Almanya'nın Hessen eyaletindeki Sontra kasabasında yaşayan 7 kişilik Akyüz ailesi, 3 Aralık gecesı 02.30'da evlerinin kapısı kırılıp gözaltına alındı. Ailenin iddiasına göre, çok sayıda polisin katıldığı baskında, 13 ve 15 yaşlarındaki çocuklara bile terörist muamelesi yapıldı.

Konuşmalarına izin verilmeden ve hiçbir açıklama yapılmadan havaalanına götürülen aile, özel bir uçakla Türkiye'ye getirildi. 33 yıldır Almanya'da yaşayan ve çocukları da Alman vatandaşı olan Mahmut Akyüz yaşananları anlattı.

Akyüz 33 yıldır Almanya'da yaşadığını birçok dil bildiği için resmi işlemleri için mültecilere, yabancılara hatta evsiz Almanlara yardım faaliyetleri yaptığını söyledi.

'40'TAN FAZLA POLİS VARDI'

Hiçbir dernek ya da organizasyon üyesi olmadığını söyleyen Akyüz, tek bir suçlama ile karşılaşmadan bir gece evine yapılan polis baskınıyla sınır dışı edildiğini ifade etti. Akyüz, "Gecenin bir yarısı gözlerimi açtım 4-5 polis etrafımı sarmış. Evin içerisi polislerle doluydu 40 belki daha fazla polis vardı. Şok geçirdim. Küçük çocuklarıma gittiler önce. Sahra 15, Muhammet 13 yaşında. Çocuklar bağırmaya, çırpınmaya başladı. Ben sadece ne yapıyorsunuz, çocukları bırakın, korkuyorlar demeye çalıştım" dedi.

'SEN NE YAPTIĞINI BİLİYORSUN DEDİLER'

Konuşmasına fırsat kalmadığını belirten Akyüz, "Ellerimi kelepçelediler, belime bir kemer takarak ayaklarıma pranga taktılar. Bir an acaba oğlum mu bir şey yaptı diye düşündüm ama, bu kadar polisin gelmesini gerektirecek bir şey yapmış olamazdı. Oğlum bir şey yapmadığını söyledi. Karıma da benim gibi pranga taktıklarını görünce, hasta olduğunu en azından ona yapmamalarını söyledim. Ne yaptım suçumu söylesenize diyorum çünkü, suçsuz olduğumu biliyorum kendimden eminim. Sen biliyorsun ne yaptığını dediler. Cep telefonlarımıza, banka kartıma, parama el koydular. Birkaç parça eşya almamıza izin verdiler" dedi.

'ÖLDÜRÜLECEĞİMİ DÜŞÜNDÜM'

Prangalı ve kelepçeli olarak evden çıkardıklarında, polislerin çok sessiz hareket ettiğini, kimsenin duymaması için çok özenli davrandıklarını söyleyen Mahmut Akyüz, "Bizi sedasız aşağı indirmeye başladılar, hiç ses yok. O sırada bana bir şey yapacaklarını, öldürüleceğimi düşündüm. Binadan dışarı çıkarken dış kapıyı da kırdıklarını gördüm. Sokakta her yerde polisler vardı.

Mehmet Akyüz.


Minibüse bindirirken bir Türk komşumuz bizi gördü. Komşu kadın 'Abi ne oluyor' diye seslendi. Ben de o anda 'akrabalarıma haber verin' diyebildim, hemen ağzımı kapattılar. Komşunun bizi görmesi polisleri tedirgin etti. Telefonla konuştular ve 'Kahrolası kadın nerden çıktı, her şeyi gördü. Bir kadın bizi gördü akrabalarına haber verdi' diye bilgi verdiler. O zaman anladım ki bana kötü şeyler yapmanın peşindeydiler" diye konuştu.

