CHP’Lİ GAYTANCIOĞLU AKP’NİN TARIM POLİTİKASINI ÖZETLEDİ


17 Nisan 2020... Ekonomist Mahfi Eğilmez şu tespiti yaptı: “... Gevşetilen kurallar, başlangıçta yaratıcılığı ve büyümeyi teşvik etti. Zaman ilerledikçe kurallar gevşetildikçe daha fazla kazanmak için ahlak dışı yollara sapmayı teşvik eden bir ortam doğmaya başladı. Kuralların gevşetilmesi, devlet müdahalesinin kaldırılması, bol kaldıraçlı işlemlerin yaygınlaşması derken sonuç olarak neoliberalizmin vaat ettiği cennet, cehenneme dönüştü ve kapitalist sistem 2008’de tarihin ilk küresel krizine girdi. (...) Bu kez Covid-19 ile birlikte çok daha ağır tahribat yaratacak bir ekonomik krize daha girildi. Aslında girilen kriz Covid-19 pandemisinin değil neoliberalizm pandemisinin yarattığı bir krizdir. Neoliberalizm bir kez daha iflas etmiş görünüyor.”

Bugün konuştuğumuz devlet-mafya-siyaset-ekonomi birlikteliğinin en güzel özeti: “...Zaman ilerledikçe kurallar gevşetildikçe daha fazla kazanmak için ahlak dışı yollara sapmayı teşvik eden bir ortam doğmaya başladı.”

Yani... Sedat Peker videolarını izlerken ‘ekonomi-politik’ masaya yatırılmazsa magazin konuşuruz ve sistem devam eder! Örneğin...

Bakan Pakdemirli’ye yanıt


Tarih 14 Mayıs 2020... Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, son 18 yılda çiftçilere 310 milyar lira tarım desteği ödemesi yaptıklarını, bu yıl da 22 milyar lira destek sağlayacaklarını söyledi.

Okan Gaytancıoğlu


Pakdemirli’nin bu cümlelerine itiraz eden CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, “2020 yılı hasadında Türk çiftçisine ödenen fiyatlarla, ithalat yapılan ülkelerin çiftçilerine ödenen fiyatlar karşılaştırıldığında Türk çiftçisinin açıkça mağdur olduğu anlaşılmakta” dedi. Nasıl mı? Sözü Gaytancıoğlu’na bırakıyorum: “En çok ithalatı yapılan 7 tarım ürünü dikkate alındığında... Buğday, mısır, ayçiçeği, kanola, pamuk, soya ve arpa...  Bu 7 üründe bizim topraklarımızda rahatlıkla yetişiyor ama biz kendi çiftçimize ‘sen bunu yetiştir’ diye destek vermiyoruz. Başka ülkelerin çiftçilerinden satın alıyoruz. Yani başka ülkelerin çiftçilerini destekliyoruz.” CHP’li Okan Gaytancıoğlu örneklerle anlattı: “Bu 7 ürüne 2020’de ödenen bedel tam 7 milyar 850 milyon dolar dolar. Yani Türk parasıyla 65 milyar 155 milyon TL.  Yani 2020’de çiftçilerimize ödenen 22 milyar TL desteklemenin tam 3 katı fazla bir para Rus, Kanada, Arjantin, Ukrayna, Brezilya çiftçisine ödenmiş. Yazık, çok yazık. Biraz daha açayım: Türkiye her yıl yaklaşık 20 milyon ton buğday üretiyor. 2020 yılında 9.8 milyon ton ithalat yapıldı bunun karşılığında 2 milyar 365 milyon dolar Rus, Ukrayna, Kanada ve Meksika çiftçisine ödendi.”

Çözüm: Hammaddeleri ithal etmeyin


Tarım meselesine kafa yoran CHP’li Gaytancıoğlu’nun şu tespitleri de dikkat çekici: “Tarım ürünleri ithalatından Hazine hiçbir gümrük vergisi almıyor. Gıda enflasyonu oluyor bahanesiyle ithalattan alınan gümrük vergilerini sıfırlıyorlar ve bu ürünler sıfır gümrük vergisiyle ülkemize geliyor. Yani hem Hazine kazanmıyor hem de Türk çiftçisi kaybediyor. Peki kim kazanıyor? Cevap çok basit başka ülkelerin çiftçisi kazanıyor.”

Enflasyon rakamlarına baktığımızda da Merkez Bankası’na göre enflasyonu en çok arttıran kalemlerin başında “GIDA ÜRÜNLERİ” geliyor. Peki gıda fiyatları neden artıyor? Gaytancıoğlu şu bilgiyi verdi: “Hükümet, her ay enflasyon açıklanınca bir suçlu buluyor. Örneğin bazı aylar sarımsak suçlanıyor, ondan önceki ay yumurta suçlu, ondan önce ayçiçeği yağı, fasulye, öncesinde peynir, yani kısacası hep gıda ürünleri suçlu. Bir başka açıdan bakarsak bu ürünlerin tamamı tarımsal üretim sonucu elde edilen ürünlerin işlenmiş hali olan gıda ürünleri.”

İTHAL ÜRÜNLERE BAKIN

Peki, bu ürünlerin tamamı Türkiye’de mi üretiliyor? Yanıtı CHP’li vekilde: “Aslında bu ürünlerin tamamı Türkiye’de üretilmesine rağmen bu ürünlerin oluşumuna katkı sağlayan girdiler ithal. Örneğin yumurta elde edebilmek için tavuk besliyorsunuz, ancak yemin yarısından fazlasını yurtzdışından ithal ediyorsunuz. Yem yapmak için mısır gerek, mısır ithal, yem yapmak için arpa gerek, arpa ithal, yem yapmak için soya gerek soya ithal. Yani yem hammaddelerinin dünya fiyatları artmasa da dolar arttığı için maliyetler yükseliyor, bu yükseliş de yumurta fiyatlarını yükseltiyor. İşte sorunun çözümü de burada yatıyor. Önemli olan bu yem hammaddelerini ithal etmemek. Hükümet böyle mi yapıyor? Yani çözümü üretimde mi arıyor. Cevap Hayır. Nedense tüm ithal edilen ürünler ülkemiz coğrafyasında üretilen ürünler, burada bir tezat var. Tezat aslında yok, arada para kazananlar var. Onlar da iktidar yandaşları.”