Koronavirüs (Covid-19) hastalığı, özel bir testle teşhis edilebiliyor. Bu testin, ihtiyaca yetecek miktarlarda üretimi, maliyeti, dağıtımı kamu gözetiminde olmalı. Hastalığın “pandemi” niteliği, tanı işinin piyasa insafına bırakılmamasını gerektiriyor. Kamu kaynaklarını kullanan yönetenler teşhis kitleri konusunda topluma bilgi vermeli.

Şimdi size iki açıklamadan notlar aktaracağım:

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçen ay (12 Şubat’ta) TBMM’de gazetecilerle sohbet edip sorularını yanıtladı. Türkiye’de  Covid-19 için geliştirilen tanı kitiyle ilgili soruya, Koca’nın yanıtından bilgi özetleri aktarıyorum:

MALİYET 75-80 TL

Temel hedef, maliyeti azaltmak değil. Temel hedef, yerli bir kitin daha erken sonuç verebilirliğini sağlamak.

Sonucun erken verilmesi, maliyetten daha önemli. Sonuç verme süresi 90 ile 120 dakika. Bu süreyi de kısaltmak için çalışmalar yapılıyor.

-Daha önceki kitin maliyetini 300 liradan 75-80 liraya düşürdük. Bu kit aynı zamanda ticari bir kit olarak planlandı. Haklarının, Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş. (USHAŞ) üzerinden ticari kit olarak pazarlanması da planlandı. Yurtdışına da satılacak.

HIZ VE KAYNAK İSRAFINI ÖNLEME

Yine geçen ay Ulusal Viroloji Laboratuvarı Sorumlusu Doç. Dr. Gülay Korukluoğlu da Covid-19’ı teşhis eden kitten yüz güldürücü sonuçlar alındığını, testin 90 dakikada sonuç verdiği söyledi. Voice of America’dan Yıldız Yazıcıoğlu’nun haberine göre Korukluoğlu, bu malzemenin yurtdışından getirtilmesinin 1-1.5 ayı bulabildiğini belirterek, şöyle dedi:

“Ama bu yerli test sistemi sayesinde üretim merkezinden destek aldığımız zaman, hemen istediğimiz günün ertesi günü bize ulaştırılabiliyor. En önemli avantajlarından bir tanesi bu. İkincisi de en azından kaynak israfını engellemesi ve oldukça uygun fiyatlara testlerin mal ediliyor olması. Bu da ülkemiz kaynaklarının israf edilmeden kullanılmasını sağlıyor.” 

YERLİ MİLLİ ŞİRKETİN ADI BİOEKSEN

Bakanlık yetkililerinin “yerli ve milli” diye referans gösterdiği Covid 19 tanı kitini üreten şirketin Bioeksen Arge Teknolojileri Ltd. Şt. (İTÜ Arı Teknokent şirketi. Serpil Yılmaz, Bioeksen hakkında haftasonu ayrıntılı bilgiler yazdı.) Şirket 2014 yılından bu yana 32 farklı Ar-Ge projesini devlet desteğiyle gerçekleştirmiş, projeler sonucunda 162 farklı moleküler biyoteknoloji ürünü ortaya çıkarmış.

Bu açıklamaların ikisi de Türkiye’de henüz kesinleşmiş vaka yokken yapıldı. Bugünün şartları test kitlerinin üretimi, dağıtımı -önemli değil denilse de- maliyeti konusunda bilgi verilmesini gerekli kılıyor.

Gelelim kritik noktaya:

2 MİLYON SİPARİŞ NEDİR?

Bu kadar hatırlatmayı yapmamın diğer nedeni BİST’te işlem gören RTA Laboratuvarları A.Ş. isimli şirketin Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yaptığı açıklama. 13  Mart tarihli açıklamada şirketin koronavirüs tanısında gerekli kit üretimi ve dağıtımı için “tüm parametrelerini tamamladığı” bildiriliyor.  Hastalığın teşhisine yönelik talepler karşısında firmanın çalışmalarını tüm hızıyla sürdürdüğü, yıllık 7 milyon adet olan üretim kapasitesinin 13 milyon adet sınırına ulaştığı belirtiliyor:

“Bağlı ortaklığımız A1 Yaşam Bilimleri A.Ş. ile birlikte yürütülen çalışmalar doğrultusunda 5 ülkeye ihracatımız devam etmekte olup, bunun yanı sıra 10 ülkeden daha siparişler alınmış durumdadır. Gelen siparişler neticesinde nisan ayı sona kadar 2 milyon adet testin siparişi teslim edilmesi planlanmaktadır. Koronavirüs tanısı için gerekli tüm malzemelerimizin sadece ülkemizde değil bu coğrafyadaki tüm ülkelere ulaştırılması için elzem çaba gösterilmektedir.”

Sahiplik yapısı 2 yıl önce değişmiş olan, Gebze’de kurulu RTA Laboratuvarları A.Ş.’nin bugünkü ortakları, yatırım/ finansman alanında faaliyet gösteren şirketlerden oluşuyor: Güler Yatırım Holding, onun iştiraki İCG Finansal Danışmanlık, Capital Yatırım Menkul Değerler.

Bu şirket hisselerinin mart ayı performansı, borsadan anlayanlar için dikkat çekici ölçüde yüksek bulunuyor. Bir haftada yüzde 50’lerden bahsediliyor.

Sözün özü, koronavirüs testlerinin yeterli ve güvenilir üretimi hayati bir konu. Sağlık Bakanlığı, eğer bir toplu alım, büyük ihale yapacaksa, açık yapmalı. Açık ihaleye vakit yoksa doğrudan alım ya da pazarlık yapacaksa da üretici şirketleri, kimin, hangi şirketten, kaça alacağını kamuyla paylaşmalıdır. Koronavirüs testi haksız kazanç kuşkusu yaratılacak bir alan değil.