Ekonomi politik, sınıf bilimi... İnsanlar arasındaki, sınıflar arasındaki ilişkileri, aralarındaki hayati çıkarları açıklayan bilim... Üretim alanında insanlar arasındaki toplumsal ilişkiler, üretimin toplumsal yapısı. Ekonomi-politik, salt ekonomik ilişkiler alanı değil! Tüm toplumsal ve siyasal ilişkileri kapsıyor. Bu yüzden de... Komünizmin kuramcıları Karl Marks ve Friedrich Engels, üretim, değişim ve bölüşüm üzerinden ekonomi-politiği açıklamıştır. Yani... Hayatın kendisi sınıflar üstü değil... Andımız meselesine de bu noktadan bakmak gerekiyor! Neden mi? Bugün, birileri kabul etse de etmese de ‘ulus-devleti’ yani milli devleti savunanlarla neoliberalizme teslim olmak isteyenler arasında iki çizgi mücadelesi var.

SİYASETİN TEPKİSİ

Örneğin... Turnusol, kimyada kullanılan ayıraç. Suda çözülebilir boya. Asitle temas ettiğinde kırmızı, bazla temas ettiğinde mavi renk verir. Peki ya siyasette? Siyasette de öyle önemli gelişmeler yaşanır ki, partilerden, liderlerinden bu olaylara karşı verilen tepkiler, birer turnusol kağıdı işlevi görürler. Son yaşadığımız ANDIMIZ tartışması buna en iyi örnek!

Cumhur İttifakı, Millet İttifakı ve dışındakiler ne dedi? Kemalistler, liberaller, solcular ne dedi?


Korkmayın milli devletten


Danıştay’ın “Andımız okullarda okutulmasın” kararının ardından ilk tepkiyi MHP lideri Devlet Bahçeli verdi ve kararı sert bir dille eleştirdi! Cumhur İttifakı’nın ana omurgasını oluşturan AKP ise ‘tarafsız’ durmaya çalıştı! BBP ve Vatan Partisi de ‘Andımız okunmalı’ diyen cephede yer aldı. Peki ya Millet İttifakı? Burası önemli! Şu ana kadar “Erdoğan gitsin de sonrasına bakarız” diyen ittifakın temel meselesi ekonomi değil mi? Üretilen politikaların, eleştirilerin temelinde kötü giden ekonomi vurgusu yok mu? Var! Ancak AKP’nin ekonomi modeline karşı alternatif ekonomi model daha ortada yok. Andımız konusunda ise var! Başta söylediği gibi, ‘Ant’ da ekonomiye nasıl baktığınızı gösterir. Çünkü... Temelinde ‘milli devlet’ ve ‘Kemalist Devrim’in kamucu ekonomi modeli var.

KILIÇDAROĞLU NET

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu tavrını net koydu: “Şimdi ben tüm kardeşlerime sesleniyorum, Bahçeli’ye de sesleniyorum: Sayın Erdoğan, Andımız’ın hangi cümlesinden rahatsızsın, açıklasın.” Çok net bir tutum...

AKŞENER DE NET

İYİ Parti lideri Meral Akşener de net olanlardan: “Büyük Atatürk dendiğinde, kaşıntı tutanlar, çalışmak yerine, çalıp, çırpanlar, elbette Andımız hatırlanmasın isterler. En önemlisi de, ‘Türk’ demenin bir ayırma değil, bir birliktelik arzusu olduğunu görmek istemeyenler; Türk Devleti’ni, uçuruma sürükleyenler elbette Andımız’ın son cümlesinde şaşkına dönerler.” Peki ya diğerleri?

Babacan, Davutoğlu, liberaller


En çok merak ettiğim Ali Babacan’ın DEVA Partisi, Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’ydi. Onlar da çok net. Nasıl mı? DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Demokratik bir devlet vatandaşına kimlik dayatamaz. Andımız tek tip makbul vatandaş tasavvuruna sahip otoriter toplum düzeni kalıntısıdır. Özgürlükçü, eşitlikçi ve çoğulcu toplum düzeninde devletin makbul vatandaşı olamaz.” Bu bir duruş! Tanıdık bir eylem. 2002’de AKP kurulurken, 2007’de Fetullah’la Ergenekon’u başlatırken, 2010’da Balyoz’la Türk Ordusu’nu Silivri’ye atarken kullanılan ‘süslü’ cümleler! Daha da serti geldi... Deva Partisi İstanbul İl Yöneticisi Beytullah Aksoy “Andımız” ile ilgili “Hayvani ihtiyaç” tanımlaması yaptı. Aksoy, “Bir Türk için her sabah ben Türküm diye bağırmak ancak hayvani bir ihtiyacı tatmin edebilir. Bir toplum, hayvani ihtiyaçlarını önceliklendiren bireylerden oluşursa orada zihinsel gelişimden söz edilemez” dedi.

Peki ya Ahmet Davutoğlu... Gelecek Partisi lideri, Danıştay’ın kararıyla tartışılmaya başlayan ‘Andımız’a ilişkin paylaşım yaparken, “Milletimizin ortak vicdanı ve sözü olarak İstiklal Marşı varken tek parti döneminin tektipleştirici sloganlarına ihtiyaç yoktur” dedi. Tek parti dönemi, CHP, Atatürk yani Kemalist Devrim’e bakış Davutoğlu’nda en belirgin halde! Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu da “Her sabah aynı andı tekrar ederek bir ülke ayağa kalkamaz” dedi... HDP’nin tavrını da herkes biliyor! Ya liberaller? Çoğu, 2007’de nerede duruyorsa bugün de orada. Peki ya Fetullahçılar? Emre Uslu, 16 Nisan 2013’te şunu yazmıştı: “Her sabah okula giden öğrenci neden sıraya girip Andımız okumak zorunda. Doğrudan sınıfına gidemiyor mu bu çocuklar. Nedir bu askeri kafa?”

SONUÇ: Ekonomi-politik, turnusol kağıdı derken nerelere geldik! Mesele ittifaklar değil mesele ulus-devlet ve Kemalist Devrim. Mesele, 2007’nin sözde ‘askeri vesayeti’ni yıkmak isteyenlerin bugün de aynı yerde durduklarını görmekte!