Krizle beraber bir bilgi kirliliğinin de meydana geldiğini ifade eden Ayaydın, “Salgın ile birlikte tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hayat durdu. Üretim çarkları devre dışı kaldı. İnsanlar işsiz. Tarım ve hayvancılıkta tehlike çanları çalmaya başladı. Turizm durdu. Esnaf kepenk kapattı. Kiralar, elektrik, su, doğalgaz faturaları ödenemiyor. Durum böyle olunca da, tartışma programlarında konu ekonomiye taşındı. Hangi TV kanalını açsan, bir moderatör, 4-5 konuk. Bunların içlerinde ekonomist, siyasetçi, gazeteci, hukukçu ve diğer meslekten kişiler var. Herkes kendi uzmanlık alanı ile ilgili tartışma programına ve de hazırlıklı olarak katılmalı, aksi takdirde bilgi kirliliğinden başka bir iş yapmamış olur. Çok önemli gördüğümüz kimi koca koca siyasiler, ekonomistler, hukukçular, araştırmacılar ve kimi gazeteciler bu bilgileri sağlıklı analiz yapmadan, tartışma programında dile getirirse, hem bilgi kirliliği yaratır, hem de güvenirliliğinizi yitirirsiniz” dedi.

AŞİNA YÜZLER

Aynı kişilerin Barış Pınarı Harekatı’nı, Anayasa değişikliği tartışmalarını, kadın cinayetlerini dahi tartıştığını anlatan Ayaydın, “İnsan hakları tartışmalarında, İstanbul ve Ankara seçim sonuçları tartışmalarından, basın özgürlüğü tartışmalarından, Ergenekon ve Balyoz davaları tartışmalarından da aşina olduğumuz yüzler. Tabii ki bu yorumcular arasında kendi alanında uzman olan çok değerli kişiler var. Onları tenzih ederim. Ama birçoğunun her konuda uzman olmaları da beni şaşırtmıyor değil” diye konuştu.

Aydın Ayaydın

DIŞ BORÇ ÖDEMELERİ GÜNDEME GELECEK


Tartışmaları izleyince kahrolduğunu ifade eden Aydın Ayaydın, “Belli ki 2020 yılı dış borç ödemeleri de gündeme gelecek. Bu konuda da internetten bir araştırma yapmanız gerekir. Burada da kısa vadeli borçları ayrıntıları ile görmeniz mümkün. Bu da yetmez. Kamu ve özel sektör borçlarını da ayrı ayrı değerlendirmeniz gerekir. Bu da yetmez, özel sektör üzerinde gözüküp de, Hazine garantisi olan borçlar var. Bunların da kamunun yükümlülüğünde olduğunu da sorgulamanız gerekir. Moderatörler de bilgisiz hazırlıksız olunca, tartışmacıların farklı farklı rakamlarına müdahale edemiyor. Bu da işin bir başka boyutu. Bunun en güzel yolu, herkes kendi uzmanlık alanı ile ilgili tartışma programına ve de hazırlıklı olarak katılmalıdır. Aksi takdirde bilgi kirliliğinden başka bir iş yapmamış olur” dedi.