GIRTLAĞA KADAR BORÇ
Hükümetin 20 Temmuz’da OHAL ilan ederek başladığı sivil darbe sürecinde, devletin her kademesinde olduğu gibi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda da (TCMB) şeffaflığın ortadan kalktığına dikkat çeken
Öztrak, şunları söyledi:
“TCMB’deki döviz rezervleri, Hazine ile yapılan bir protokolle arka kapıdan satılmaya başlandı. Bu dönemde Türkiye’nin 128 milyar dolarlık rezervi buharlaştı, yerine swap (takas) yoluyla gelen emanet paralar kondu, TCMB’nin kasası yamandı. Tabiri caizse, TCMB kendi evini sattı, sattığı eve kiracı çıktı. Şu an TCMB’nin kasası, swap yükümlülükleri de göz önüne alındığında 43.4 milyar dolar açık veriyor. Yani TCMB’nin sadece kasası boş değil, gırtlağa kadar da borçlu.”
Brüt rezerv ancak 5 aylık ithalata yeter
Ülkelerin döviz rezervlerinin yeterliliği değerlendirilirken, rezervlerin kısa vadeli dış borca oranının yanı sıra ithalatı karşılama oranının da önemli olduğunu vurgulayan Öztrak, onun da alarm verdiğini söyledi. Öztrak, “Şu anda TCMB kasasındaki brüt rezervler, ülkenin ancak 5 aylık ithalatını karşılayabilecek düzeyde” dedi.
Kur farkı nedeniyle oluşan kamu zararı 260 milyar lira
Rezerv satışının yoğunlaştığı dönemde ortalama dolar kurunun 6.28 TL olduğunu hatırlatan Öztrak, “Bugün dolar kuru 8.30 TL civarında. Satılan rezervi yerine koymaya kalksak, kur farkı nedeniyle ortaya çıkan kamu zararı 260 milyar TL’yi buluyor” dedi. Hükümetin 128 milyar doları çarçur ederken, halkı hayat pahalılığı ve işsizliğe de mahkum ettiğini vurgulayan Öztrak, şunları söyledi: “Saray, kerameti kendinden menkul faiz-enflasyon teorilerini ispatlamak için rezervleri bitirdi, ülkeyi yüksek döviz kuru-yüksek enflasyon-yüksek faiz sarmalına soktu. Bu zararın sorumlusu da ‘Ekonominin sorumlusu benim, ben’ diyen Erdoğan ve onun şahsım hükümetidir.”