'SOYUP KAMERAYA ÇEKTİLER'

Minibüse bindirildikten sonra da elleri ve ayakları bağlı olduğu halde, polislerin çok sıkı kontrolü altında olduğunu belirten Akyüz, "Havaalanına geldiğimizde kamera olan bir odaya götürdüler. Bana soyun dediler, kabul etmedim. 'Ben terörist miyim, neden soyunayım' dedim. Polisler 'Sen biliyorsun' diyorlardı sürekli. O zaman yazılı bir belge verin bana, avukat istiyorum dedim, 'Hayır hakkın yok' dediler. Soyup kameraya çektiler. O sırada bir polise, 'Bu yaptığınız insanlık dışı' dedim. Bana 'En ufak bir hareket yaparsan seni mahvederim' dedi. Daha sonra eşimi ve çocuklarımı gördüm. Her biri bir yerde oturtulmuştu. Birbirimizle konuşmamıza, kafamızı bile çevirmemize izin vermiyorlardı" dedi.

'ÜLKEMİZDEN ATTIK ARTIK SİZİ'

Özel bir uçağa bindirildiklerini söyleyen Akyüz şunları anlattı:

"Uçağa bindirirken 'Hakkınızda sınır dışı kararı var' dediler. Ben de 'Onun için mi bu muamele' diye sordum, 'Evet' dediler. Ben de 'Ama çocuklar Alman, kayıtları Türkiye'de yok' dedim. Uçağa bindirdiklerinde her birimiz bir koltukta oturtulduk. Beni koltuğa bağladıkları halde yanımdaki polis hala elimi bırakmıyordu. 'Ülkemizden attık sizi artık' diye konuşarak da tahrik ettiler."

'BURASI VATANIM BİR ŞEY YAPAMAZSINIZ'

Uçak Türkiye hava sahasına girince rahatladığını söyleyen Akyüz, "Uçakta bir an pencereden baktım İstanbul'a geldiğimizi görünce rahatladım. Yanımdaki polise dedim ki 'Çöz bunları, burası Türkiye Cumhuriyeti. Bana artık bir şey yapamazsınız. Türk polislere şikayet edeceğim sizi, ben kötü muamele gördüm, siz beni öldürmeye çalıştınız' dedim. İşte o anda yumuşadılar, uçak inmeden önce beni çözdü, telefonlarımızı ve bize ait parayı da verdiler. Artık sevimli oldular, yola geldiler. İstanbul'a indiğimizde ise 'Bize verilen görevi yerine getirdik' dediler. Türkiye'deki yabancılar şubesi polisleri bizi teslim aldı.  Türk polisi bizimle ilgilendi, yemek getirdiler" ifadelerini kullandı.

'MÜLTECİLERE YARDIM EDİYORDUM'

Mahmut Akyüz Mardinli olduğunu, Arapça, Kürtçe, Süryanice, İngilizce ve Almanca bildiği için Almanya'da gönüllü olarak yabancılara yardımcı olduğunu belirterek, "Orada yaşayan bazı Almanlar bana tepki gösteriyordu. Bana 'Bunları buraya sen mi getiriyorsun, istemiyoruz' diyorlardı. Ben de 'Sizin Başbakanınız izin verdiği için buradalar, ben onlara sadece yardımcı oluyorum. Ayrıca evsiz Almanlar'a da yardım ediyorum' diye cevap veriyordum" dedi.

'ARKADAŞIM AYNI ŞEKİLDE GÖNDERİLDİ'

Kendisi ile aynı muameleyi gören bir Türk arkadaşından haber aldığını söyleyen Akyüz, "Almanya doğumlu, oturum izni var, vatandaş gibi neredeyse, eşi de Alman. Ama aynı bizim gibi sınır dışı etmişler. Pandemi nedeniyle kamu kurumları çalışmıyor Almanya'da. İletişim kurmaya çalışıyorlar ama henüz bir bilgi alınamadı. Ben çok zor durumdayım. Çocuklarım Almanya'da doğdu, Türkçe bilmiyor, kimlikleri yok. Hepsinin eğitimi sürüyor. Okullarında kampanya başlattı arkadaşları ve öğretmenleri, geri dönmemiz için. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere tüm devlet büyüklerimizden yardım istiyorum, bize yardım edin" şeklinde konuştu. (DHA)