Telefonum çalıyordu. Biraz meşguldüm ve numara tanıdık olmadığı için açıp açmamakta tereddüt ettim. “Elimdeki işi bitirip geri ararım” diye düşündüm. Ancak biraz daha çalınca “belki acil bir telefondur” diyerek açtım.

“Selamın Aleykum Deniz Hocam” dedi.

Sonra kendini tanıttı:

“Adım Selami Kasımoğlu. Sizi bir arkadaşımın sorunuyla ilgili arıyorum” dedi.

“Buyrun” dedim ve dinlemeye başladım.

Önce kendisini tanıttı. Milli Görüş geleneğinden gelen, kendisini Saadet Partisi saflarında ifade eden, 28 Şubat döneminde “laik devleti yıkmak, terör örgütüne yardım ve yataklık yapmaktan” yargılanmış, muhafazakar bir vatandaş olduğunu anlattı.  (Hakkında yaptığım araştırmadan da 1998’de Erzurum DGM’de yargılandığını, beraat ettiğini, ileriki yıllarda da ‘başörtüsüne özgürlük’ platformlarında aktif rol aldığını doğruladım).

“Arkadaşınızın sorunu nedir” diye sorunca da Selami Bey anlatmaya başladı:

“Ravza Kavakçı Kan ile ilgili bir sosyal medya paylaşımının altına yorum yapmış. Polis gelmiş ve özür dilemezse sorun olacağını söylemiş. O da aynı yere özür mesajı yazmış. Bir süre sonra uzlaştırma için avukatlar gelmiş ve ‘10 bin lira verirseniz uzlaşma ile dosyayı kapatırız’ demişler. Arkadaşım altı aydır işsiz. Hasta bir kızı var ve o parayı vermesi imkansız. Zaten, yazdığı şey de hakaret değil. Ablası Merve Kavakçı’ya TBMM’de o muamele reva görülürken hüngür hüngür ağlamış, yıllarca bu işin mücadelesini vermiş biri olarak, özür de dilendiği için belki meseleyi kapatır diye Ravza Hanım’ın danışmanı ile temasa geçtim. Ancak kendisi danışmanı aracılığıyla ‘avukatımla konuşsunlar artık’ mesajını iletti. Dosya mecburen mahkemeye gidecek.”

Selami Bey’in verdiği bilgileri araştırdım, sosyal medya paylaşımını ve sorun edilen yorumları buldum. Yol TV, sosyal medya hesabında “AKP’li Ravza Kavakçı’ın İBB’de işe girip aynı gün aldığı burs ile ABD’ye gitmesine, ABD’de iken de çalışmamasına rağmen maaş almasına dair yapılan tüm haberlere mahkeme kararıyla erişim engeli getirildi” haberini paylaşmış ve M.S.Ç isimli vatandaş da bu paylaşımın altına “Hırsızlık, yolsuzluk artık suç değil. Bunları ortaya çıkartan suçlu sayılıyor” yorumunu yapmış. M.S.Ç, (Büyük ihtimalle polis kapısını çaldıktan sonra da) ikinci mesajında “Olumsuz yorum yaptığım için özür dilerim. Eleştiri yapmanın yasak olduğunu bilmiyordum kusura bakmayın” ifadesini kullanmış.

Daha sonra Uzlaştırmacı Mehmet Ali Kortak’ın M.S.Ç ve Ravza Kavakçı’ya gönderdiği uzlaştırma tekliflerini de buldum. Olaylar gerçekten de Selami Bey’in anlattığı gibi yaşanmış.

Konunun bütün boyutlarına vakıf olduktan sonra iki tespit yapmak, bir temennimi dile getirmek ve bir soru sormak istiyorum:

1- Tespit: M.S.Ç’nin bir haberle ilgili sosyal medya paylaşımının altına yazdığı, “genel geçer” ve “öznesiz” bir tespiti, Ravza Kavakçı Kan’ın kendi üzerine alınması, kendisine hakaret sayması biraz tuhaf kaçmış.

2- Tespit: Yaşanan olay, vatandaşların, polis ziyareti, uzlaşma teklifi ve mahkeme tehdidiyle iktidar ve iktidar mensuplarıyla ilgili düşüncelerini dile getirdiğine pişman edilmesinin, gelecekte de dile getiremez hale getirilmesinin tipik ve yaygın bir örneği olmuş.

3- Temenni: Dilerim davaya vicdanlı bir hakim bakar ve Ravza Hanım’ın konumuna, Kavakçı Ailesi’nin devlette ve AK Parti’deki gücüne göre değil, hukuk devleti ile düşünce özgürlüğünün gerektirdiklerine göre bir karar verir.

4- Soru (Selami Bey ve onun gibi inanç özgürlüğü mücadelesi verirken Kavakçı ailesinin peşinden giden muhafazakarlara): “Artık avukatımla konuşsunlar” mesajındaki üstenci yaklaşım, hoşgörüsüzlük, hatta acımasızlık size en çok neyi hatırlatıyor? Mücadeleniz nereden nereye gelmiş?

Yavaş, İmamoğlu ve Akşener’i sollamış


AREA isimli araştırma şirketi 25-27 Temmuz tarihleri arasında 12 büyükşehirde  2 bin 212 kişiyle görüşerek “Türkiye Siyasi Gündem Araştırması” başlıklı bir araştırma yayınladı. Araştırmada, benim açımdan iki önemli sonuç var:

Araştırmaya göre, bugün referandum yapılsa “güçlendirilmiş parlamenter sistem” büyük farkla tercih edilir.

“Muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı” sorusunda Mansur Yavaş diyenlerin sayısı Ekrem İmamoğlu’nu geçmiş. Listenin üçüncü sırasında ise Meral Akşener var.