Geçen haftanın en çok konuşulan konulardan biri yine yargı oldu. Davaya konu kişinin kim olduğu önemli değil.

Önemli olan yargının içinde mevcut olan 180 derece farklılık. “Bu nasıl hukuk” dedirten tam da burası? Yerel mahkemenin verdiği ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası var. Sonra dosya haliyle istinafa gidiyor. Yani temyiz öncesi ara üst mahkeme. Bölge adliye mahkemelerine hakim atayacağız diye yerel mahkemelerde deneyimli hakim neredeyse kalmadı.

GELDİĞİ GİBİ...

Belgeler, dosya içeriği aynı olmasına, dosyaya yeni belge girmemesine rağmen aynı sanık için yerel mahkeme “Ağırlaştırılmış müebbet” derken, istinafta aynı sanığa beraat kararı veriliyor. Sonrasında, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) mahkemeyi dağıtıyor, başkan ve üyeleri Ankara dışına gönderiyor. Eğer, bizim bilmediğimiz farklı bir durum yoksa, bunun anlamı yerel mahkemeden gelen kararın, istinafta aynen onanması isteniyor. Uygulamaya bakılırsa, gelen kararın onanmaması durumunda heyetin dağıtılacağı mesajı çıkıyor.

SÖZ YARGITAY’IN

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi Başkanı Hulusi Gül, daha önce askeri mahkemede görev yapıyordu. Darbe girişimi davalarında askeri sözcükler, uygulamalar ve askeri gelenekler konusunda bilgi ve birikime sahip başkan bulunması da yerinde bir karar olarak değerlendirilir.

Bu mahkemenin, eski Korgeneral Metin İyidil hakkında verdiği beraat kararının ardından, başka bir mahkemenin beraat kararı verilen kişi hakkında “yakalama” kararı vermesi de pek usulden değildir. Mahkemenin bu kararına karşı itiraz makamı Yargıtay’dır. Nitekim Bölge Adliye Başsavcısı da kararla ilgili olarak Yargıtay’a başvurdu. Beraat kararı verilen kişinin yeniden tutuklanması da hukukçular arasında tartışılıyor. Metin İyidil’in adı geçtiği için belirtelim, 90 yaşındaki annesi de yaşanan olaydan etkilendi ve kalp rahatsızlığından hastaneye kaldırıldı.

YENİ Mİ ANLAŞILDI?

Mahkeme başkanının FETÖ’cü olduğu haberleri ortaya atıldı. Devletin, FETÖ’nün siyasetçi ayağına dokunmadan diğerleri için kararlı bir biçimde mücadele ettiğine inanıyoruz. Bu kapsamda 4 bin 354 hakim ve savcı FETÖ yapılanması içinde yer aldıkları gerekçesiyle meslekten çıkarıldı. Bunlardan bazıları hüküm giydi, bazılarının yargılaması sürüyor. Etkili bir mücadele devam ederken, Bölge Adliye Mahkemesi’nde görevli mahkeme başkanının FETÖ’cü olduğu görülmeyecek, hakkında işlem yapılmayacak, ancak bir sanık hakkında beraat kararı verdiği için Ankara dışına gönderilecek, FETÖ’cü olduğuna ilişkin özlük dosyasında olması gereken bilgiler ortaya saçılacak.

Bu durumda yerel mahkemeden gelen FETÖ davalarıyla ilgili kararlarda değişiklik yapılmaması istendiği yorumu yapılır. Bu da yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına gölge düşürür. O mahkemenin başkanı ve üyelerinin FETÖ ile bağı varsa şimdiye kadar niçin o görevde tutuldu, niçin hakkında soruşturma açılmadı, gereği yapılmadı? Eğer görevden alınmaya neden olarak akçalı bazı iddialar varsa bunun da bir an önce ortaya çıkarılması, bu heyetin verdiği önceki kararlarda da benzer gölgeler olup olmadığı araştırılmalı.

BUNUN İZAHI DA ZOR

Eski Cumhuriyet Savcısı Alp Kaan, halen Balıkesir’de avukatlık yapıyor. Aynı zamanda Balıkesir 24 Saat internet haber sitesinde yazıyor. Yargı konuları da öncelikleri arasında. Yargının çelişkili kararına dikkat çekiyor. Arkadaşımız Alp Kaan’ın yazısından tartışılan iki mahkeme kararıyla ilgili bölümü aktarıyorum:

“Peki nasıl bir hukuk sistemi? Nasıl bir yargı? Aralarında nüans olsa, aynı paralelde karar çıkıp da cezada değişiklik olsa anlayacağız. Birinin ‘Ağırlaştırılmış müebbet’ dediğine, diğeri nasıl ‘beraat’ veriyor? Üst mahkeme beraat veriyorsa, yerel mahkeme nasıl müebbet veriyor? 10 derece değil, 30 derece değil, 180 derece farkı normal bir vatandaşa nasıl izah edeceksiniz? Yargıya güven nasıl gelecek?

HSK İZLEMELİ

Onlarca hukuk fakültesi içinde nasıl mezun veriyor hukuk fakülteleri? Duruşma düzenini, usul hukukunu bilmeden kürsüyü teslim ettiğiniz hakimler var. FETÖ’yü koruma, kollama, abuk sabuk kararlara gelmiyoruz bile. İnanılmaz derecede bir kalite ve bilgi düşüklüğü var ki yerel mahkemelerin hallerini filme çekip de HSK’nın izlemesi gerek.

İki mahkeme. Birinin ağırlaştırılmış müebbet verdiğine öteki beraat veriyor, beraat veren heyet görevden alınıyor. HSK’nın mahkemeye bu aşamada müdahalesi mi tuhaf, 180 derece zıt kararla hukukun böylesine farklılaşması mı? Beraat kararı veren heyette FETÖ’yü koruma kollama izleri var ise şu ana kadar FETÖ yargıdan niçin temizlenemedi?”

Şaşırdık mı? Öylesine görüntü çiziliyor ki şaşıracak bir durum yok artık...