Türk Konseyi Medya Forumu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının ev sahipliğinde İstanbul’da başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın video mesaj yoluyla katılımcılara hitap ettiği foruma, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev ve Türk Konseyi Genel Sekreteri Baghdad Amreyev başta olmak üzere Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, KKTC ve Macaristan’dan heyet üyeleri ile medya, iletişim ve akademi dünyasından temsilciler katıldı.



Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, açılışta yaptığı konuşmada, Türk Konseyi Medya Forumu’nun kardeşlik bağlarını güçlendirmesi; üye ülkeler, bölge ve tüm dünya için hayırlı olması temennisinde bulundu. Türkiye olarak hem içeride hem de dışarıda bir “hakikat mücadelesi” verdiklerini anlatan Altun, şunları söyledi:

SAHTE HABERLER, KURGULANMIŞ İÇERİKLER

- Karşımızda, hakikati önemsizleştirmeye, toplumları kültürel, ekonomik ve ideolojik açılardan sömürüye açık hale getirmeye çalışan bir yalan endüstrisi bulunuyor. Bu yalan endüstrisi, dünyanın farklı bölgelerinde ‘sahte haberler’ veya ‘kurgulanmış içerikler’ üzerinden toplumları, biz ve onlar ikiliğine mahkum etmeye çalışıyor. Açıkça ifade etmek gerekirse biz yalan endüstrisiyle, bu dezenformasyonla mücadeleyi, ulusal güvenliğimizin mütemmim bir cüzü olarak görüyoruz ve tüm adımlarımızı bu perspektifle atıyoruz.

- Öte yandan, dezenformasyonun yalnızca sosyal medyada yapılmadığını da hepimiz biliyoruz. Geleneksel medya kuruluşları da, zaman zaman toplumun reflekslerini test eden, fay hatlarını harekete geçirmeyi hedefleyen yayınlar yapabiliyorlar. Burada özellikle bazı yabancı devletlerin fonladığı kuruluşları ve bunların ülkelerimizdeki uzantılarını kast ediyorum. Bu modern Truva atlarına karşı teyakkuzda olmak, elbirliğiyle bunların zararlı faaliyetlerini durdurmak zorundayız” şeklinde konuştu.

- Yüce Meclisimizin çatısı altında sürdürülen değerli çalışmaları takdirle karşılıyoruz. Açık ve net bir biçimde vurgulamak istiyoruz ki, kimsenin ‘basın özgürlüğü’ kisvesi altında, ülkemizde 5. kol faaliyeti yürütmesine müsaade etmeyeceğiz.

EL BİRLİĞİYLE AKAMETE UĞRATACAĞIZ

- Zira bugün görüyoruz ki dünyadaki eşitsizlik ve adaletsizlik bazı odakların iletişim araçları üzerindeki tahakkümü sayesinde hayatiyetini sürdürüyor. Dijital faşizm ve siber emperyalizm olarak da adlandırabileceğimiz bu durum, artık sadece devletler düzleminde karşımıza çıkan bir olgu da değil. Bilakis büyük uluslararası şirketler de kamuoyu algılarını arzu ettikleri gibi şekillendirmenin ve tartışma sınırlarını keyfi şekilde belirlemenin hesabını yapıyorlar.

- Ülkelerimize yönelik algı operasyonlarını el birliğiyle akamete uğratmak; pozitif bir gündem inşa ederek, doğru bilgi akışını temin etmek durumundayız. Birbirimizin tecrübelerinden istifade etmeli; birilerinin bizi hapsetmeye çalıştığı kalıpları, hep birlikte kırmalıyız. Uluslararası düzenin dönüştüğü bu küresel belirsizlik çağında, birbirimizi koruyup kollamak zorundayız.

DİJİTAL FAŞİZM, SİBER EMPARYALİZM, YALAN ENDÜSTRİ

- Bugün bizlere düşen, Türk Konseyi olarak, dijital faşizme, siber emperyalizme ve küresel yalan endüstrisine karşı, kendimize ait ortak bilgi üretim ve dağıtım kanallarımızı güçlendirmektir. Yine bu bağlamda, Türk dünyasının geleceği için, liderlerimizin verdiği mücadeleye koşut bir biçimde, iletişim alanında sağlıklı işleyen bir toplumsal bilinç inşa etmeliyiz.