CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak MYK gündemini kamuoyuyla paylaştı. Öztrak, TELE 1 Ankara Temsilcisi İsmail Dükel ile Oda TV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız’ın sabah saatlerinde gözaltına alınmasına tepki gösterdi.

AKP’nin 7 Haziran 2015 seçimlerinde, 13 yıllık tek başına iktidarını kaybettiğini hatırlatan Öztrak, şöyle konuştu:

* Erdoğan bunu hazmedemedi, sandıkta oluşan millet iradesini fiilen tanımadı ve ülkeyi yeni bir seçime götürdü. 2 seçim arasında da ülkemizde büyük bir şiddet ve terör dalgası yaşandı.

* İnsanlarımız güvenlikleriyle, özgürlükleri arasına sıkıştırıldı. Demokrasimiz dünya liginde hızla geriledi. Ardından da tek adam parti devleti rejimine giden darbeler süreci başladı.

* Önce ülkenin seçilmiş Başbakanı bir Saray darbesiyle alaşağı edildi, birkaç ay sonra 15 Temmuz’da da iktidarın eski ortakları hain bir darbe girişimi gerçekleştirdi.

* Haklarındaki MİT raporlarına rağmen, Erdoğan’ın her ne hikmetse son dakikada emekliye sevk etmekten vazgeçtiği ordumuzun içindeki bazı hainler Gazi Meclis’imizi bombaladı. Yurttaşlarımızı şehit etti.

"MİLLETİN İRADESİNİ KABUL ETMEDİ, MIZIKÇILIK YAPTI"

15 Temmuz darbe girişiminin, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, Allah’ın bir lütfu olarak görüldüğünü ileri süren Öztrak, şu ifadeleri kullandı:

* 20 Temmuz’da OHAL ilanıyla başlayan sivil darbe süreciyle, tek adam parti rejiminin önü açıldı. Milletimiz, OHAL şartlarında rejim değişikliğine zorlandı.

* 7 Haziran’da millet iradesiyle inatlaşan Erdoğan ve Ak Parti, 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerinde de, İstanbulluların sandıktan çıkan, analarının ak sütü gibi tertemiz iradesini kabul etmedi. Mızıkçılık yaptı.

* 13 bin oy farkla kaybettiği seçimi iptal ettirdi. Bu sefer milletimizin Erdoğan’a cevabı çok ağır oldu. 13 bin oy farkını sindiremeyenlere, milletimiz 806 bin oy fark attı.

* Sandığa darbe girişimini milletimiz yerle bir etti. Ama anlaşılıyor ki, 20 Temmuz darbe sürecinin müellifleri, milletin verdiği dersi bir türlü öğrenemiyorlar.

"BERBEROĞLU, SİYASİ GAREZ VE CHP’YE KARŞI YÜRÜTÜLEN KAN DAVASININ KURBANIDIR"

Enis Berberoğlu'nun siyasi garez ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı yürütülen kan davasının kurbanı olduğunu söyleyen Öztrak, sözlerine şöyle devam etti:

* Ağızlarından ‘milli irade’yi düşürmeyenler, Erdoğan’ın atama yardımcısının gönderdiği tezkereyi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde okutarak, İstanbulluların hür iradesiyle seçtiği vekilimizin, Enis Berberoğlu’nun, Milletvekilliğini düşürdü.

* Herkes biliyor ki Enis Berberoğlu, siyasi garez ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı yürütülen kan davasının kurbanıdır. Enis Berberoğlu’nun yargılandığı davaya konu olan görüntü ve belgeleri herkesten önce yayımlayanlar şimdi Erdoğan’ın etrafındadır.

* Yine, ‘O silahlar vallahi de, billahi de Türkmenlere gönderilmedi’ diye ekranlarda feryat edenlerin partisi de şimdi Saray’ın küçük ortağıdır. Türkiye’yi beraber yönetiyorlar.

