İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, merkez ve ilçelerdeki devlet hastanelerinin toplu malzemeli yemek hazırlama ve sonrası hizmetleri için ihale açtı. İhale ama öyle böyle ihale değil toplam 529 milyon 139 bin liralık ihale. Kamu sağlık kuruluşları birinci kısmı için 256 milyon 538 lira, ikinci kısımdakiler için ise 272 milyon 601 bin liralık maliyet çıkarıldı.

İhaleye katılmak için 117 firma dosya aldı. Ancak, verilecek hizmetin büyüklüğünü dikkate alan firmalar daha başında ihaleye katılmama kararı aldılar. 10 firma “Biz bu işte varız” dedi ve aralarında işbirliği yaptı. Yetkililerle görüşen her firma sahibi, “Yanlış yapılıyor. İhaleleri iki grup yerine daha küçük parçalar halinde yapmış olsanız fazla firma yarışa katılacak, daha fazla kırım olacak ve devletimizin kasasından daha az para çıkacak” dese de, değişen bir şey olmayacağı anlaşıldı.

EN BÜYÜK YEMEK İHALESİ

Yıllardır yemek sektöründe hizmet veren firmalar bugüne kadar en yüksek bedelli yemek ihalesinin İzmir’de yapıldığını, o yüzden firmaların yüzde 99’unun yeterlilik anlamında ihaleye katılamadığını anlatıyor. İhaleye katılmak için 25 firma  iş ortaklığı yaptı ve sonuçta ihaleye katılan 10 firmadan, ikisinin verdiği belgelerin yeterlilik kriterlerine uymadığı anlaşıldı ve 8 firma yarışmış oldu.

İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nün iki ayrı bölge için açtığı ihalede “Ekonomik açıdan en avantajlı birinci ve ikinci teklifler belirlendi. İki firmanın da aynı olduğu anlaşıldı. 529 milyon 139 bin liralık yemek ihalesi, yaklaşık 425 milyon 370 bin lira teklif veren Elzem-Niftem-MFS İş Ortaklığı tarafından kazınıldı. Yani, İzmir’deki kamu sağlık kuruluşlarının tamamının yemekleri bu iş ortaklığı arasından karşılanmış olacak. İhalede ilginç bir durum var. 8 firmanın katıldığı yarışta birinci bölgede 6’ncı sırada, ikinci bölgede ise 7’nci sırada teklif veren iş ortaklığı yemek ihalesini kazanmış oldu.

Yarışı kaybeden firmalar, Kamu İhale Kurumu’na itirazlarını sürdürüyor. Bu kadar büyük bir yemek ihalesinin yanlışlığı, rakamın büyüklüğü nedeniyle bir çok firmanın ihaleye katılamaması ve bu durumun da haksızlıklara neden olduğunu öne sürüyor. Bunları geçelim, bir de teklif veren firmaların ihale için verdikleri rakamları inceleyelim.

6 ve 7’nci sıralar

Örneğin birinci bölge hastanelerin yemek ihalesi için yarışan firmalardan Yemekçim-Trakya Tabldot Yemek İş Ortaklığı 164 milyon, ikinci sıradaki firma 167 milyon lira teklif vermesine karşın, altıncı sırada bulunan Elzem-Niftem-MFS İş Ortaklığı 202 milyon 589 bin lira teklifte bulunuyor ve ihale onun üzerinde kalıyor. Yani, en düşük teklife değil, altıncı sırada teklif verene ihale verilmiş oldu. Aynı şekilde ikinci bölgede bulunan hastanelerin yemek ihalesi için de teklif veren Elzem-Niftem- MFS İş Ortaklığı sıralamada 7’nci olmasına karşın ihale bu iş ortaklığında kaldı. Sonuçta en yüksek fiyat sıralamasında sondan ikinci ve üçüncü sırada yer alan firmaya iki ihale verilmiş oldu.

Büyük ihalede en düşük teklifi veren firma ile 6 ve 7’nci sırada teklif veren firmalar arasında yaklaşık 88 milyon 384 bin lira fark çıkıyor. Kamu İhale Kurumu’na, ihalenin yapılış biçimi ve aradaki müthiş fiyat farkına itirazlar oldu. İtirazlarda ağırlık, bu kadar büyük miktarlı yemek ihalesi yapmak yerine parçalı olarak ihalenin yapılmamasınaydı. Eğer hastane yemek ihaleleri parçalı olarak yapılmış olsa katılım daha fazla olacak, rekabet sonucu fiyatlar da düşük kalacaktı.

Bu ihalede usulsüzlük olduğunu asla öne sürmüyorum. Ancak, aradaki müthiş fiyat farkına ve bu tür ihalelerin parçalı olarak yapılması durumunda daha çok katılımcı olacağına dikkat çekiyorum. Kamu İhale Kurumu’na yapılan itirazların da nasıl sonuçlanacağını bilmiyorum.



Söz İzmir’den açılmışken Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi ile ilgili soruşturmaya geçelim. Bir GSM şirketi İl Milli Eğitim Müdürlüğü personeli ile öğrencilerin eğitim ihtiyaçlarında kullanmaları koşuluyla hesaba 400 bin lira yatırdı. İl müdürü Ömer Yahşi’nin yakınlarının tatil giderini, bu paradan karşıladığı iddiasıyla hakkında soruşturma açıldı.

İYİ Parti Adana Milletvekili İsmail Koncuk, Bakan Ziya Selçuk’a “Kendisine ait olmayan, koruması gereken kurum parasıyla ailesini tatile gönderen İl Milli Eğitim Müdürü, bu büyük kusurlarına rağmen, neden görevinde tutuluyor?” diye sordu.

Müfettişler, Yahşi hakkında kademe ilerlemesinin durdurulması, idari yönden yöneticilik görevinin üzerinden alınması, adli yönden suç duyurusunda bulunulması, mali yönden de zararın tazmin edilmesi teklifi getirmesine karşın dosya “Kınama” ile kapatıldı.

Ziya Selçuk, İYİ Parti milletvekilinin bu sorusuna cevap verir mi? Sanmıyorum. Çünkü, yapılması gerekenin yapılmadığını biliyor.