Sivas’ta 6 yıl AKP Gençlik Kolları Başkanlığı ve İl Genel Meclisi üyeliği yapan Murat Toraman, Sivas katliamı ifadesinin kentin imajına zarar verdiği gerekçesi ile 'Sivas katliamı' diyenler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Madımak'ta yaşananların herkesin ortak acısı olduğu vurgulanan suç duyurusunda şu ifadeler kullanıldı:

* 1993 yılında yaşanan ve Sivaslılarla, Sivasla asla alakası olmadığına inandığımız Madımak Olayı’nın, 27 yıldır belirli bir kesim tarafından Sivas’a maal edilmesini şiddetle reddediyorum.

"EN AZ BU AİLELER KADAR..."

* Böyle üzücü olayı Sivaslılar olarak tasvip etmemiz asla mümkün değildir.

* Bu üzücü olayın şüphesiz en büyük mağduru bu yaşanan olayda hayatını kaybeden insanlar ve onların aileleridir.

* Ama en az bu aileler kadar 27 yıldır biz Sivaslılarda bu olayda mağdur edilmekteyiz.

* Yıllarca ‘yananlardan mısın, yakanlardan mısın’ sorusuna, Sivaslılar muhatap olmuşlardır.

* Hala bizleri buna maruz bırakmaya çalışan bir kesim de vardır.

'OLAY' BİLE DENMESİN TALEBİ

İnsanların diri diri yakıldığı katliama çok duyarlı olduğunu savunan Toraman şu ifadeleri kullandı:

* Bir Sivaslı olarak istiyorum ki bu acı artık suistimal edilmesin. Bu yarayı birileri kaşımaya çalışmasın. Kaşımasın. Biz Sivaslılar olarak 7'den 77'ye bu konuya çok duyarlıyız, hassasız ve dönem dönem yapılmaya çalışılanın farkındayız.

* Ortak acımızı istismar etmek isteyen kişilere bilinmelidir ki Sivaslılar olarak fırsat vermeyiz.

* 1993 yılında yaşanan acı olayın bana göre Sivas ismi ile yan yana anılması bile zuldür. Olayın gerçekleştiği yer olan Madımak Oteli, olayı anmak ve anımsamak isteyenler için yeterli olmalıdır.

* “Sivas Olayı” bile demeye gönlüm razı değildir. Kaldı ki bu yaşanan üzücü olay için “Sivas Katliamı” denmesini isteyenler veya özellikle bu ifadeyi kullananlar da yok değildir.

DEDESİNİ BÖYLE SAVUNDU

Sivas katliamı sanıklarından dedesi Mehmet Toraman'ın olaylarla hiçbir ilgisi olmadığını iddia eden Toraman şöyle konuştu:

Bir Sivaslı olarak, bir Sivas aşığı olarak, bir sünni olarak, alevilerle kardeşçe yaşayan bir vatandaş olarak, olaylarla hiç bir alakası olmadığı halde suçsuz yere aylarca mahkum edilen bir dedenin torunu olarak, bu olayın acısını iliklerine kadar yaşamış biri olarak, 1993’de yaşanan olaylar için “Sivas Katliamı” ifadesini kullanan kişi veya kişiler hakkında suç duyurusunda bulunuyor ve cezalandırılmasını istiyorum.

VALİYE SUÇ DUYURUSU

Öte yandan Sivas Katliamı'nda öldürülen Gülsün Karababa’nın ağabeyi Hüseyin Karababa, Sivas Valisi Salih Ayhan’ın, "Sivas olayları" demesi üzerine suç duyurusunda bulunmuştu.

Dünkü suç duyurusunun ardından Sivas Valisi Salih Ayhan bugünkü anmalarda katliam kelimesi tartışmasına değindi. Ayhan “Sivas ve katliam kavramları hep bir arada kullanılmaya çalışılıyor. Bunun imasının bile milyonlarca Sivaslıyı rahatsız ettiğini biliyoruz. Bu iki kavramın asla bir arada kullanılmamasını istirham ediyorum. Sivas isminin önünde ve arkasında katliam kavramının kullanılması büyük bir sorumsuzluktur. Sivas’ın valisi olarak bunun doğru olmadığını belirtiyorum” dedi.

SÖNMEYEN ATEŞ: SİVAS KATLİAMI

Yazar ve sanatçılardan oluşan 33 kişinin Sivas’ta kaldığı otelde yakılarak öldürülmesinin üzerinden 27 yıl geçti.

Olaylar sonucunda iki otel görevlisi ile iki gösterici de ölmüş ve toplamda 37 kişi yaşamını yitirmişti.

[old_news_related_template title="Sivas Katliamı'nın 27. yılı: Madımak insanlık tarihinde kara bir leke" desc="2 Temmuz, bir katliam tarihi olarak hafızalara kazınmış durumda. Yazar ve sanatçılardan oluşan 33 kişinin Sivas’ta kaldığı otelde yakılarak öldürülmesinin üzerinden 27 yıl geçti. Olaylar sonucunda iki otel görevlisi ile iki gösterici de ölmüş ve toplamda 37 kişi yaşamını yitirmişti." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2020/07/02/iecrop/detay-kopya_16_9_1593664423.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/sivas-katliaminin-27-yili-madimak-insanlik-tarihinde-kara-bir-leke-5906089/"]