Pandemi ile ticaretin yavaşlaması ve kapanmalarla ekonomiler daralırken, Avrupa’da hem kamu borçlulukları artıyor hem de bankalardaki batık kredi sorunu büyüyor. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, Euro Bölgesi’nin borç ortalamasının (kamu borç/GSYH) % 90’a çıktığını belirterek, “PIIGS (Portekiz, İrlanda, İtalya, Yunanistan, İspanya) ülkeleri pandemi krizine küresel krizin yüksek kamu borcunun zehirli mirası ile yakalandılar” dedi.

Avrupa Birliği’nin pandemi krizi öncesi borç yükü üzerinde, hala 2008 küresel krizinin etkileri olduğunu belirten Prof. Yılmaz, “2008 küresel krizinden 2020 pandemi krizine kadar geçen 10 yılı aşkın sürede borç sorunu ve onun yarattığı olumsuzluklarla mücadelede başarı sağlayamadıkları ortada. Pandemi kriziyle beraber bu ülkelerin kamu harcamaları da artmaya devam ettiği için borç yüklerinin azalma ihtimali çok düşük” diye konuştu.

Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz


ARTIK ÖTELENEMEZ

Uluslararası finans uzmanı Dr. Murat Kubilay da Avrupa’daki borç krizinin yeniden hortladığını belirterek, “Özel sektöre ait kredilerin döndürülmesi zorlaştı ve sınırlı devlet yardımlarına rağmen kamu borç oranları eş anlı patladı. Bu nedenle bu sorun artık ötelenemez durumda; borçların faiz ve vade koşullarındaki tadillerle çözülebilecek düzeyi çoktan aştı” diye konuştu.

BORÇTA ADETA YARIŞIYORLAR


Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz ise Avrupa ülkelerinin durumu şöyle özetledi: "Birliğe üye ülkelerin çoğu küresel krizden günümüze yüksek borçlu bir geleceğe doğru ilerliyor. İtalya ve Yunanistan’ın kamu borçları yükseliş yönünde adeta yarış halinde. Birliğin güçlü ekonomilerinden Almanya ve Fransa’nın küresel kriz öncesindeki 5 yıllık kamu borç stoku/GSYH ortalaması Maastricht kriterini ihlal edecek seviyeye ulaştı. İrlanda, kamu borç stoku itibariyle Maastricht kriterini sağlamaya yaklaştı. Yunanistan’ın 2009 yılında kamu borç stoku/GSYH rasyosu %127’den pandemi krizi döneminde neredeyse %200’e ulaştı. İtalya için ise bu oran %117’den %160’a tırmandı.”

Türkiye’nin dış borç stokuna da (435.1 milyar $) değinen Prof. Dr. Yılmaz, borçların döviz dağılımının % 55’inin dolar, % 35’inin ise Euro şeklinde ayrıştığını belirterek, “Dış borcun vadesine kadar ülkeye döviz girişi yaratılmazsa, dış borç ödeme kapasitesi düşüyor. Dış borç ödeme kapasitesi göstergelerinden olan dış borç servisi/ihracat oranı % 50 seviyesinde. Bu oran geri ödeme kapasitesinin düşük olduğunu gösteriyor. Öte yandan Merkez Bankası brüt rezervlerinin dış borcu karşılama oranı ise sadece % 20” dedi.

[custom_content title="Borç “silinmesi” dile getiriliyor " desc="Sosyal devlet harcamalarının sürdürülebilmesi için maliyelerin yeniden nefes alır hale gelmesi gerektiğini söyleyen Dr. Murat Kubilay, ‘borçların silinmesi’nin dile getirilmeye başlandığına işaret etti. Kubilay, “Savaş kaynaklı bir yıkım olmadıkça gelişmiş ülkelerde borç silme gibi bir durum gerçekleşmemiş olsa da gidişat 2020’li yıllarda hiç yaşanılmamış borç ödeyememe ve borç silme durumlarını mümkün kılıyor. Türkiye’nin de yüksek dış borç oranı, ileride borç yapılandırması sürecine girme ihtimalini doğuruyor” dedi. ">