Danıştay türbanla alakalı karar aldı, asrın liderimiz öfkelendi, “efendi bu iş senin işin değil, diyanet’in işi, Danıştay’ı kınıyorum” dedi.



Danıştay savcısı, Tsk’da türbanın iptalini istedi, asrın liderimiz ateş püskürdü, “bakıyorsunuz bir savcı çıkmış, sen kimsin yav? Savcı olabilirsin ama, sana ne oluyor da böyle bir iptali isteyebiliyorsun? Bu Danıştay savcıları eski Türkiye’den kalma ürünler” dedi.



Danıştay, Andımız’ı kaldıran yönetmeliği iptal etti, Andımız okullarda okutulmalı dedi, asrın liderimiz pek sinirlendi, “Danıştay’ın kararını iyi niyetli görmüyorum, cübbelerini kiraya veren sözde hukukçuların Türkçe ezan zulmünü dillendirdiklerine şahit oluyorum, Türkiye’nin ayağına pranga vuran ne kadar köhne yapı varsa kaldıracağız” dedi.



İzmir Limanı’nı özelleştirme adı altında kafalarına göre vermişlerdi, Danıştay fren koydu, asrın liderimiz açtı ağzını yumdu gözünü, “Danıştay’a bu işin hesabını kim soracak? Bir milyar doların bedelini bu millete ödeten Danıştay bunu bana nasıl izah edecek?” dedi.



Danıştay, katsayı kararını durdurdu, asrın liderimiz bu kararı da hiç beğenmedi, “Danıştay’ın kararı tamamen ideolojiktir, kabul edilebilir yanı yoktur, bu konuda yetkili mercii Yök’tür” dedi.



Danıştay, Galataport ihalesi hakkında durdurma kararı verdi, asrın liderimiz “ben böyle yargıya nasıl güveneyim, nasıl inanayım” diye isyan etti, “Danıştay’ın bu kararı vatanperverlik midir?” diye sordu.



Danıştay, Dubai şeyhinin İETT arazisine dikeceği kuleyi durdurdu, asrın liderimiz sert tepki gösterdi, “küresel sermayeyi getiriyoruz, Danıştay hemen önümüzü kesiyor, ayakbağı oluyor” dedi.



Asrın liderimiz Danıştay üyelerini saray’da topladı, medyanın önünde alayını fırçaladı... “Millet meydanlara çıktığımız zaman bizi yuhluyor, hesabı veren biziz, Danıştay’dan izin alacaksak o zaman ben bu makamda oturmayayım, çekeyim gideyim, böyle şey olur mu, jüristokrasi büyük tehdittir, Danıştay ben karar merciyim diyorsa, o zaman biz burada niye duruyoruz, kusura bakmayın, benim de yanımda bunca hukukçu var, anayasacısı, cezacısı, medeni hukukçusu, hepsi var, devlet bunlara niye maaş ödüyor, yan gelip yatsınlar diye mi ödüyor, hukuku statükonun emrine veren zihniyetin hortlamasına müsaade etmeyeceğiz” dedi.



E, şimdi?



Ayasofya müzesinin yeniden cami olup olmaması tartışılıyor, asrın liderimiz “Danıştay karar verecek” diyor!

“Biz bir hukuk devletiyiz, hukuk devleti olarak Danıştay’ın kararını bekliyoruz, Danıştay’ın vereceği karara göre atılması gereken adımları atarız” diyor!



Türbanla alakalı kararı diyanet’in vermesi doğruysa, camiyle alakalı kararı niye Danıştay veriyor?



Müzeyle alakalı kararı Danıştay’ın vermesi normalse, aynı Danıştay’ın limanla alakalı karar vermesinin neresi anormal?



“Danıştay karar mercii olacaksa, Danıştay’dan izin alacaksak, ben bu makamda oturmayayım o zaman” diyen İsmet İnönü müydü?



Gülmekten yerlere yatacağım ama, muhtemelen Danıştay’dan döner, gülmeyeyim bari.