Çatlasalar da patlasalar da camiye dönüştürüldü Ayasofya... Kendisi İstanbul Fatih’te olunca çok da zor olmadı aslında... Ortada ne bir çaba var ne bir çalışma... Alt tarafı bir imza!
★★★
“Sultanahmet’i bir doldurun, ondan sonra ona bakarız” da demişti. “Bu oyuna gelecek kadar siyasi istikametimi kaybetmedim” diye de eklemişti. Ne oldu da oyuna geldi? Peki, şimdi istikamet neresi?
Unutmayalım ki bu kararı alan Danıştay... Gün gelir olumsuzluklar baş gösterir ise... İşte o zaman “Eyy Danıştay!”
“Biz hukuka saygılıyız, onlar karar aldı, uygulamak zorundayız.”
Neyse ki Ayasofya cami olmadığından dolayı bugüne kadar kötü giden ekonomi, fakirleşen insan kitleleri, enflasyon, işsizlik, büyüme, yolsuzluk, hırsızlık, adam kayırma gibi olumsuzluklar sona erdi.
Müjde! Süper güç diyebiliriz artık Türkiye’ye! Bir camiye bakıyormuş meğerse...
★★★
Batı ile münasebetimiz “Bu karar nedeniyle sarpa sarar” diyen gafiller çıkabilir. Sorarım size ilişkilerimiz daha ne kadar kötüye gidebilir? Bundan ötesi ancak tamamen kopartmak olabilir!
Müzeyi camiye çevirmekle bir süre için zafer kazanmış komutan ifadesi ile dolaşılabilir. Hatta havayı yumuşatmak için Heybeliada Rum Ortodoks Ruhban Okulu eğitime açılabilir.
İyi de bütün bunların bizim günlük yaşamımıza ne etkisi olabilir? Hiç! Fakir hâlâ fakir...
★★★
Daha fazla düşman kazandık. Daha az turist gelmesini sağlayacak hamleleri de yaptık. Bu sayede düşen gelirimizi iyice azalttık.
Türk düşmanı lobilerin arayıp da bulamayacakları kozu üç beş oy uğruna altın tepside sunduk.
Ayasofya’ya namaza gidenler bol bol Türkiye için dua etsinler. İşimiz Allah’a kaldı. Ekonomi için dua da kâfi gelmez. Neyse ki önümüz Kurban Bayramı!
Türkiye’ye haciz gelir mi?
Geleceğimize ışık tutması açısından bir haber çok dikkatimi çekti.
“AKP döneminden kalan borç nedeniyle metro paralarına el konuldu! Önceki yönetim döneminden kalan asfalt işi alacağı için İBB’nin bankadaki 565 milyon lirasını haciz yolu ile aldı. Bu para, İBB’nin metro projesi için aldığı yurtdışı kredisiydi.”
★★★
Bu daha ne ki? Şöyle ki; 11.2 milyar dolar yapım maliyetli 19 şehir hastanesi yapımı için ödemesi yıllara yayılan 95 milyar dolar Hazine garantisi verildi müteahhitlere...
Yıllardır ülkeyi yöneten AKP’nin de suyu ısındığına göre... Ülkeyi kim yönetirse yönetsin hacizlerle uğraşacak yıllar boyunca enkazı kalan ekonomide...
Her defasında; “Cebimizden de 5 kuruş para çıkmadı!” diyerek vurguladı. Alkışlar yankılandı. Haciz gelince ülkeye, unutmasınlar bu alkışları... Harcamasınlar o 5 kuruşlarını, lazım olacak kurtarmak için hacizli malları...
Ülkeye haciz mi? Gelir mi? Gelir! “Adamlar yol yaptı” ama yaparken altyapısını da unutmadı!
Hani bu 95 milyar dolarlık şehir hastaneleri var ya... Osmangazi Köprüsü’nü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü, Çanakkale Köprüsü’nü, havalimanlarını, duble yolları da koy yanına... Hepsinin muhatabı Londra’da! Peki, ne alaka?
“Olur da iktidarı kaybedersek alacağımız parayı garantileyelim. Yuh bu kadar da kazık olur mu diye dava açarlarsa Türk mahkemelerine güvenmeyelim, Londra’da tahkime gidelim” mantığıyla hesap vereceğimiz yer uluslararası arena...
Türkiye Cumhuriyeti ödemedi mi söz verdiği garanti yolcu, garanti araç, garanti hasta parasını? Haciz koyarlar yurtdışındaki Türkiye’nin hesaplarına... Aktarırlar yandaşların kasalarına!
★★★
Projeye karşı çıkan yok! İtiraz edilen konu fahiş kullanım ücreti ve ihale ediliş şekli! Aklı başında kimsenin imzalamayacağı yap-işlet-devret modeli... Koca devlet daha ucuz kredi bulup yapamaz mıydı? Yapardı ama bu sefer partili nasıl söğüşleyecekti devleti? Önümüzdeki 20-25 yıl boyunca nereden bulacaktı para?
★★★
Şu salgın döneminde şirketler nefes alacak iş dahi yapamıyorken, yapan ve işletenler cayır cayır para kazanıyorlar. Sözleşmede garanti parayı bağlamışlar.
Bunun bizim için meali; “Ne girdiği belli değil!” misali...
Neticede parasını dolar üzerinden alıyor. Zira az araç geçiyor diye köprüler zarar etmiyor! Zarar eden devlet... Olan bizim vergilere oluyor.
