Çayıralan, Yozgat’ın 5 bin 300 nüfuslu eski bir ilçesi. Her ilçenin sorunu, öncelikleri farklıdır. Emniyet mensubu Ömer Codar, emekliye ayrıldıktan sonra CHP’den belediye başkan adayı oldu ve seçimi kazandı. Pandemi sürecinde belediyenin bütün olanaklarını seferber etti, etmeye de devam ediyor.

Çayıralan’da, PTT’nin artık kullanmadığı iki katlı binası var. Binanın birinci katı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na, ikinci katı da İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne tahsis edilmişti. Milli Eğitim Müdürlüğü, o katı öğretmenevi olarak kullanıyor, öğretmen ve yakınları misafir ediliyordu.



BAKIN NE OLDU?

Maddi olanaklar bakımından AKP’nin gücüne hiçbir siyasi parti yetişemez. Böyle olmasına rağmen, AKP İlçe Teşkilatı’nın devlet imkanlarından yararlanmak için Çayıralan’da neler yaptığına bakalım:

Yaklaşık 4 ay önce AKP İlçe Teşkilatı, PTT’nin mülkü olan binaya taşındı. Yeni binasını daha görünür yapabilmek için binanın etrafını parti afişleriyle, resimlerle donattı. PTT’nin malı olan binaya AKP’nin taşınması ilçede hayret uyandırdı. Çayıralan Belediye Başkanı Ömer Codar da yapılanın her yönüyle yanlış olduğunu, bu binanın kamu malı olduğunu, ihalesiz hiç bir kişi ya da kuruma peşkeş çekilemeyeceğini belirtti.

Başkan, ilçesinde yaşanan bu kanunsuzluğu Yozgat Milletvekili Ali Keven’e de aktardı.

Keven, bunu TBMM’ye taşıdı ama tabii ki ses yok. Neyse ki binanın dışındaki tüm fotoğraf ve levhaları söktüler. Sadece binanın giriş kapısında AKP Çayıralan İlçe Başkanlığı tabelası bırakıldı. İlçe yönetiminin binada yaptığı toplantının da görüntüleri paylaşıldı.

PTT DE ÇARESİZ

Ali Keven, ilçede yaşanan bu kanunsuzluğu Yozgat Valisi Kadir Çakır’a bildirdi. Vali ne söylesin, “Bu konuda İnceleme yaptıracağını” belirtti. Ama, valinin inceleme-soruşturma yapmaya zamanı kalmadı ve son kararnameyle İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu’na alındı.

Yerine atanan Ziya Polat’ın ise henüz il’e yeni gitmesi ve ziyaretler nedeniyle böyle bir konudan haberinin olduğunu da sanmıyorum.

Belediye Başkanı Ömer Çodar’ı arayıp, PTT’ye ait binaya ihalesiz bir biçimde AKP’nin yerleşmesini nasıl karşıladığını sordum. Başkan şunları söyledi:

“AKP İlçe Başkanlığı’nı gördüğümüz kadarıyla devlete ait binadan kimse çıkaramıyor. İnceleme-soruşturma açılmışsa şimdiye kadar çoktan bitmesi gerekirdi. İşin garibi tüm şikayetlerimize rağmen bu bina halen AKP ilçe Başkanlığı tarafından gasp edilmiş bir şekilde kullanılıyor.”

İHALEYE GİRELİM

Çayıralan Belediye Başkanı olarak Yozgat PTT İl müdürlüğüne resmî yazı yazarak söz konusu binanın İhale Kanunu gereği kiraya verilecekse veya satılacaksa belediye olarak talip olduğumuzu, binayı almamız halinde birinci katını kütüphane, ikinci katını misafirhane yapmak istediğimizi belirttim. Bunu da PTT yetkililerine söyledim. Açıkçası, bu bina, Çayıralan AKP İlçe Başkanlığı tarafından yasal olmayan bir şekilde kullanılıyor.”

AKP Yozgat İl Başkanlığı, AKP Çayıralan İlçe Başkanlığı, ilçede tepki toplayan bu uygulamaya bir an önce son vermeli. PTT binası ihaleye çıkarılacaksa onlar da katılmalı. Yoksa “Ben bu binaya el koydum” uygulaması devlete olan güveni de zedeler.

