Doktor kökenli İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, sağlıkta şiddet olaylarını değerlendirerek, bu konuda esaslı bir yasal tedbir alınmadığını söyledi. Pandemiyle mücadelede 435 sağlık çalışanının şehit olduğunu ifade eden Kabukcuoğlu, sağlıkta şiddetin bitmeyen bir öykü olduğunu ifade etti.

Hastanelerde şiddetin, toplum huzurunu tehdit eden mahiyette olduğunu belirten Kabukcuoğlu, "Şiddet yalnız sağlık personeli için değil, hasta ve hasta yakınları içinde risk oluşturmaktadır. Türkiye’de yapılan araştırmalar sonucunda, sözel şiddet yüzde 98, fiziki şiddet yüzde 19 civarında olduğu görülmüştür. Şiddete uğrayan sağlık personelinin motivasyonu bozuluyor, hasta fobisi gelişiyor, şiddetin yarattığı post-travmatik stres, motivasyon kaybı ve görevinde eksikliğe neden oluyor, kurum veya ünite değiştirebiliyorlar. Ülkemizde, işsizliğin yarattığı çaresizlik nedeniyle sağlık çalışanlarının sesi çıkmasa da, batı ülkelerinde şiddete uğrayan sağlık personeli sektör değiştirmektedir" dedi.

"PERSONEL SAYIMIZ OECD ÜLKELERİNİN YARISI KADAR"

AKP hükümetinin 2002 yılından sonra kendine has bir politika geliştirdiğini belirten Kabukcuoğlu şöyle konuştu:

* Vatandaş nazarında bazı Sağlık Bakanları, sağlık personelinin itibarını zedelemişlerdir. Hastalar bu söylemlerden, “git muayene ol… sağlık personeli kimi bulursan iki tokat at, gel…” şeklinde bir anlam çıkarmaktadır. Başlangıçta hükümet tarafından yol verilen bu durum, daha sonra üstesinden gelinemez hale bürünmüştür. Hükümet tarafından, mevcut sağlık sisteminin sağladığı imkânların ötesinde vatandaşta bir beklenti içine sokulmuştur. Öyle ki sağlık kurumunda sağlık personeli hastaları hazır-ol da bekleyecek.

* Sağlık personelinin başka bir hastası yokmuş gibi, hastanenin tüm imkanları kendisine seferber edilecek. Böylesine beklenti ve sırtı sıvazlanmışlık içinde sağlık kurumuna gelen vatandaş, en ufak bir engellemeyle karşılaşınca sel olup coşmakta, önüne geçen her şeyi yıkıp yakmaya çalışmaktadır. Fiziki ortama zarar vermekte, sağlık personelini yaralamakta, hatta canını almaktadır.

* Sağlık kurumları deyince 2020 yılında 750 milyon kişiye poliklinik muayene yapan bir kurumdan bahsediyoruz. Ameliyatlar, yatırılarak tedavi edilen hastalar, tıbbi/cerrahi müdahaleler, laboratuvar tahlilleri bunun dışında kalmaktadır. Ülkemizde hiç bir kurum bu derece yüksek sayıda kitleye hizmet vermemektedir. Hem de bu hizmeti OECD ülkelerinin hizmet standartlarına yakın bir standartta, hem de OECD ülkelerindeki personel sayısının yarısı kadar bir personelle yapıyorlar.

"HÜKÜMET, SAĞLIKTA ŞİDDETİ AZALTMA POLİTİKASINDAN YANA OLMAMIŞ, DAİMA POPÜLİZMİ TERCİH ETMİŞTİR"

Hükümetin ve Sağlık Bakanlığı'nın olayın farkında olduğunu ve sağlık personelinin maruz kaldığı şiddetin, görevinde aksamalara neden olduğunu ifade eden Kabukcuoğlu, hükümetin, birkaç kendini bilmezden alacağı oy aşkına esaslı bir yasal tedbir almadığını söyledi. Sağlık Bakanlığı’nın aldığı bir takım mevzuat tedbirlerini sıralayan Kabukcuoğlu şu ifadeleri kullandı:

* Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Sağlanmasına Dair Yönetmelik, 663 sayılı KHK, sağlık personele karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku kapsamında isterse hukuki yardımda bulunma, saldırı fiilinin işlenmesi durumunda mağdurun şikayeti aranmaksızın kolluk kuvvetlerinin doğrudan işlem tesis etmesi, görevini yapan sağlık personeline yönelik yaralamalar, tutuklama nedeni sayılmıştı.

* Son olarak 15 Nisan 2020 tarihinde torba yasaya konulan madde ile, sağlık personeline karşı işlenen suçlarda  ceza yüzde 50 arttırılacak, ancak hükmün açıklanması geri bırakılabilecektir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması maddesinin yanlışlığı, AKP ve MHP grup başkan vekillerine mecliste anlatılmaya çalışılmış, ancak sonuç alınamamıştır. Hükümet, sağlıkta şiddeti azaltma politikasından yana olmamış, daima popülizmi tercih etmiştir.

