Sevgili okurlarım, dün medyaya sıradan bir haber düştü...

Türk Konseyi Dolmabahçe Sarayı’nda toplanıyormuş. Afganistan olayı görüşülecekmiş.

Bazıları için son derece sıradan bir haber. Dikkate almaya bile değmez.

Bu vesile ile öğrendik ki, adına Türk Konseyi denilen bir oluşum varmış ve bunlar bazen toplanırmış.

Toplantıya Konsey üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanları katılacakmış.

Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Azerbaycan.

Ancak katılımcılar arasında bir ülke daha var!

Macaristan!

Gözlemci olarak katılıyormuş.

Acaba  Macaristan da ‘Türk’ mü oldu, onu bilemiyorum!

★★★

Türkiye Cumhuriyeti olarak ilginç yıllar yaşıyoruz.

Kıbrıs’ta adı KKTC olan bir devlet kurduk.

Ne hikmetse dünya üzerinde (bizim dışımızda) bir tek tanıyanı bile yok. Şimdi böyle bir durumda siz ne beklerdiniz?

Dünya üzerindeki Türk devletlerinin, eğer bunlar gerçekten ‘Türk’ ise KKTC’yi tanımasını...

Bu konuda ilk sırada yer alan, “İki devlet, bir millet” sloganıyla andığımız Azerbaycan’ın çoktaan tanımış olması gerekmez miydi!

Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ı bir yana bırakıyorum.

Onların Türk olmakla ne kadar ve hangi düzeyde ilgileri olduğu biraz meçhul!

★★★

Peki neden tanımıyorlar?..

Çünkü her biri bazı güçlü ülkelerin, özellikle ABD ve Rusya’nın kucağında oturuyor. Bağımsız karar alma güçleri ve yetkileri yok.

KKTC’yi tanıdıkları takdirde başlarına gelecekten korkuyorlar.

Özellikle ABD ve Rusya’nın emirlerinin dışına çıkmaları mümkün olmuyor.

★★★

Geriye kalıyor İslam ülkeleri...

Onlardan da tık yok.

Dostluk ayağına yatan Pakistan gibi kardeş geçinen ülkelerden sual edecek olursanız, onlar da aynı. Değişen bir şey olmuyor.

Bütün bunlar Türkiye’nin dış politika alanındaki güçsüzlüğünü ve sözümüzün geçmediğini gösteriyor.

★★★

Türk Konseyi şimdi Dolmabahçe Sarayı’nda toplandı.

Bakan Bey’ler ve ekipleri İstanbul’da güzelce beslenecek, ağırlanacak, gezilere çıkarılacak, toplantı sonunda bir bildiri yayınlanacak ve kitabın sayfaları her zaman olduğu gibi turistik turlarla kapatılacak.

Onlara hiç kimse “Yaa arkadaşlar, madem Türk’üz, hiç değilse sonuç bildirgesinde şu bizim KKTC isimli Türk devletinden de bir söz edelim” demeyi aklına bile getirmeyecek.



Ankara’da Sincan Cezaevi’nde yatmakta olan bir uzman çavuştan aldığım mektubu sizlere iletiyorum:

“Sevgili Emin Çölaşan abi selam eder ve yazılarınızda başarılar dilerim.

Ben 15 Temmuz 2016’da komutanları tarafından ‘Terör saldırısı olacak’ diye kandırılmış bir uzman çavuşum. Beş yılı aşkın bir süredir de Sincan Cezaevi’ndeyim.

Mahkeme FETÖ ile herhangi bir irtibatım olmadığını kararında belirttiği halde

15 yıl ceza verdi.

Abi benim derdim başka. Ben babamı 14 yıl önce 16 yaşında iken kaybettim. Evliyim ve bir çocuğum var. Eşime ve çocuğuma kayınpederim bakıyor.

Bana da burada babamın emekli maaşı ile geçinmeye çalışan gariban anam bakıyor.

★★★

Köydeki evimiz babamın borçları nedeniyle satıldı. Anam şimdi dedemin yanında kalıyor.

Kaldığı iki göz evin duvarları yıkılmış, içeriye ışık giriyormuş. Çatısı çökmeye başlamış. Bir göz odanın ortasına tavan çökmesin diye ağaç direk koymuşlar.

Ben uzman çavuşluğa devam etseydim anama ev yapardım ama durumum belli.

Sizden ricam durumu iyi olan yardım sever insanlardan anama tuğla, çimento, kiremit, alçı, kapı pencere, kalas, tahta gibi ev için yapılabilecek yardımlar için aracı olmanızdır.

Bir de sizden özel ricam bunu kimse duymasın. Ben utanırım.

Hem kendim ve hem de daha önce yardım için aracılık yaptığınız tüm ihtiyaç sahipleri için çok teşekkür ederim. Saygılarımla.”

★★★

Mektubunda yıkık dökük ev için inşaat malzemesi yardımı isteyen tutuklu uzman çavuş isminin verilmesini (anladığım kadarıyla) istemiyor ama bu isteği ben okurlarımıza başka türlü nasıl duyurabilirim...

Anasının adresini ve telefon numarasını da vermiş.

Çok düşündüm, yaşlı ve muhtaç kadıncağızın adresini burada yazmaya karar verdim.

Fatma Özgül Atıcı. Oyaca Yeşilçam Mahallesi. Cengiz Topel Caddesi.

Mezarlık yanındaki mavi kapılı ev.

Gölbaşı Ankara.

★★★

Sevgili okurlarım, bir tuğla da benden olsun derseniz bana e-posta yoluyla ulaşabilirsiniz. Yaşlı kadının telefon numarasını size veririm, arayıp konuşursunuz.

Benim de size ulaşabilmem için lütfen telefon numaranızı da yazın ki, sizi aramam mümkün olsun.