Korkusuz Gazetesi, 3 Ağustos 2015’teki nüshasında eski İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın görevden ayrılmasına karşın konutunu boşaltmadığı ve 2.5 milyon liralık tefrişat yaptığını yazdı. Ala’nın şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada Küçükçekmece Başsavcılığı takipsizlik kararı verdi. Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi ise Ala’nın tekzip metninin yayınlanmasını kararlaştırdı. Ancak Korkusuz, bu tek taraflı metni yayınlamadı. Ala da, BİK’na başvurarak tekzibi yayımlamadığı gerekçesiyle Korkusuz’u şikayet etti.



DELİL SUNMA HAKKI TANINMADI

Şikayet üzerine BİK, Korkusuz’a 2 gün ‘resmi ilan ve reklamların kesilmesi’ cezası verdi ancak gazetenin resmî ilan ve reklam yayımlama hakkı bulunmadığından verilen cezanın şimdilik uygulanmamasını kararlaştırdı. Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, Korkusuz’un bu karara yaptığı itirazı kısmen kabul ederek,  cezayı bir güne düşürdü. Korkusuz, AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu inceleyen AYM de, Korkusuz Gazetesi’nin ‘basın ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine’ hükmetti. Yüksek Mahkeme’nin kararında, basın özgürlüğünün koşullarından birinin de ekonomik imkanların bulunması olduğu, süreli yayınlarda haberin verilmesi için ekonomik imkânların büyük ölçüde resmî ilan ve reklamların yayımlanmasıyla sağlandığına dikkat çekildi. BİK’in resmî ilan ve reklamların kesilmesi şeklindeki müdahale yetkisinin bir yaptırım aracı değil, basının etik yönden niteliklerini artırmaya yönelik bir düzenleme olduğuna vurgu yapılan kararda, “Dolayısıyla BİK’in anılan müdahale biçimini başvurulabilecek son çare olarak görmesi basın özgürlüğü açısından hayati önem taşımaktadır” denildi. Kararda, mahkemenin Korkusuz Gazetesi’nin içeriğine müdahale edemeyeceği bir metni, delil sunma hakkı dahi tanımadan yayınlamasına karar verdiği belirtildi.

Otomatik cezalandırma gerekçesi yapılmıştır


AYM kararının son bölümünde şöyle denildi: BİK’in kesin hüküm teşkil etmeyen kararı dayanak alarak otomatik cezalandırma gerekçesi yaptığı, itirazı inceleyen mahkemenin de değerlendirmede bulunmaksızın itirazın reddine karar verdiği görülmektedir. Başvurucu, bu karar nedeniyle resmî ilan hakkı elde etmesi hâlinde bir günlük kesme cezası ile cezalandırılacağını ifade etmiştir. Bu şekilde yaptırıma maruz kalma endişesinin kişiler üzerinde kesintiye uğratıcı bir etkisi vardır ve basın faaliyetlerini yapmaktan imtina etme riski bulunmaktadır. Bu yaptırımın başvurucunun üzerinde caydırıcı etki yaratabileceği değerlendirilmiştir. Başvurucunun yayımlanan haber nedeniyle ilan ve reklamların kesilmesi kararıyla cezalandırılmasının zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı yeterli bir gerekçeyle ortaya konulamamıştır.

Bekir Coşkun

Bekir Coşkun kararına atıf


ANAYASA Mahkemesi (AYM) kararı 6 yıl önce Korkusuz Gazetesi’nde yayınlanan bir haber üzerine 13 Ocak 2021’de verildi. Kararın “Demokratik Toplumda Basın Özgürlüğünün Önemi” başlıklı bölümünde geçen yıl yitirdiğimiz SÖZCÜ yazarı Bekir Coşkun hakkında verilen basın özgürlüğüne ilişkin AYM kararına atıfta bulunuldu ve şöyle denildi: İfade ve basın özgürlüğü herkes için geçerli ve demokrasinin işleyişi için yaşamsal önemdedir. İfade özgürlüğüne yönelik müdahalenin demokratik toplum düzenine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması gerekir (Bekir Coşkun kararı).


AYM anlayanlara ders vermiştir!


SÖZCÜ Avukatı İsmail Yılmaz AYM kararını değerlendirdi: Basın İlan Kurumu, Sözcü ve Korkusuz gazeteleri hakkında, defalarca ilan kesme cezaları vermiştir. Haksız şekilde kesilen bu cezalara karşı açtığımız davalar, mahkemelerce görmezden gelinmektedir. Kesilmiş olan bu cezalara karşı yapılan itiraz üzerine mahkeme tarafından verilen kararlar “kesin” nitelikte olduğu için, biz de son çare olarak AYM’ye başvuruyoruz. Korkusuz Gazetesi için verilmiş olan bir ilan kesme cezası ile ilgili yaptığımız başvuruyu değerlendiren AYM bu konuda verdiği kararla Basın İlan Kurumu’nun hukuk dışı uygulama yaptığını ortaya koymuştur. AYM’nin verdiği karar, anlayanlar için adeta ders niteliğindedir. İlgililer tarafından bu karara uyulmalı; Sözcü ve Korkusuz gazetelerine karşı hasmane tutumdan vazgeçilmelidir. Muhalif basına ceza yağdırmak, yandaş basını kollamak Anayasa’nın eşitlik ilkesini ihlal etmektir. Anayasa’nın 26. ve 28. Maddeleri ile, ifade ve basın özgürlükleri güvence altına alınmıştır. Basın İlan Kurumu, vermiş olduğu haksız ilan kesme cezalarıyla Anayasa’nın bu maddelerine aykırı davranmıştır. Gerçeğe uygun olan bir gazete haberine ceza vermek, hukuk devletine zarar vermekten başka bir işe yaramaz.