"SAĞLIKTA ŞİDDET TÜRK SAĞLIK SİSTEMİ İÇİN TEDAVİSİ YAPILMAYAN BİR YARADIR"

Sağlık personelini şiddete karşı koruyacak etkili bir mevzuat hazırlanması gerektiğini vurgulayan Kabukcuoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

* Salgın döneminde görüldü ki, devletler sağlık teşkilatlarını daima ayakta tutmalılar, onların eksikliklerini tamamlamalılar. Sağlıkta şiddet Türk sağlık sistemi için tedavisi yapılmayan bir yaradır. Ufak tefek pansumanlarla geçiştirilmekte, esaslı bir tedbir alınmamakta, densiz insanların oyları her şeyin üzerinde görülmektedir. Kısaca sağlıkta şiddet, sağlık hizmetlerini aksatmaya devam etmektedir. Derhal sağlık personelini şiddete karşı koruyacak etkili bir mevzuat hazırlanmalıdır. Sağlıkta şiddet bazen sağlık personelinin geleceğini kastedecek mahiyete bürünmektedir.

* Örneğin 27.05.2021 tarihinde, bir ortopedi asistanına yönelik şiddeti devlet önleyememiş ve bir doktor hayallerinden koparılmıştır. Mesleğini mevcut branşında devam ettiremeyecek noktaya getirilmiştir. Bu ve benzeri vakalarda, mesleğini yapamayacak duruma gelen doktorlara, el mahareti gerekmeyecek branşlarda ihtisas eğitimi hakkı tanınmalıdır.

"PANDEMİ, MESLEK HASTALIĞI SAYILMALI"

Pandeminin olağanüstü bir dönem olduğunu, Dünya Sağlık Örgütü başkanı, pandemi salgınının dünyada düşüşe geçtiğini, ölüm oranlarının düştüğünü bildirdiğini ifade eden Kabukcuoğlu, hastaları tedavi edenin dağ, taş, bina olmadığını, hastaları tedavi edenin, iyileştirenin içindeki insan, yetişmiş personel olduğunu söyledi. İYİ Parti olarak corona virüs ile mücadele kapsamında hastalığa yakalanan sağlık meslek mensuplarının meslek hastalığı kapsamına alınmasıyla İlgili kanun teklifi verdiklerini sözlerine ekleyen Kabukcuoğlu şöyle konuştu:

* Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener, salgının başından bu yana, her fırsatta corona virüs ile mücadelede hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının şehit ilan edilmesini önerdi. Bu doğrultuda hazırladığımız yasa teklifi komisyonda beklemektedir. AKP ve MHP grupları pandemide hayatını kaybeden 435 kadar sağlık personeline, geride kalanlarına yardımcı olacak şehitlik payesi verilmesini, sağlık personelinin meslek hastalığı kapsamına alınmasını kabul etmediler.

* Türk sağlık ordusunun sahip olduğu, ülkesinin kendisine yüklenen görev ve sorumluluk anlayışı, hiçbir şahıs veya kurumun telkini ile değildir. Vatanseverliklerinin bir sonucudur. Başka ülkelerdeki sağlık çalışanlarının yaptığı gibi durumdan çıkar sağlayacak bir davranış içinde olmadılar. Hiç bir zaman da olmaz. Sağlık çalışanları bunca yüce duygularla sorumluluk bilinci taşınırken, hükümet bu durumu kendi lehine çevirmeye uğraşmamalıdır. Sağlık çalışanlarının özlük hakları ise bambaşka bir sorundur.

* Sağlık çalışanlarının çıplak maaşları bir hekim için 5 bin 166 TL, bir hemşire için 3 bin 938 TL’dir. Bu son derece yetersiz bir ücrettir. İnsanlar emekli olduklarında acze düşmektedir. Hekim dışı sağlık personeline emniyet görevlileri, din görevlileri ve öğretmenlerde olduğu gibi 3600 ek göstergeden yararlanamıyorlar. AKP ve MHP, konuyla ilgili yasa tekliflerimizi reddettiler. Bu nedenle emekli olmayı düşünenler emekli olmaktan sakınıyorlar.

"SAĞLIK PERSONELİNİN HAKKI ÖDENMEZ DEDİLER, HAKİKATEN DE ÖDEMEDİLER"

Pandemi boyunca hükümetin vadettiği tazminatın ödenmediğini belirten Kabukcuoğlu, "Sağlık personelinin hakkı ödenmez dediler, hakikaten de ödemediler. Sadece hastanede çalışan, bizzat pandemi hastasıyla temasta olan sağlık çalışanlarına pandemi tazminatı verilirken, aile sağlığı merkezi çalışanları her zaman bu hastalarla temasta oldukları halde, pandemi boyunca sadece 3 ay tazminat alabilmişlerdir, kendilerine başka ödeme yapılmamıştır. Pandemi boyunca covid-19 testi yapacak en stratejik sağlık kuruluşları olan Aile Sağlık Merkezleriyken, bu kuruluşlarda, Covid-19 için tarama testleri uygulamamışlardır" dedi.

[old_news_related_template title="CHP'li Emir: Sağlık Bakanı Fahrettin Koca gecikmenin hesabını vermek zorundadır" desc="CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Biontech aşılarının neden ilk tercih olmadığını ve yaklaşık 6 ay geciktiğini sorarak, meclisin bu konuyu soruşturması çağrısında bulundu. Emir, 'Sağlık Bakanı'nın burada gelip bunun hesabını vermek zorunda olduğunu bilmesi lazım. Haziran ayında Biontech aşısı getirmek bir başarı değil. Başarı, bunu şubat ayında getirmekti' dedi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/06/03/iecrop/koca-depo-1_16_9_1622746192.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/saglik/chpli-emir-saglik-bakani-fahrettin-koca-gecikmenin-hesabini-vermek-zorundadir-6467481/"]