Tam kapanmayı eleştirdiği ve aşı konusunda önerilerde bulunduğu için hakkında tutuklanması için kampanya başlatılan Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Mehmet Ceyhan SÖZCÜ TV YouTube yayınında, Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan Aktaş’ın canlı yayın konuğu oldu. Ceyhan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“ATILAN İFTİRALARA İNANAN BİR GRUP VAR”

*Bu (saldırılar) yeni bir şey değil. Ben 30 senedir aşılarla uğraşıyorum ve çok sayıda aşının Türkiye’de çocuklara ücretsiz uygulanması için çalışmalar yaptım. Bu insanların, ki bunların aslında ele başları birkaç kişi ama bir de onlara inanan, atılan iftiralara, yalanlara inanan bir grup var.

*Onlara kızmıyorum. Bu hep böyledir. Ortada bu işi bilmeyen bir grup varsa ve o bilgileri sosyal medyadan almaya çalışıyorsa, devlet sahip çıkmazsa, bizler sahip çıkmazsak bu tip insanların yalanlarıyla, iftiralarıyla bu konuyu öğrenmeye çalışıyorlar.

“ŞİKAYETTE BULUNANLARA DEVLETİN BİR ŞEY YAPMASI LAZIM”

*Bu şikayette bulunan makama devletin bir şey yapması lazım çünkü muhatabı ben değilim. Şikayet konularının en başında şu geliyor: ‘Ne idüğü belirsiz aşıları yaptırmak için halkı zorlama’ diyor, pandemi aşılarını kastediyor.

*Bu aşıların ne yapılmasında bir görevim var, ne karar almasında bir görevim var. Daha çok bunu insanlara ‘yapın’ diye teşvik eden Sağlık Bakanı, Cumhurbaşkanı, devletin ileri gelenleri.

*Ben sadece aşılar hakkında bilgilendiriyorum, neden önemli olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Dolayısıyla beklentim şudur: Cumhuriyet savcılarının bu insanlar hakkında kesinlikle bir soruşturma açması gerekir. Çünkü direkt devlet büyüklerine hakaretten, devletin aldığı önlemlere uymamaktan suçlular bu insanlar.

“BU İŞİN MUHATABI SAĞLIK BAKANI VE DEVLETİN YÖNETİCİLERİ”

*Diğer taraftan anlamsız, ırkçı yakıştırmalar var; onlara cevap vermeye tenezzül bile etmiyorum. Yalnız şunu söyleyeyim, onlar beni tanımıyorlar çünkü salgınlar geçince unutuluyor. Ben daha önce Türkiye’nin yaşadığı salgınlarda da her gün bir sürü kanalda, salgın kontrolüyle ilgili halka bilgiler veriyordum.

*Basın sözcüsüydüm Bilim Kurulu’nun, unuttular insanlar. O zaman da saldıranlar oldu ama bunlar genellikle beni aktive eder, yolumdan caydırmaz. Boşuna uğraşıyorlar eğer amaçları buysa. En geri diyebildiğimiz ülkelerde bile; ne Afrika ülkelerinde, ne uzak doğu Asya’daki dar gelirli ülkelerde bilim insanlarına ‘terörist’ demek diye bir şey yok.

*Kimse böyle bir lafı söylemiyor, söyleme cesareti bulamıyor. Bu işin muhatabı Sağlık Bakanı ve devletin yöneticileri.

“KASIM AYINDA BİR HANIMEFENDİ BENİ CİMER’E ŞİKAYET ETMİŞ”

*Kasım ayında Antakya’dan bir hanımefendi beni CİMER’e şikayet etmiş. Evrakları yeni elime geldi daha. Benim, SÖZCÜ’de çıkan bir açıklamamı da kaynak olarak şikayetinin arkasına iliştirmiş. Ben demişim ki, ‘Eğer şunları şunları yapmazsak şu andan itibaren, bir üçüncü dalga yaşayabiliriz.’ Kadıncağızın şanssızlığına bakın ki, o, bu şikayet dilekçesini verdikten sonra biz çok büyük bir üçüncü dalga yaşadık.

*Oysa bizim önerilerimiz dikkate alınsaydı böyle bir şey yaşanmayacaktı. O halde demek ki biz, halkı paniğe sevk etmemişiz, tam tersine uyarmışız. Üstelik uyardığımız halk da değil, ben genellikle devleti muhatap alarak konuşuyorum.

*Biz mesele martın başında, ‘aman tedbirleri sıkılaştırın’ dedik, maalesef tam tersini yaptılar. Martın başında sıkılaştırmak yerine bütün tedbirleri kaldırdılar, fazladan yüz binlerce insan öldü.

“PANDEMİYLE MÜCADELEYİ HASTANE YAPMAK OLARAK ALGILADIK”

*Olayın daha salgına yaklaşırken yanlış değerlendirildiğini görüyorum ben. Pandemiyle mücadeleyi biz maalesef, hastaneler yapmak, orada hastalanacak hastaların hayatını kurtarmak, onlara yoğun bakımlar açmak, solunum cihazları temin etmek şeklinde algıladık. Oysa pandemi ile mücadele bu değil.

“KAPANMANIN ETKİSİNİ ANCA ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA GÖREBİLİRİZ”

*Kapalı olduğumuz dönemin etkilerini biz daha görmedik. Vakalar 60 binlerden 20 binlere indi ve görüyorum ki birçok kişi bunun alınan önlemlerle olduğunu söylüyor. Tamamen yanlış bir düşünce. Çünkü onun etkisini biz anca önümüzdeki hafta görebiliriz.

“MUTANT VİRÜS HIZLA BİR DÖRDÜNCÜ DALGA MEYDANA GETİREBİLİR”

*Mutant virüsün çok enteresan bir silahı var, hızla bir dördüncü dalga meydana getirebilir. Nedir bu silahı? Eskiden bu orijinal virüs varken, henüz mutant virüs yokken bizim hastalarımızın yüzde 2’si ancak 14 günden sonra yapılan pozitif bulunuyordu.

*Arkadaşlarım da bana söyledi, ‘çocukların 14 günden sonra testleri hep pozitif çıkıyor.’ Gerçekten bu mutant virüsün bulaştırıcı süresi uzun. Ocak’tan önce yüzde 2 olan 14 günden sonra pozitiflik yüzdesi, yüzde 52’ye çıkıyor.

Sözcü TV Youtube hesabına abone olmak için tıklayın