Öğrenci okutmak istiyorsanız Yarbaşı’na zeytin diktirin


Osmaniye’nin Düziçi ilçesine bağlı Yarbaşı Beldesi 4 bin nüfuslu. Mustafa Kaynar, 4 oy farkla belde belediye başkanlığını AKP’den alıp CHP’ye kazandırdı. Kısıtlı olanaklarına rağmen, farklı uygulamalarıyla bir yılda önemli yol aldı.

CHP’li bir çok belediye gibi, Yarbaşı Belediye Başkanı Mustafa Kaynar da eğitim ve kooperatifçiliğe önem veriyor. Kadınlar üzerinden kooperatif kurdular. Belde halkının gelirini artırmak, hayvancılığı teşvik etmek için neler yaptığını Kaynar’dan dinliyoruz:

“3 bin tavuk alıp vatandaşlara dağıttık. Şimdi, yumurtalarını da satıyoruz. 40 bin ata tohumdan ürettiğimiz domates fidesi dağıttık. Hayalimiz ise öğrencilerimize burs vermek. Orman vasfını yitirmiş yerlere zeytin fidesi dikmeye başladık. Sayıyı ilk aşamada 13 bine çıkaracağız. 10 zeytin fidanından alacağımız zeytin, bir öğrencinin bursunu karşılayacak. 100 dönüm alana anaç fıstık diktik. Çalışanlarımızın alacağı olan 350 bin lirayı ödemenin ve onlara 500’er lira harçlık vermenin de mutluluğu içindeyim.”

S.S. Yarbaşı Beldesi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, “10 zeytin fidanı, 1 öğrenci” sloganıyla burs verecek. Siz hem fidan diktirerek, hem bunun ürününden öğrenciye burs vererek destek olacaksınız. Her fidan için 50 lira desteğiniz bile önemli. Fidan diktirmek isteyenler için IBAN: TR72 0013 4000 0174 0131 7000 01.

Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar'dan, Yarbaşı’na taziye evi ve park yapma, Yarbaşı’nın ünlü zeytin ve zeytinyağı markası “Yarbaşım”ı da Ankara’da Halk Marketlerde satma sözü aldı. Başkan, beldesine mutlu döndü.


Bu ünlü davada bir adım daha atıldı


Kamuoyunda 28 Şubat Davası olarak bilinen, 9 yıldır devam eden soruşturma ve kovuşturma İstinaf aşamasından sonra yeni bir aşamaya geldi. Bu davanın 9 yıllık özetini aktaralım:

1. Soruşturma Prof.Dr. Necmettin Erbakan’ın 27 Şubat 2011’de vefatından sonra başlatıldı.

2. Başlatılan soruşturma, önceki bir çok davada olduğu gibi Fethullah Gülen Nur Tarikatı üyeliği gerekçesiyle 1997 yılında TSK’dan atılan eski Binbaşı Tamer Tatar’a gönderilen bir klasör belge, bir DVD ve bir CD’nin 22 Aralık 2011’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ulaştırılmasıyla derinleştirildi.

3. Soruşturmayı başlatan, yürüten ve davanın iddianamesini hazırlayan Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, aynı zamanda Kozmik Oda soruşturmasını yaptı. 15 Temmuz darbe girişiminden 4 ay sonra sahte kimlikle yakalandı. Yargılamalar sonunda FETÖ üyeliği ve devletin gizli kalması gereken bilgilerini ifşa suçlarından 17 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

4. İlk gözaltılar 12 Nisan 2012’de aralarında eski Genelkurmay 2. Başkanı Emekli Orgeneral Çevik Bir ile birlikte 30 askerle başladı.

TEK SİVİL SANIK

5. Soruşturma kapsamında 12 Nisan 2012 - 6 Mart 2013 tarihleri arasında 12 dalga halinde 103 sanık soruşturmaya dahil edildi, bunlardan 76’sı tutuklandı. Soruşturmanın tek sivili ise eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz oldu. Gürüz de tutuklu yargılandı.

