Kuraklık tehdidi kapıdayken, İstanbul’un 100 yıllık su ihtiyacı için tasarlanan Melen Barajı projesi, halkın, kamunun kaynaklarını tüketen umutsuz bir vakaya dönüştü. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, gövdedeki çatlak fotoğrafını paylaşmasının ardından (2020) yapılan güçlendirme ihalesinin de sorunu çözmediği ve çözemeyeceği yeni hazırlanan bir uzman raporuyla ortaya çıktı.

Küçük bir hatırlatma:

DSİ sorumluluğunda ilk ihalesi 2014’de yapılan Melen Barajı’nın su tutamadığı uzun süre kamuoyundan gizlenmişti. Sorunları gündeme getirdiğim (Ağustos 2018/Cumhuriyet) yazıma “sorun olmadığı” belirtilen açıklama gelmişti. Ancak gerçek, çatlak fotoğraflarıyla ortaya çıktı.

Değerli okurlar, buraya kadarı biliniyor. Hatta güçlendirme ihalesiyle 1000 günlük süre verildiği de. Normalde, 2022 sonu-2023 başında barajın devreye alınması gerekiyordu. Ancak DSİ’nin bağlı olduğu Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin “ufak bir problem” dediği sorunun, üst üste yapılmış ağır yanlışların birikimi olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

Ortaya çıktı” derken, henüz kamuya açık bilgi değil. Daha doğrusu kaynaklarım, yukarıda belirttiğim rapordaki ismi paylaşmak istemedi. Ancak raporu, Melen Barajı projesinde yer almış uzman bir mühendisin kaleme aldığı ve  kısa süre önce İBB yönetiminin önüne geldiği net biçimde belirtiliyor.

Ocak 2020’de ihaleye çıkılan, Haziran 2020’de de ihalesi tamamlanan (412,2 milyon TL – Everest Madencilik) Melen Barajı’nın 1000 günlük sürede bitmeyeceği raporda net biçimde anlatılıyor.

ASIL YERE REGÜLATÖR YAPILDI

Regülatör, su kaynağı söz konusuysa, akarsuyu yönlendirilmesinde kullanılan, su akışını düzenleyen beton duvar olarak tanımlanıyor.

Melen Regülatörü, Melen Barajı’nın kaderinde tayin edici bir rol oynamış. Büyük İstanbul İçmesuyu 1. Merhale Projesi kapsamındaki regülatörle, İstanbul’un acil su ihtiyacı karşılanmış. (2007)  Bu öyle kritik bir karar ki, 100 yıllık su ihtiyacını karşılayacak bir baraj için en uygun şartları sunan yer, kısa vadeli ihtiyacı karşılayan regülatöre kullanılmış oluyor.

600 METRE UZAĞA

Peki sonra?

Melen Barajı orijinal mıntıkadan “kuş uçuşu 600 metre memba tarafındaki bent yerine” nakledilmiş.

Raporda bu konu, hataların tarihsel arka planıyla ayrıntılı biçimde inceleniyor. Eski tarihli baraj ve büyük mühendislik yapılarının, “sorunsuz sayılabilecek bent yerlerinde” inşa edildiği anımsatılıyor. Sorunsuz yerleri bitince, yeni tarihli projelerin “sorunlu sayılabilecek bent yerleri”ne kaldığı vurgulanıyor.

Raporda, kamu otoritesi ile idareci mühendislerin bu durumu yeterince anlayamayıp “bilinen metodoloji ile devam ettiği” belirtiliyor.

BARAJ TİPİ DEĞİŞTİ    

Barajın yeri kaydırılınca tipi de değiştirilmiş. İlk planlamada Melen Barajı’nın “kil çekirdekli kaya dolgu tipi” olarak yapılması düşünülmüş daha sonra “ön yüzü beton kaplı kaya dolu tipi” çalışılmış. Fakat yeri kaydırılınca, barajın tipi de değiştirilmiş. Bu defa ‘silindirle sıkıştırılmış beton’da karar kılınmış.

Melen Barajı’nın su tutacak biçimde tamamlanmasını zorlaştıran nedenler arasında, yapıldığı yerin Kuzey Anadolu hattıyla bağlantılı, Düzce, Hendek ve Çilimli faylarının etki alanında oluşu da var. Öte yandan baraj su tutma duvarının, kayaç zemini yıllar içinde daha da bozulmuş.



YILDA 1 MİLYAR M3 ÜSTÜNDE

Melen Barajı bitebilseydi, İstanbul’a yılda 1 milyar 77 milyon metreküp su ulaştıracaktı.  Raporda Melen Barajı projesinin son dönem neden zaafa uğradığı da analiz edilmiş. Oradan bir bölüm:

- İşin sevk idaresinde büyük sıkıntılar olduğu, bu sıkıntıların ülkemizdeki iş yapma kültürüyle de ilişkili olduğu bilinmektedir.

Zorluk düzeyi yüksek bir işin yapımında öne çıkan ve ihaleye konu olan projenin eksik, yetersiz ve hatalı olması, müteahhitin konu ile ilgili tecrübesizliği,

- İdare tarafında konu ile ilgili mühendislerin tecrübe ve deneyim konusundaki zafiyetleri, geçmiş çalışmalar döneminde yaşanan olumsuzluklar nedeniyle kurum içi soruşturmaların dikkat çekici boyutlarda olması.

- Teknik elemanların sorumluluk alma konusunda isteksizliği.

- Yapılan her çalışmanın fiyatlandırılmasında yaşanan zorluklar, enflasyonist ortam ve dövizin yükselişiyle yüklenicilerin zor durumda kalması.

- Sorunu çözecek yüksek birikim ve tecrübenin hadisenin merkezinde olamaması.

- Sorunun teknik bir çalışma olmaktan çıkıp politik bir muhtevaya bürünmesi, sahada işin başında bulunan teknik elemanların bu işe uygun (yani deneyim ve öngörebilme konusu) olmaması.

Melen Barajı’na devam edeceğiz.