Niğde’nin Ulukışla İlçesi, yerel seçimlerde “Taşımalı seçmen” iddialarıyla gündeme gelmiş, gece değişen nüfus tabelaları da çok konuşulmuştu. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, İl Başkanı Erhan Adem, Ulukışla İlçe Başkanı Hüseyin Toker’in mücadelelerine rağmen sonuç değişmedi, taşıma oylarla Ali Uğurlu başkan seçilmişti.

Yalnız Türkiye’nin değil, dünyanın gündeminde koronavirüs var. Ulukışla Belediyle Başkanı Ali Uğurlu, akrabası olan Ziraat Odası Başkanı Ali Emin Uğurlu ile birlikte, “Büyük bir buluş!” açıklamak ve bunu uygulamak için çalışanları belediye önünde topladı.

 

“DEFOL KORONAVİRÜS”

Başkan, belediye önünde ateş yaktırdı. Sacın üzerine üzerlik otunu attı. Ot yanmaya başlarken Başkan da konuştu: “Sevgili hemşerilerimiz, koronavirüsten kurtulmak istiyorsak, Ulukışla Belediyesi olarak önerimiz üzerlik bitkisinin herkesin evinde tütmesidir. Yöresel inançlarımıza göre üzerlik, koronavirüsünü defedecektir. İnşallah, belediye aracımızla üzerliği bütün mahallerimizde gezdireceğiz ve koronavirüsü Ulukışlamızdan uzaklaştıracağız.”

Etrafındakiler başkanı hararetle alkışladı. Belediye aracının üzerine içinde üzerlik bitkisi yakılan sac konuldu ve mahallelerde anonslar eşliğinde dolaştırıldı. Sağlık Bakanı’nın, oluşturulan Bilim Kurulu’nun çalışmasına hiç gerek yokmuş! Nazara karşı tohumu ipe dizilen, belirli aralıklarla renkli bez parçaları konulup süslenen üzerlik birçok evde asılıdır. Daha önce ilçede kasaplık yapan başkan Ali Uğurlu, ilçesinden koranavirüsü kovduğuna inanıyor. Tabii ki ona inananlar da var.


600’ü aşkın sağlık çalışanına Koronavirüs bulaştı. Doktorlarımız hep gündeme geliyor ama sağlıkta en ön safta ve ölesiye çalışan acil hekim, hemşire, bakıcı, laborant, temizlik elemanları, hastane ve ambulans görevlileri en yüksek risk grubundadır. Bazı belediyeler doktorlara otelleri, yurtları açıyor ama fedakarca çalışan diğer sağlık personeli hep unutuluyor. Yapmayın bunu...

1970 yılında, İstanbul Sağmalcılar semtinde kolera salgını başlamıştı. O günlerde Haseki Hastanesi’ne günde 250-300 adet serum takan, bu yüzden parmakları uyuşmuş, hissini kaybetmiş isimlerden birisi de Dr. Canan Karatay’dı. Salgınları ve acilleri doktor olarak bizzat yaşayan Karatay’ın, görüşleri birçok bilim insanı tarafından benimsenmese de bu konuda hem sağlık personeline, hem de vatandaşlara söyleyecekleri var. Onun gönderdiği mektubu okuyoruz:

DURUM ACİLDİR, ACİL!

“Kem küme vaktimiz yoktur. İki doktor, bir dişhekimi, bir hemşiremizi kaybettik. 600’den fazla sağlık çalışanı karantinada ya da yoğun bakımda tedavi altındalar. Senelerden beri bilinen ve halkımızdan saklanan, gizlenen bir gerçek var: Başta korona olmak üzere tüm virüs hastalıklarına en etken madde yüksek doz C vitaminidir. En ön safta ölesiye çalışan tüm sağlıkçılarımıza dinlenme süreleri içinde bir saat içinde yüksek dozda IV C-VİTAMİNİ vermeye başlamalıyız. 

Yok efendim, ‘Deneme süresi’, yok efendim ‘Kanıtlanmış mı?’, yok efendim ‘Yan etkisi nedir?’ sorularını soracak zaman olmaz acil durumlarda. Ayrıca, senelerden beri uygulanmakta ve başarılarla sonuçlanmış bir yöntemdir yüksek doz C vitamin infüzyonu. Duyulmamış, saklanmış, alay edilmiş olması ise endüstrinin etkisiyledir. Bu alanda yüzlerce çalışmanın yayını engellenmiştir.”

Canan Karatay, Çin, Güney Kore ve New York’ta koronaya karşı yüksek doz C vitamininin hastalara uygulandığını, bilimsel dergide başarılı sonuçlar alındığının da belirtildiğini kaydediyor. Karatay, “Bizler de hastalanmaları ve ölümleri acilen önlemek zorundayız” diyor ve şöyle devam ediyor:

HEPSİ BOŞ LAFLAR

“Yok efendim ilaç bulunmuşmuş, aşı çalışmaları başlamışmış... Hepsi boş, ilaç firmalarının güdümünde olanların eveleme, gevelemeleridir. Hiçbiri bizim en ön safta savaşan kahramanlarımıza yönelik, ifadeler değildir. Grip aşısının faydası yoktur. Gribin, ilaçla tedavisi yoktur. Sanki aşı yapılınca kimse grip olmayacakmış algısı yaygınlaştırılıyor.

Sağlık kahramanlarımızın tümünü korumak zorundayız. Geç kalınmadan bir an önce uygulamaya geçmemiz ve başlamamız şarttır. C vitamin doğaldır, çok ucuzdur, yan etkisi azdır, canlarımızı kurtaracaktır, uygulanması son derece kolaydır.”

Prof. Dr. Canan Karatay da bilim insanı olarak bu uyarıda bulundu.