CHP Milletvekili İlhan Kesici, HaberTürk TV ekranında konuşuyor:

“İBB bir Fatih tablosu getirdi. Bunu da çok ayıplıyorum. Çok ayıp! Türkiye, ‘yaşa var ol, böyle belediye başkanı yeryüzünde görülmüş değildir. Bellini’nin Fatih’in tablosunu getirdi filan!’ diyor.

Kimin ne olduğu belli değil. Belli (Bellini’yi kastediyor) diye birinin şeyi olacak, veriden gidiyorum: Bellini ya da Bellini’nin onda bir yüzde bir ayarında bir ressam Fatih tablosunu yapacak. Bunu müzayedeye koyanlar bunun ne olduğunu, in midir cin midir söylemeyecek. Öyle şey olur mu ya?

Belli’nin değil, kimin ne olduğu belli değil. Bu böyle reklam yapılmaz. Kendi belediyemiz. (AK Partililerin desteklemesi) Çok yanlış kardeşim.

Böyle bir şey var mı? Kim bu?

Kimin şeyi? Ressamı kim?

Bu soru soruldu. Arkadan gelen cevap şu ‘Bellini’nin atölyesinde resmedildiği zannedilen’...

Bu ne ya böyle bir ciddiyetsizlik olur mu?

İstanbul belediyesi hoşuna gider alır ama bir hafta reklam nedir ya?

İstanbul’un fethi ile ilgili her şeyi biliyoruz. Fatih’in yanında biri var kim olduğunu bilinmiyoruz.  İster al ister alma ama Belli(ni) diye satma.

‘Öyle olduğu değerlendirilen’ ne demek?

Bellini’nin olsa 6.5 milyon etmez en az 6.5 milyar lira eder.”

★★★

“Yılların siyasetçisi”, “yılların ekonomisti” diyebileceğiniz Kesici için “yılların sanat tarihçisi” diyebilir misiniz? Kurduğu cümlelere bakarsanız, sanırsınız yılların sanat tarihçisi. Veriyle söylüyormuş: Bellini olsa 6.5 milyon değil 6.5 milyar lira edermiş.

Madem Kesici verilerle söyledi, ben de verilerle devam edeyim ve siz Kesici’nin “ayıp yaaa” diyerek söylediklerinin haklı olup olmadığına karar verin:

Birinci veri: Bugüne dek satılmış en pahalı tablo Leonardo da Vinci’ye ait Salvator Mundi portresidir. En son, Monoco Futbol Kulübü’nün sahibi Rus oligark Dmitry Rybolovlev’in koleksiyonundaydı ve 2017’de yapılan müzayedede Suudi Prens Abdullah bin Mohammed bin Farhan Al Saud’a satıldı. 1500 yılında yapılmış bu eşsiz da Vinci tablosu için 3.2 milyar lira (Kesici’nin biçtiği fiyatın yarısı) ödendi. O satış hangi müzayedede yapıldı biliyor musunuz?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Fatih tablosunu aldığı Christie’s’in New York şubesinde. Aynı şirketin müzayedelerinde, Gentile Bellini’nin ve kardeşi Giovanni Bellini’nin başka eserleri de satışa sunuldu ve genelde fiyatları 1 milyon doların altındaydı.

İkinci veri: İBB’nin satın aldığı tablo, müzayedede şöyle tanımlanmıştı:

“Portrait of Sultan Mehmed 2 (1432-1481) with a Young Dignitary / Workshop of Gentile Bellini, Venedik, Circa 1429-1507”

Önemli sözlüklerde “Dignitary” sözcüğünün karşılığı “Yüksek mevkili kimse”, “büyük adam” ve “ruhani lider” olarak geçiyor. “Workshop” sözcüğü de atölye anlamında kullanılıyor.

Yani resim, 3,2 milyar liralık satışların yapıldığı dünyanın en ciddi müzayede şirketi tarafından, Kesici’nin dediği gibi “Bellini’nin atölyesinde resmedildiği zannedilen” ya da “Bellini’nin” diye değil, doğrudan “Bellini atölyesinden” diye satışa çıkarılmış.

Üçüncü veri: Yapılan araştırmalar satın alınan resmin 15. Yüzyılın son yıllarında, Bellini’nin İstanbul’dan Venedik’e dönmesinden sonra yapıldığını gösteriyor.

Dördüncü veri: Gentile Bellini, İstanbul’a iki asistanıyla birlikte geldi ve Londra’da National Gallery’de sergilenen Fatih tablosu da dahil bütün eserlerini atölyesini paylaştığı o asistanlarıyla birlikte yaptı.

★★★

Satın alınan tablo, 420-430 yıl önce İtalya’da Bellini’nin atölyesinde resmedilmiştir ve kıymetlidir. En ünlü Fatih portresinin Londra’da (National Gallery), en ünlü Fatih madalyonunun (Costanzo da Ferrara tarafından 1474’te yapılmış) New York’ta (Metropolitan Museum) sergilendiği bir  dönemde kıymetli bir Fatih tablosunun da “Fatih” unvanını aldığı şehirde sergilenmesi önemlidir.

Ankara’da bir parkta demir, plastik ve beton yığınlarına 750 milyon doların gömüldüğü düşünülürse bu tablo için 6 milyon lira verilmesi “israf” olarak görülemez.

Bu veriler ışığında finali Sayın Kesici’nin konuyla ilgili konuşurken sıkça kullandığı ifadeyle yapacağım ki yaptığı eleştirinin ne kadar orantısız ve haksız olduğunu anlasın:

Ayıp yaaaa, çok ayıp!