"BU İKTİDAR HOŞUNA GİTMEYEN HERKESE CASUS DAMGASI VURUYOR"

Hükümetin hedefinde sadece milletin iradesi olmadığını, özgür basını da hedef aldıklarını savunan Öztrak, açıklamalarının devamında şu ifadeleri kullandı:

* Bu sabah, gazeteci arkadaşlarımız İsmail Dükel ve Müyesser Yıldız gözaltına alındı. Dükel ve Yıldız’ın siyasal ve askeri casusluk iddiası ile gözaltına alındığı ifade ediliyor. Bu iktidar, hoşuna gitmeyen herkese casus damgası vuruyor. Casusluk bu kadar ucuz bir suç mu?

* Müyesser Yıldız daha önce Ergenekon sürecinde de FETÖ savcıları tarafından içeri alınmıştı. Anlaşılan FETÖ taktikleri aynen bugün de uygulanmaya, bu iktidar tarafından uygulanmaya devam ediyor. Milletvekili arkadaşlarımız Oda TV ve Tele1 ile ilgili gelişmeleri yerinde takip ediyorlar.

* Bu iktidar bağımsız medyadan, bağımsız yargıdan, bağımsız barodan, bağımsız Merkez Bankası’ndan yani önünde bağımsız sıfatı olan her şeyden nefret ediyor. Oysa bunlar nitelikli bir demokrasinin vazgeçilmez unsurları.

“SANDIKTA GİDECEKLERİNİ GÖRÜYORLAR, BU TELAŞ ONUN TELAŞI”

Ankara’nın bir ilçesinde Erdoğan’ın resimlerinin duvara asıldığını ve üstüne ‘Ya olacağız, ya öleceğiz’ yazıldığını belirten Öztrak, şöyle konuştu:

* Bu nasıl bir dil? Bu nasıl hastalıklı bir psikoloji? İnsana sormazlar mı, ’18 yıldır memleketin başındasınız, daha ne kadar olacaksınız?’ ‘Bu zamana kadar neyi olamadınız da şimdi olacaksınız?’ Sandık yaklaşıyor, sandıkta gideceklerini görüyorlar, bu telaş onun telaşıdır.

“KOCA BİR ÜLKE TEK KİŞİNİN AKLIYLA İDARE EDİLİRSE İŞTE BUNLAR OLUR”

Geçtiğimiz günlerde sokağa çıkma yasağının akşamdan sabaha iki kez değiştirildiğini hatırlatan Öztrak, bu kararın büyük bir skandal olduğunun altını çizerek şöyle konuştu:

* Önce Sağlık Bakanı çıktı, ‘Bizim hafta sonu sokağa çıkılamaması ile ilgili bir kararımız yok’ dedi. Milletimiz de, esnafımız da hazırlığını yaptı.

* Sonra Cuma gecesi İçişleri Bakanlığı, ‘Hafta sonu sokağa çıkılmayacak’ dedi. Millet ne yapacağını şaşırdı. Ardından, Saray’ın kibirli sesi yükseldi, ‘Bu kararı Sağlık Bakanlığı’nın tavsiyesi ile aldık ama gönlüm razı olmadı, iptal ediyorum’ dedi.

* Koca bir ülke devlet aklıyla değil, tek bir kişinin aklıyla idare edilirse işte bunlar olur. Siz bu süreci bilime, liyakate göre mi yoksa gönlünüze göre mi yönetiyorsunuz.

“TEK ADAMIN BİR KARARNAMESİNE BAKAR BU İŞ”

Basın toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Öztrak, Ayasofya’nın ibadete açılması yönündeki tartışmaların hatırlatılması üzerine şu cevabı verdi:

* 18 yıldır Saray yönetimi ne zaman başı sıkışsa Ayasofya’yı ortaya atıyor. 18 yıldır iktidardasınız, şu anda tek adam parti devletini de kurdunuz. Tek adamın bir kararnamesine bakar iş. Bunu istismar etmeyin. Bunu daha fazla istismar etmeyin. Bunun üzerinden siyaset yapmayın. Açacaksanız açın.