İLKER BAŞBUĞ’UN YAZILI AÇIKLAMASININ ŞİFRELERİ:


 Başbuğ: Askeri yargıda değişiklik yapılmasaydı 2009’da FETÖ’ye darbe indirilebilirdi


 İlker Başbuğ’un işaret ettiği “Kayseri Işık Evleri” operasyonunda örgüt tespit edilmişti


 Ancak... Askeri yargı devre dışı bırakılınca Fetullahçı askerlerin abileri yurtdışına kaçtı


1 - 26 Nisan 2009 tarihinde bir gece yarısı operasyonuyla, AKP milletvekillerince yapılan bir değişiklik önergesiyle, bir kanunla askeri yargı devre dışı bırakıldı.

Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ bu duruma işaret etti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da milletvekillerinden Başbuğ’a dava açmalarını istedi...

Özet bu...

Dün de İlker Başbuğ yazılı bir açıklama yaptı ve “Darbelere zemin hazırlanmasını önlemek amacıyla yapılacak düzenlemelere ilkesel olarak karşı çıkılamaz. Ancak askeri şahısların askeri mahallerde işledikleri suçlar nedeniyle sivil mahkemelerde yargılanmasına ilişkin 26 Haziran 2009 tarihinde yapılan düzenleme Anayasa’ya aykırıdır” dedi. Ancak... Başbuğ’un açıklamasındaki en çarpıcı detay, 2009 yılında Kayseri ve Erzincan soruşturmalarına yaptığı vurguydu! Okuyalım:



“FETÖ’YE DARBE İNDİRİLEBİLİRDİ”

“... Hükümet tasarısının dışında gece yarısı getirilen ve 13 dakika içerisinde kabul edilen bu iki önergeden en çok istifade eden FETÖ olmuştur. Bu iki değişiklik yapılmamış olsaydı Kayseri ve Erzincan soruşturmaları ile 2009 yılında bile FETÖ’ye ciddi bir darbe indirilebilirdi.”

KOMPLOYA KATILAN 5 SİVİL KİM?

“... 7 Ocak 2009 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun tasarısı Başbakan’ın imzasıyla Hükümet tasarısı olarak sunulmuştu. 26 Haziran 2009 tarihinde gece yarısı saat 00:59’dan itibaren hükümet tasarısında olmayan iki adet önerge sunulmuştur. Birinci önerge ile asker olmayan kişilerin askeri mahkemelerde yargılanmasına son verilmesi amaçlanmıştı. 3 Kasım 2016 tarihinde TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’ndaki beyanımda ifade ettiğim gibi ‘Bu değişiklik tartışılabilir. Demokratik ülkelerde sivil şahıslar sivil mahkemelerde yargılanabilir.’ Ancak, unutulmamalıdır ki bu değişiklikten ilk faydalanacak kişilerin FETÖ’nün TSK’ya karşı Kayseri’de kurduğu komploya katılan 5 sivil olduğu ortadadır.”

İşte Fetullahçı Terör Örgütü’yle mücadelede kırılma noktası...

Beş sivil kim?

2 - Fetullahçıların komutanlıktan çaldığı belge!


Ahmet Zeki Üçok... Fetullahçı Terör Örgütü’nü ilk tespit eden isimlerden. ‘Karargah Evleri’ ile ‘Kayseri Işık Evleri’ soruşturmalarının ardından Balyoz kumpasına dahil edilen Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcısı...

Kayseri dosyasına uzanalım: Üçok, ‘Karargah Evleri’yle ilgili çalışma yaparken, yaklaşık 1 yıl sonra, Mart 2009’da Kayseri 2. Hava İkmal Merkez Komutanı Tümgeneral Rıdvan Ulugüler, Hava Kuvvetleri Adli Müşavirliği’ni arar. Kayseri’de kendisiyle ilgili bir mektubun dolaşıma sokulduğunu ve askerlerin girmesinin yasak olduğunu gösteren bir emir yazısının çalındığını söyler.

