Diyarbakır, Van, Mardin Büyükşehir Belediye başkanlarının, haklarında mahkumiyet kararı olmadan “Soruşturmanın selameti” denilip açığa alınmaları ve yerlerine valilerin kayyum olarak atanmaları, “O zaman hiç seçim yapmayın” eleştirilerine de yol açtı. Seçilen ya istifa ettiriliyor ya da açığa alınıyor. Yakın bir gelecekte CHP’li bazı belediye başkanlarının da görevden alınabileceğinin işaretleri veriliyor.
Açığa alınan belediye başkanı Aytaç Durak’ın “Açıkta geçen süresinin” 4 yıla ulaştığına, seçim biter bitmez soruşturmanın da bittiğine tanık olduk. Belediyelerde denetimi neredeyse ortadan kaldıran İçişleri Bakanlığı, başkanlar üzerinde açığa almayı veya kayyum atamayı bir baskı unsuru olarak kullanacak gibi gözüküyor.

BAKAN BÖYLE UYGUN BULMUŞ

Resmi dilimiz Türkçe ama İçişleri Bakanlığı’nın resmi sitesini açtığınızda karşınıza, Diyarbakır, Van, Mardin Büyükşehir Belediye başkanlarının görevden alınma gerekçeleri de Kürtçe olarak yazılmış. Sanki üç başkanın yerine kayyum atandığını, bu ülkenin vatandaşları Türkçe bilmiyormuş gibi Kürtçe olarak açıklanıyor. Bakanlığın açıklamalarını bugüne kadar Kürtçe yapmazken, şimdi Kürtçe yapması da anlamlı... Sorduğumda, “Bakanımız böyle uygun buldu” dediler.
Terörle mücadele konusunda devletimizin başından beri kararlı olduğunu biliyoruz. İşte bu kararlılıkla, 2002 yılında şehit sayımız 10’a indirilmiş, bölücü örgüt neredeyse eylem yapamaz hale getirilmişti. AKP döneminde yıldan yıla şehit sayımız arttı. Belki unutuldu ama “Çözüm süreci” ve sonrası yaşananların da terörü alabildiğine azdırdığı bir gerçek. Terörist gruplara başta ABD olmak üzere bazı ülkelerin nasıl destek verdiği de ortada. İşte bunun sonucu olarak 2019 yılının ilk 8 ayında şehit sayımızın 99’a ulaştığını da hatırlatayım. Teröristle mücadele ediyorsanız şehit verilmesi acı da olsa gerçek. Siz, terörle mücadele ederken, bazı belediye başkanlarının terörü desteklemeleri tabii ki kabul edilemez.

GENİŞ YETKİLİ BAKAN

Başkanlık görevleriyle ilgili bir suç nedeniyle haklarında soruşturma/ kovuşturma açılan belediye başkanı, kesin hükme kadar İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir. İçişleri Bakanı’nın başkanlar üzerinde yetkisi geniş. Onlara bakalım:
1-5393 sayılı Belediye Kanunu 47. maddesi uyarınca başkanlık görevleriyle ilgili bir suç nedeniyle haklarında soruşturma veya kovuşturma açılan belediye başkan ve belediye meclis üyeleri kesin hükme kadar İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir.
2- Seçilme yeterliğini yitirdiği anlaşılan belediye başkan ve meclis üyelerinin organlık sıfatını kaybetmelerine (düşürülmesine) Danıştay tarafından karar verilir.
Geçen dönem yerine kayyum atanan belediye başkanının, son seçimde yeniden aday gösterilmesinde devlet sakınca bulmamış olacak ki adaylığına engel olunmamış. Seçime girmesinde engel olmayan kişi, seçimin üzerinden 150 gün geçince tekrar açığa alınıyor. Siz, şimdi Kürtçe olarak alınma gerekçesini istediğiniz kadar duyurun. Bu kez inandırıcı bulunmuyor, bu siyasi partiye oy verenlerin devlete olan güveni sarsılıyor. Evet, Bakan’ın yetkileri geniş ama bu yetkilerin yerinde ve zamanında kullanılması da son derece önemli.

200 BİN LİRALIK DAVA

Aytaç Durak, tam 4 dönem Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı. İçişleri Bakanlığı’nın başkanlar üzerinde ne kadar yetkili olduğunu anlatmak için biraz geriye dönelim. Durak, AKP’den 5. dönem başkan adaylığına hazırlanırken, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Siz 4 dönem belediye başkanlığı yaptınız. Bu kez aday olmayın” dedi.
Durak, AKP’den aday yapılmayınca MHP’den aday gösterildi. Seçimi kazandı. Başkanlığının daha birinci yılı dolmamışken İçişleri Bakanlığı tarafından hakkında açılan soruşturma gerekçe gösterilip açığa alındı. Bu açığa alınmalar her iki ayda bir uzatıldı. Müfettişler geldi, gitti, tam 86 dosya savcılığa intikal ettirildi. Tamamı hakkında ya kovuşturmaya yer olmadığı ya da beraat kararı verildi.
Yeniden açığa alınma kararı olmayınca. Seçime bir hafta kala Aytaç Durak gidip makamına oturdu. Tam 4 yılı açıkta geçmişti. O dönem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurduğunda, devletin savunması, “Biz onu görevden almadık. Sadece soruşturma nedeniyle açığa alındı” denilmişti.
Durak, “Hak ihlalini” gerekçe gösterip önceki gün İçişleri Bakanlığı aleyhine 200 bin liralık tazminat davası açtı. Davayı kazandığında, onu açığa alan bakan değil, devletin kasasından ödeme yapılacak. O tazminatlar haksızlık yapana ödettirilse inanıyorum yasalar daha özenli bir biçimde uygulanır...