aras’tan şikâyetleri var. Bunları yazmayı sonraya bırakıyorum.
Bodrum’da yaşayan gazeteci dostum Can Pulak’ın “Eski Türkiye” özlemini anlatan yazısının ilginç bir bölümünü aşağıda sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Bu yönetim anlayışı yaramadı bize!”


“Eski Türkiye’yi çok arıyoruz.
Belki gökdelenlerimiz, alt-üst geçitlerimiz, dünyanın en büyük havaalanlarımız, üç şeritli yollarımız yoktu ama huzura ve güvene böylesine ve bu derece hasret değildik.
Geceleri rahat uyuyor, gündüzleri korkusuz uyanıyorduk!
Sıkıntılarımız, ciddi sorunlarımız da vardı ama gelecekten böylesine endişeli değildik.
İmkânlarımız bu kadar bol değildi fakat daha borçsuz, daha huzurlu, daha güven içindeydik.
Çok güçlü bir ordumuz ve siyasetçilerimiz vardı.
Özetle bu yeni Türkiye, bu yeni yönetim anlayışı yaramadı bize...
Onun için “Eski Türkiye”yi arıyor ve özlüyoruz. (Can Pulak)

TEBESSÜM

“Adalet istiyoruz!”


İnternette bir karikatür gördüm...  Ülkemizdeki adaleti hicvediyor.
“Bilgince” imzalı bu karikatürde, kürsüde ayağa kalkmış bir hâkim var.
Karşısında duran fikir ve düşünce suçlusu sanıklar “Adalet istiyoruz” diye bağırıyor.
Ceplerini dışarı çıkaran hâkim:
“Vallahi yok!” diyor ve ekliyor:
“Olsa vermez miyim yaa? Olsa bütün dükkân sizin valla!”

GÜNÜN SÖZÜ


Eğer yaptığınız eylemler inandıklarınızdan farklıysa asla mutlu olamazsınız!