AKP, İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlarının şirketlere atama yetkisini, çoğunlukta oldukları için belediye meclislerine bırakılması için yasal değişiklik hazırlığı yaparken, AKP’li belediyelerin atamaları hiç gündeme getirilmiyor. Bugün, Trabzon’a gidelim. Van Valiliği döneminde aynı zamanda Van büyükşehir belediye başkanlığına kayyum olarak atanan Murat Zorluoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından partisinin Trabzon büyükşehir belediye başkan adayı gösterildi.

KAYNINA ÜÇ GÖREV

Seçimi kazandı ve görevi AKP’li Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’ndan devraldı. Yeni başkanın belediyede yaptığı görevden alma ve atamalar ilin gündemine oturdu. Yapılanı CHP’li başkanlar yapsa her halde yer yerinden oynardı.

Yeni başkan, kayınbiraderi Zülfü Turan’ı özel kalem müdürlüğü görevine getirdi. Birkaç gün sonra da kaynını Muhtarlar Dairesi Başkanlığı’na atadı. Zorluoğlu, bununla da yetinmedi. Eniştesi birkaç gün sonra Turan’ı, belediyenin Turkuaz şirketinin yönetim kurulu üyeliğine getirdi. Bu arada belediye şirketlerindeki yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkı da aylık bin 600 liradan 4 bin TL’ye çıkarıldı.

Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, kayın biraderinin özel kalem müdürlüğünü vekaleten yürüttüğünü, Turkuaz şirketinde yönetim kurulu üyeliğinin bulunmadığını belirtti. Kayın biraderinin sadece muhtarlar dairesi başkanlığından maaş aldığını söyledi.

PARSEL PARSEL GİDİYOR

AKP eski il başkan Yardımcıları Aziz Murtazaoğlu ve İsmail Keleş, Trabzon’un Ortahisar ilçesi Yalıncak mevkiinde denize sıfır sayılacak noktada 20 dönüm araziyi ticari alan olarak İmara açıp turizme yönelik 1 +1 daire yapmayı planladı. Ortahisar belediyesine verdikleri projeyi, daha sonra konut alanına çevirmek istediler. İlçe belediye meclisinden plan tadilatını da geçirdiler.

“Ortaya büyük rant çıkacak” gerekçesiyle önceki Belediye Başkanı Orhan Gümrükçüoğlu ve İmar Komisyonu plan değişikliği önerisi reddetti. Gümrükçüoğlu gittiğine göre şimdi ne yapılıyor? Ortahisar Belediye Meclisinden, ticari alanın konut alanına çevirme önerisi kabul edildi. O dosya şimdi Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’nun önüne geliyor. AKP’nin eski il başkan yardımcıları ve yeni ortakların bu çabalarının nasıl sonuç vereceğini de izlemeye devam edelim.



Ülkemizde arazi ve arsa düzenlemesi, 1848 tarihli Ebniye Nizamnamesi ile başlamış. Son olarak 1972 yılında çıkarılan 1605 sayılı yasa ile kamunun ihtiyacı olan alanların kamu tarafından bedelsiz olarak elde edilmesi için taşınmazların yüzölçümlerinden yüzde 25 oranında kesinti yapılması sağlanmış, 1985’de bu oran yüzde 35’e, 2003’de yüzde 40’a, şimdi de yüzde 45’e yükseltildi.

Arazi ve arsa düzenlemesi işlemiyle taşınmazların yüzölçümlerinden “Düzenleme Ortaklık Payı” (DOP) adı altında yapılan kesintilerle bunların kamunun eline bedelsiz geçmesi sağlanıyor. Artık kentlerde  yeterince kamu arazisi kalmadı. Özellikle metropol kentlerde kamu arazilerinin hesapsızca satılmalarının kaçınılmaz bir sonucu olarak kamu arazi yetersizliği var. Toprağın (arazinin) çoğaltılamayan özelliği nedeniyle yeterli miktarda kentsel arazinin kamu elinde bulundurulması, kentsel gelişmelerin kamu yararına yönlendirilmesinde, imar planlarında kamusal hizmetlere ayrılan alanların kamu eline bedelsiz geçmesinde önemli avantajlar sağlıyor.

SATA SATA KALMADI

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Önceki Dönem Genel Başkanı Ertuğrul Candaş’a, son düzenlemenin gerekçesini sordum. Şunları anlattı:

“Kentlerdeki kamu arazi yetersizliği sorunu, yeni yasal düzenlemenin dillendirilmeyen asıl gerekçelerinden biri olarak önümüzde duruyor. ‘Düzenleme Ortaklı Payı’ oranı yüzde 40’dan yüzde 45’e çıkartılmakta, yol, meydan, park, otopark, yeşil alan, çocuk bahçesi, ilk ve ortaokul alanları gibi kamusal hizmetler için gerekli olan araziler ile Kamu Ortaklık Payı (KOP) kapsamında kalan yerler, kentlerde yeterince kamu arazisi kalmadığından dolayı, vatandaşın taşınmazından ilave olarak yüzde 5 oranında kesinti yapılarak karşılanmak isteniyor. Bir başka ifadeyle, kamu arazilerinin hesapsızca satılarak kamu elinden çıkartılmasının faturası vatandaşa kesilmek isteniyor.”

İşte, tüm mesele bu...