6. Sanıklardan emekli Orgeneraller Çetin Doğan, Şükrü Sarıışık, emekli korgeneraller Engin Alan, Metin Yavuz Yalçın, Doğan Temel, Tevfik Özkılıç aynı zamanda Balyoz kumpasında da yargılandı.

7. Aralarında Kuvvet Komutanlığı yapmış ve yaşı 80’i geçmiş orgenerallerin de bulunduğu toplam 102 asker sanığın son rütbelerine göre dağılımı şöyleydi: 14 Orgeneral/Oramiral, 17 Korgenaral/Koramiral, 15 Tümgeneral/Tümamiral, 15 Tuğgeneral/Tuğamiral, 37 Albay, 1 Binbaşı, 3 Astsubay.

8. Dava kapsamında tutuklanan 76 sanıktan 65’i Sincan 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde, muvazzaf olan 11’i Mamak Askerî Cezaevi’nde kaldı.

9. Davanın iddianamesi ilk tutuklamalardan yaklaşık 13,5 ay sonra (Mayıs 2013 sonunda) hazırlandı. Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili imzasıyla yayınlanan ve BÇG-28 ŞUBAT adını taşıyan iddianame 1309 sayfa ve 355 ek klasörden oluştu.

21 AY TUTUKLU KALDI

10. Tüm sanıklar aynı suçla -T.C. Hükümeti’ni cebren devirmek, hükümetin görevlerini kısmen veya tamamen engellemek, engellemeye teşebbüs etmek, darbeye teşebbüs etmek suçuyla itham edildi ve hepsi için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

11. Duruşmalar 2 Eylül 2013 tarihinde Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.

12. Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık 2013 aylarındaki duruşmalarda verilen tahliye kararları ile tüm sanıklar peyderpey serbest kaldı. 28 Şubat soruşturması kapsamında ilk dalgada gözaltına alınan ve en son tahliye edilen emekli generaller Çevik Bir ve İdris Koralp yaklaşık 21 ayla en uzun süre tutuklu kaldı.

13. Duruşmalar sürecinde 3 kez Mahkeme Başkanı, 3 kez de savcı değiştirildi. Dava önce Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. 66’ncı duruşmada 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne devredildi.

14. Yaklaşık 5 yıl süren duruşmalar sonunda 13 Nisan 2018 tarihinde mahkeme kararını verdi. Buna göre 68 sanığın beraatına, 10 sanık için zaman aşımı nedeniyle davanın düşmesine karar verildi. 1’i sivil 20’si asker kökenli toplam 21 sanık hakkında önce ağırlaştırılmış müebbet, sonra iyi halli tutumlarından ceza müebbete çevrildi. Karar kesinleşinceye kadar adli kontrol tedbirleriyle salıverildiler. Bu arada, kararı veren Mahkeme Başkanı 87’nci celsede atandı. Yani 19 celseye katıldı. Karardan sonra hem başkan hem de üye hâkim Yargıtay üyeliğine getirildi.

SUÇLAMA: ALGI YARATTILAR

15. Karardan sonra dosya istinaf aşamasında Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi’ne taşındı. Mahkeme, 22 Haziran 2020 tarihinde verdiği kararla ilk derece mahkemesinin verdiği kararı aynen onadı.

16. Bu aşamadan sonra davanın Yargıtay süreci başlayacak.

17. Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararından sonra medyada sanki sanıkların mahkûmiyeti kesinleşmiş gibi bir algı oluşturuldu. Bu tamamen yanlış ve kasıtlıdır.

18. Haklarında ceza talebinde bulunan 21 sanıktan 3’ü istinaf sürecinde yaşamını yitirdi, böylece geriye 18 sanık kaldı.

19. Bütün soruşturma ve dava sürecinde yaşamını yitiren toplam sanık sayısı ise 11’dir. Kararda, TSK’nın hükümete karşı darbe yapılabileceği izlenimi oluşturacak tarzda kamuoyunda cebri güç algısı oluşturduğu” belirtiliyor. Askerlerin durumunu anladık ama eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, hükümete karşı nasıl bir darbe yapacaktı?