TBMM’ye gelene kadar Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu da taslaktan haberlerinin olmadığını söylüyordu. Açıkçası herkes biliyor ama asıl bilmesi gerekenlerin bilmediği gibi bir sonuç ortaya çıkmıştı. O yüzden baro başkanlarının Adalet Bakanı’na da, TBB Başkanı’na da güvenleri azaldı. Hele bir de Ankara’ya, TBMM’ye sokulmamaları gerilimi artırmaktan başka bir işe yaramadı.

Avukat kökenli CHP Milletvekili Mahmut Tanal, araştıran, soruşturan mücadeleci bir parlamenter. Adalet Komisyonu’nda, Avukatlık Yasası görüşülürken terlemeye başladı. Uyku bastı. Korona belirtisi diye TBMM revirine gitmesi istendi. Ama o konuşmadan ayrılmak istemedi. Rahatsızsa, virüsün başkasına bulaşmaması için mikrofonu alıp biraz uzaktan konuştu. Sağlık durumu ile ilgili son bilgiyi vereyim: Kendisi ve birlikte çalıştığı üç arkadaşına korona testi uygulandı ve testler negatif çıktı. Yine de pazartesi günü yeniden hastaneye gidecek ve bazı testler yapılacak.

HABERİNİZ YOK MU?

“Kanun koyucu boş, fuzuli şeylerle uğraşmaz” derler. Ama biz de yeterli araştırma yapılmadığından, konuyu bilenlere danışılmadığından boş işlerle uğraşılıyor. Avukatlık Yasası’nda yapılan değişiklikle yapılmak istenen Türkiye Barolar Birliği’nin mevcut olan delege sistemini değiştirmek. Peki, bu delege sistemi Anayasa’mızın 135’inci maddesinde tüm serbest meslek kuruluşlarında var mıdır? Var. Çünkü, delege kısıtlaması yapıldığında İstanbul Tabip Odası’nın itirazı, odalarının 14 bin üyesi bulunmasına rağmen Türk Tabipler Birliği Kongresi’nde 7 delege ile temsil edileceklerini, oysa 500 üyesi bulunan bir odanın da 7 delege gönderdiğini hatırlattı.

İstanbul Tabip Odası, yapılan düzenlemenin eşitsizliğe yol açtığını belirtip odaların, üye sayısına uygun delege katılımının sağlanması amacıyla  2000 yılında Ankara 4. İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuru gerekçesinde, yapılan yasal düzenlemenin Anayasa’nın 135. Maddesi’ne de aykırı olduğu belirtildi,  çıkarılan yasanın iptali için mahkemenin, Anayasa Mahkemesi’ne başvurması da istendi.



DAVAYI MAHKEME AÇTI

Avukatlık Yasası’nda yapılmak istenen değişiklikle ilgili asıl tartışmalardan birisi Barolar Birliği seçiminde delege sayılarıdır. Örneğin 47 bin üyeli İstanbul Barosu 13 üyeyle, sadece 44 üyeli bir baro ise 4 delege ile genel kurulda temsil edilmek isteniyor. Oysa bunun Anayasa’ya, nispi temsile de aykırı olduğuna ilişkin verilmiş Anayasa Mahkemesi kararından milletvekillerinin de habersiz olduğu anlaşılıyor.

Anayasa Mahkemesi kararında “Demokrasinin en belirgin özelliği, adil bir katılımı gerçekleştirmeye yönelik serbest, eşit, genel oy ilkesine dayanan ve temsilde adaleti de gözeten seçimlerdir” deniliyor. Anayasa’nın 135. maddesinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarının “Kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişileri” oldukları belirtiliyor. CHP Milletvekili Mahmut Tanal, bir taraftan tedavisini yaptırırken, bir yandan da Anayasa Mahkemesi’nin 19 Şubat 2002 tarihli  Esas :2000/78,  Karar: 2002/31 numaralı dosyasını inceledi. Kararda şöyle deniliyordu:

“Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşların kuruluş ve işleyişlerinin demokratik esaslara uygun olması amaçlanmıştır. İtiraz konusu kuralla, sayısı kaç olursa olsun üyesi 500’den yukarı olan Tabip Odaları’nın Büyük Kongre’ye katılımının 7 üyeyle sınırlandırılarak odaların, Birlik Genel Kurulu’nda adil bir denge kurulmasına elverişli sayıyla temsil edilmelerinin engellenmesi kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının oluşumunda demokratik ilkeleri esas alan Anayasa’nın 135. Maddesi  ile bağdaşmamaktadır. Açıklanan nedenlerde kural, Anayasa’nın 2. ve 135. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.”

TIPA TIP AYNI

Çıkarılmak istenen yasanın, Anayasaya aykırı olduğuna ilişkin mahkeme kararı olmasına karşın, bu çaba niçin? İptal edilen yasa ile Avukatlık Yasası’yla getirilmek istenen düzenlemeyi karşılaştırdığımızda, tıpatıp aynısı olduğu anlaşılıyor.

TBMM Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı’ndaki görevliler, getirilmek istenen düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğuna ilişkin komisyona bilgi vermiyor mu? Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiğini söylemiyorlar mı? Yasa teklifi üzerinde içeride şiddetli tartışmalar, TBMM önünde gaz sıkılan, oturmaları bile istenmeyen avukatlar var...