Tümgeneral Ulugüler, çalınan emirin değiştirildiğini ve ekleme yapılarak esnafa dağıtıldığını belirtir.

2009’da tutuklanan Astsubay Ali Balta Kayseri’de çaldığı belgeyi itiraf etmişti.


EMİR YAZISI DEĞİŞTİ

Değişiklik yapılan metinde şöyle denir: “Ey vatandaş, senin vergilerinle maaş alan bu Tümgeneral Rıdvan Ulugüler, senin ekmeğinle oynuyor. Senin işyerine askerlerin girmesini yasaklıyor.” Üçok yanında Yazı İşleri Müdürü Şafak Canlı ve Stajyer Hakim Üsteğmen Özgür Tüfekçi’yle birlikte Kayseri’ye gider! Soruşturma izni alınmıştır. Ancak... Üçok başına örülecek çuvalın farkında değildir. Devam edelim...

3 - Astsubayların 4 abisi yurtdışına nasıl kaçtı?


Soruşturma sonucunda, Tümgeneral Rıdvan Ulugüler imzalı emrin Harekat İstihbarat Kısım Amirliği’nde değiştirildiği tespit edilir.

Astsubay Ali Balta 4 Mart 2009’da gözaltına alınır ve ‘Işık Evleri’nde yetiştirildiğini itiraf eder. Komutanın emrinin çalınması talimatını Ali Balta’ya, Kayseri’de eczacılık yapan, TSK’dan sorumlu bir sözde imam verir. Balta ifadesinde şöyle der: “Emri ben aldım, abiye verdim. Daha sonra eve geldi ve bir flash bellek içinde bana verdi.”

Astsubay Balta tutuklanır.

Fetullahçılar, “Ali Balta’nın ifadeleri hipnozla” alındı yalanını yaymaya başlar. 11 Mart 2099’da TSK’dan sorumlu ‘Fetullahçı abiler’ hakkında yakalama kararı çıkar ancak 4 ‘abi’ Azerbaycan’a kaçmıştır bile...… Örgüt aslında Kayseri’de tespit edilmiştir. Ancak...…

Ali Balta’nın avukatı Mustafa Dokumacı, müvekkilinin tutukluluğuna itiraz eder ve tahliyesini talep eder...

HAKİM YÜZBAŞIOĞLU’NUN TESPİTİ

Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, Hakim Albay Mehmet Yüzbaşıoğlu başkanlığında, 29 Temmuz 2009’da toplanır ve itirazı değerlendirir.

Karar şöyledir: “Söz konusu suçların bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlendiğine dair soruşturma dosyasında deliller bulunduğu, şüphelilerin bir kısmının firar halinde olup halen yakalanma emriyle arandıkları… İtirazın reddine”

Peki Mustafa Dokumacı yıllar sonra nerede karşımıza çıktı?

Ali Balta’yı savunan Mustafa Dokumacı, 5 Ağustos 2016’da Ankara’da ‘avukatlar’ operasyonu düzenlenir. Gözaltı listesindeki FETÖ elebaşı Gülen’in avukatlığını yaptığı bilinen Nurullah Albayrak, Hayrettin Açıkgöz, Mehmet Kadir Filizer, Hakan Yıldız ve Melik Bayat’la birlikte yurt dışına kaçmıştır. 2009’da tespit edilen örgütün elemanlarını askeri yargının elinden alan ve sivil mahkemelerde yargılanmasını sağlayanlar suçlu değil mi?

BAŞBUĞ HAKLI ÇIKTI... ÇÜNKÜ...

SONUÇ: Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un açıklamasındaki tespit: “13 dakika içerisinde kabul edilen bu iki önergeden en çok istifade eden FETÖ olmuştur. Bu iki değişiklik yapılmamış olsaydı Kayseri ve Erzincan soruşturmaları ile 2009 yılında bile FETÖ’ye ciddi bir darbe indirilebilirdi.”

İşte Kayseri dosyasının hikayesi...