18 yıldır hep aynı türküyü söyleyen “Yanılmışız, bizi kandırdılar” diyerek her başarısızlığı “Yabancı güçlere” bağlayan AKP iktidarı galiba ilk defa haklı!

Koronavirüs belası bize dışardan geldi. Bu kesin! Ancak, bu konuda iktidarın önemli bir yanlışı var!

Din takıntısıyla 21 bin kişiye umreye gitme izni verilmesi çok büyük hataydı!

Koronavirüs’ün yabancı ülkelerde hızla yayıldığı ve Suudi Arabistan’da da bu virüs nedeniyle ölümlerin olduğu biliniyordu.

Umrecilerin dönüşünde de 16 bin vatandaş serbestçe yurda dağıldılar. Her biri kendi memleketine gitti, hasta olanlar virüsü de beraberinde götürdü.

Karantina tedbiri geç düşünüldü ve son gelen kafileler (yaklaşık 5 bin kişi) kontrole alındı ama iş işten geçmişti!

★★★

Şimdi, ölümcül virüsün umreciler vasıtasıyla Türkiye’ye girdiği ve üzücü vakaların bu nedenle çoğaldığı belirtiliyor.

Sağlık Bakanlığı, umreye gidip dönen kaç kişinin öldüğünü ve bunların hangi şehirlerde olduğunu açıklayabilir mi? Çünkü insanların kendilerini koruması için bunun bilinmesinde fayda var. Fakat... Sanırım bu konuda bir açıklama yapılmaz!

Çünkü zülfiyare dokunur! Hatanın büyüğü umre gezisine izin veren yönetimindir.

“Oksijen Ventilatörü”


Koronavirüs, pençesine geçirdiği kurbanların akciğerlerini çalışmaz hale getiriyor. Hasta havasızlıktan boğularak hayatını kaybediyor!

Boğulmayı önlemenin tek yolu hastayı “Oksijen ventilatörü” (Solunum cihazı) ile desteklemek.

“Oksijen ventilatörleri” salgın süresince çok kişinin hayatının kurtarabilir.

Peki, Türkiye’de bu cihazdan ne kadar var? Sayısı yeterli mi? Her hastaya verilebiliyor mu?

Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca bu konuda ne gibi önlemler aldı, bilmiyoruz!

Hayati bir konudur oksijen cihazı... Test kiti kadar önemli!

★★★

İngiltere’nin Bristol kentinden yazan okurum Süleyman Akbulut:

“Dini sözler maalesef hayat kurtarmıyor. Bilimi kullanmak gerek!” diyor ve ekliyor:

“Yıllardır yaşadığım Birleşik Krallık’ta (İngiltere’de) Sağlık Bakanlığı ‘Oksijen ventilatörü’ üretimine öncelik verdi. Şimdi birçok fabrika hızla bu malzemeyi imal ediyor.

Türk medyasını izliyorum. Bu konuda hiçbir haber göremedim. Oysa koranavirüs hastalığında en çok ‘Oksijen ventilatörüne’ ihtiyaç duyuluyor. Dilerim Türkiye’mizin Sağlık Bakanı Fahrettin Bey bunun farkındadır.”

Yasak ve gazeteciler!


Devlet önce işi yasakla değil uyarıyla halletmeye çalıştı “Mecbur olmadıkça evden çıkmayın” dedi, dinletemedi!

Koronavirüs salgınına aldırış eden olmadı. Bu sorumsuzluktu tabii ki...

Virüs hızla yayılıyordu...

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu baktı ki millet sokakta “65 yaş üstündeki herkese sokağa çıkma yasağı” koydu. Çünkü virüs en çok yaşlıları etkiliyordu.

★★★

“65 yaş üstü yasakla” birlikte gazete yazarları ve yöneticileri için “görev yapamamak” gibi bir sorun ortaya çıktı. 65 yaş üstünde çok sayıda yazar ve yönetici var. Bazıları çalışmasını evden sürdürebilir, bazıları sürdüremez.

Gazetecilerin yaptıkları halka hizmettir, onları uyarmaktır.

★★★

Deneyimli gazeteci-yazar arkadaşım Taylan Sorgun arayarak:

“Sıkıyönetim yasakları döneminde bile Basın Kartlı gazetecilere yasak uygulanmazdı, basın kartlılar yasaktan hariç tutulurdu. Şimdi neden bu düşünülmedi? Biz görev yapamayacak mıyız?” dedi.

Taylan Sorgun haklıdır. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bu konuyu bir kez daha düşünmelidir.

GÜNÜN SÖZÜ


Bir virüs, insanlığın aslında ne kadar bilgisiz ve aciz olduğunu gösterdi!