Hangi derneğin ya da vakfın kamu yararına çalıştığı Cumhurbaşkanı tarafından belirleniyor. Vakıf senedinde, dernek tüzüğünde amaçlar yazılıyor. Aralarında benzerlikler de oluyor. Ama birisine bu statü verilirken, diğerine verilmiyor.

Başkentgaz’ın, kamu yararına çalışan dernek statüsünde olan yani vergiden muaf tutulan Kızılay üzerinden, Ensar Vakfı’na yaklaşık 8 milyon dolarlık bağışı da, Başkentgaz’ın ihale aşaması da, özel yasa çıkarılması da tartışılacaktır.

DERİN ARAŞTIRMA

Diğer doğalgaz dağıtım şirketlerinde belediyenin yüzde 20 payı ve yönetimde temsilcisi bulunmasına karşın, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Başkentgaz’da payı da, temsilcisi de bulunmuyor. Çünkü, Başkentgaz’a özel bir yasa çıkarılmış. Vatansever bazı kişiler olmasaydı, Başkentgaz’ın, Kızılay üzerinden yaptığı bağışı da öğrenemeyecektik.

Hangi şirketin vergi kaçırmak ya da “kaçınmak” için hangi kamu yararına çalışan dernek üzerinden kimlere para aktarıldığının ortaya çıkarılması için “derin araştırma” gerekiyor. Bunu, yapabilecek olan da TBMM’de kurulacak araştırma komisyonu ya da Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’dur. Açıkçası ne böyle bir komisyon kurulur ne de Denetleme Kurulu harekete geçirilir.

ORADA, TUNCELİ VAKFI VAR

Tunceli Eğitim ve Sağlık Vakfı 30 yıl önce kuruldu. Son önemli projeleri ise Tunceli-Munzur Üniversitesi’ne yaklaşık 500 metre uzaklıkta 330 kişilik kız yurdunu, Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun belirlediği standartlara göre yaptırmaktı. Yurdun, 2018 yılında kaba inşaatı bitirildi. Bitirildi ama vakıfta da para bitti. Tunceli Valisi Tuncay Sonel, kendisinden destek isteyen vakıf yöneticilerine, “Siz en iyisi yurttan vazgeçin, projeyi değiştirip turizm amaçlı olarak birine kiraya verin” önerisinde bulundu. Peki vali bey  kızlarımız ne olacak? Kendisine sormak istedim ama vali beye ulaşamadım.

Vakfın kurucu üyesi, Denetim Kurulu üyesi ve vakfedeni İbrahim Söylemez, vergi kaçırmak ya da “kaçınmak” isteyenlerin kamuya yararlı vakıf ya da dernek üzerinden yaptığı yardımı öğrenince Cumhurbaşkanlığı’na gönderdiği dilekçede şu istekte bulundu:

ANLAMLI BAĞIŞ OLUR

“30 yıldır yoksul ve başarılı üniversite öğrencilerine kesintisiz karşılıksız burs veriyoruz. Burslar vakfın kaynaklarından ve üyelerin bağışlarından karşılanıyor. Kız öğrenci yurdu binasının kaba inşaatını tamamladık. Başvurularımıza rağmen vakfımıza vergi muafiyeti  tanınmadı. Vakfımıza yapılan bağışlar vergi matrahından düşülmediğinden iş çevreleri bağış yapmıyor. Yarım kalan yurt binamız da iklim koşullarından zarar görüyor.

Cumhurbaşkanlığı yüksek makamından talebimiz yurt binasının tamamlanması için gerekli ödeneğin kamu hazinesinden karşılanması, ödenek çıkarmaması durumunda Tunceli Valiliği’nin katkı sağlaması veya Türkiye Kızılay Derneği ile yapacağımız şartlı bağış sözleşmesiyle iş insanlarından yapılacak bağışların Tunceli Eğitim ve Sağlık Vakfı’nın yurt binası inşaatının tamamlanması için banka hesabımıza aktarılması hususunda gereğini saygılarımla arz ve talep ederim.”

Bu bağışı, aslen Erzincanlı olan Torunlar şirketinin sahibi Mehmet Torun’un yapması kızlarımız için, eğitim için hayırlı ve yerinde bir bağış olacaktır. Bakalım, Mehmet Bey’in böyle bir bağışı olacak mı? Olursa bunu duyurmayı da görev bilirim. Bekleyelim, görelim.

Eski bakan, balayına giden çifti çok üzdü


Kars’tan Ankara’ya gelecek uçağın yolcuları arasında bir ilçenin kadın kaymakamı ve eşi de vardı. Kendilerine uçağın ilk sırasında yer verilmişti. O çift düğünlerini yapmış, balayına gidiyorlardı.

Uçağa eski bir bakan geldi. İlk sırada, cam kenarında yani kendisinin oturması gerektiğini düşündüğü yerde başkasını görünce, uçaktaki görevliye, “O koltuğa kimin oturacağını bilmiyor musunuz?” dedi. Kaymakam hanım ve eşi gelen kişinin eski bakan olduğunu biliyorlardı. Eski bakanın, uçak görevlisine sert sözler söylemesi üzerine, hemen oturdukları koltuklardan kalktılar ve arka sıralarda kendilerine yer bulunmasını beklerken, o hemen cam kenarına oturdu. Beyefendi o kadar sinirlenmişti ki kendisinin daha önce hangi görevleri yaptığını bile sıraladı. Kesin, bu durumu THY yetkililerine de bildirmiştir. Dileriz, o görevlilerin başına bir şey getirilmemiştir.

“ERKEN Mİ GİDİYOR?”

Eski Milletvekili Mustafa Balbay, biniş kartını alırken, görevli üzgün bir biçimde ön koltukların dolduğunu söyledi. Balbay, “Arka sırada oturanlar daha mı geç gidiyor acaba?” deyip üzgün görevliyi güldürüyor. Sahi, eski bakan ilk sıradaki koltuğun solunda değil de, sağında otursa Ankara’ya gelmeyecek miydi? Balayına giden çifti üzmeye, yerlerinden kaldırmaya değer miydi? Siz, Ankara’ya onlardan önce mi geldiniz? O eski bakanın, kentine önemli hizmetler verdiğini de biliyoruz ama yaşanan bu olayı kimse kendisine yakıştıramadı.

O bakan kim? Boş verin adı bende, olayın tanıklarında kalsın...