MHP lideri Devlet Bahçeli ile Alaattin Çakıcı’nın koyu bir sohbete dalmışken çekilen fotoğraflarını hatırlıyor musunuz?

O fotoğraflar 23 Mayıs 2018’de Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’nin mahkum koğuşunda çekildi.

Aynı gün MHP’nin Twitter hesabından paylaşıldı.

Şöyle denildi paylaşımda:

“Genel Başkanımız Bahçeli, rahatsızlanan Alaattin Çakıcı’yı tedavi gördüğü Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’nde ziyaret ediyor.”

Çakıcı, çıkar amaçlı silahlı suç örgütü kurmak ve yönetmekten sabıkalıydı.

Çakıcı, 7 Haziran 2017’de Bolu F Tipi Cezaevi’nden Kırıkkale Keskin T Tipi Kapalı Cezaevi’ne getirildi ve 13 Ağustos 2018’e kadar Keskin’de yattı.

Bu süreçte Keskin Cezaevi, İl Sağlık Müdürlüğü ve Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi üzerinde otorite kurdu. Cezaevinde yarattığı saltanat için gerekli sağlık raporlarını, gözlerini korkuttuğu
doktorlara imzalattı.

Kırıkkale’den deniz yoluyla bile gidemez!


Çakıcı, Keskin’deki otoritesi bozulsun istemiyordu.

Keskin Aile Sağlığı Merkezi, 14 Ekim 2017’de yazdığı raporunda, “İstemediği sürece il içi ve dışı hiç bir hastaneye sevk edilemez” diye rapor verdi.

20 Mart 2018’de “Kırıkkale dışına hava, kara ve deniz yolu ile ambulansla dahi gitmesi hayati tehlike arz etmektedir” denildi.

Kırıkkale’de deniz yoktu ya, neyse!

Çakıcı, cezaevinde kalma kurallarını kendisi belirledi.

Nasıl mı?

Yine sağlık raporlarıyla...

9 Nisan 2018’de “Türkiye’de hiçbir yerde hücre cezası yatamaz” diye hekim raporu yazıldı.

24 Temmuz 2018’de verilen sürekli kanaat raporuna ne demeli?

Alıntılıyorum:

“Koğuş kapısı, havalandırma bahçe kapısı açık olmak kaydıyla 24 saat hava almaya çıkabilir.”

Çakıcı’nın nasırlarını tedavi etmesi için neşter (bistüri) bulundurmasına izin verildi.

20 Aralık 2017’deki sağlık kurulu raporunda şöyle yazıyor:

“Acil olarak bistüri 2 adet ile nasırlarını tedavi etmesi, ağrılarından dolayı odasında ve yanında bulundurması uygundur.”

S. marka makas taşıması için 23 Haziran 2018’de rapor alındı.

Kars kaşarı, kahve ve Kâbe hurması


Doktorlar Çakıcı’nın sağlığı ile en ince ayrıntısına kadar ilgilenmiş. Hatta Kars kaşarı bile ihmal edilmemiş.

11 Aralık 2017’deki sağlık kurulu raporunda, “Cezaevi kantininde bulunmayan eski Kars kaşarı peyniri tüketmesi uygundur” deniyor.

Buğulama ve ızgara da diyetindeki en önemli başlık.

5 Ocak 2018 tarihli diyet raporu şöyle:

“Haftada üç gün balık ve iki defa ızgara köfte yemesi, cezaevinin belirlediği lokantadan buğlama ve ızgaranın avukatları tarafından cezaevine teslim edilmesi uygundur.”

Diyette, haftada bir kilo kaymak, taş fırında pişirilmiş Trabzon ekmeği ve Kâbe hurması da yer alıyor.

Dahası var.

26 Nisan 2018’deki diyet raporu lüks bir menüden farksız:

“İlaveten yedi gün çorba, brokoli, enginar, makarna, pilav, sulu İzmir köfte, terbiyeli ekşili köfte ve bamyayı cezaevinin tayin ettiği restauranttan avukatı tarafından (alınıp) teslim edilmesi uygundur. Yemekler cezaevi yemekhanesinde pişirilmemelidir. Çorbanın ve yemeklerin türleri doktorun hastaya söylediği gibi her gün değişebilir. Her gün temin edilmelidir.”

Y. marka çatal, N. marka kaşık için de rapor yazıldı.

Böyle bir öğünden sonra kahve iyi giderdi!

Bilhassa S. markadan...

8 Mart 2018’deki sağlık kurulu raporunda şu yazıyor:

“Kafein ihtiyacı için hastalıkları nedeniyle S. marka kahveyi dünyanın değişik yerlerinde kullandığı için French press bardak ile burada, avukat ve ziyaret mahallinde sigara, kahve ve çay içmesi uygundur.”

Sekiz ay da olur, bir sene de...


Çakıcı’ya 22 Haziran 2018’de süresiz sağlık kurulu raporu verildi. Bu rapor sayesinde Çakıcı, odasına misafir bile ağırlayabildi.

Rapor şöyle:

“Çakıcı’nın 16 türde değişik hastalığın altı tanesi ölümcül risk taşımaktadır. Zamanını koyamadığımız, sekiz ay da olur bir senenin üzerinde olur her an ölüm riski taşıdığından hastalıklarından dolayı hayatını kaybetme olasılığı yüksektir. Birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü derecedeki akrabaları ve yakın arkadaşları ile haftanın 7 günü saat 9-20 arasında hem sağlığı hem morali, helalleşme açısından istediği isimlerle kişi, sayı, adeti koymadan, bu ziyaretler hastayı yeniden hayata bağlayabilir. Yine de her şeyi Allah bilir. Odasında açık görüş yapabilir.”

Foyası ortaya çıkan Çakıcı, 13 Ağustos 2018’de Sincan 1 No’lu F Tipi Cezaevi’ne nakledildi. İddiaya göre emirlerini yerine getirmeyen müdürü tetik işareti yaparak tehdit etti.

Müdürün şikayetiyle soruşturma açıldı.

Çakıcı’yı kurtarmak için 19 Eylül 2018’de rapor yazıldı.

Raporda “Spor saatleri haricinde, hasta odasında, otururken, uyuşmalara bağlı sürekli parmak izi egzersizleri yapardı” denildi.

Sahte raporculara beraat


Çakıcı, Sincan’a gönderildikten yaklaşık 1 ay sonra Kırıkkale Başsavcılığı, İl Sağlık Müdürü Feramiş Ender Güngüneş ve Yüksek İhtisas Hastanesi Başhekimi Tekin Akşa’nın aralarında olduğu rapor veren doktorlara operasyon yaptı.

Akça, ifadesinde, raporların İl Sağlık Müdürlüğü’nden hazır şekilde geldiğini söyledi. Fizik Tedavi Uzmanı Mustafa Yüksel, korktuğu için imzaladığını kabul etti.

İlhan Kuytak, Çakıcı’nın isteği üzerine rapor düzenlediğini belirtti.

Emine Şensoy, raporu imza sırasında Çakıcı’nın avukatının da hazır olduğunu anlattı ve ailesine zarar verebileceği endişesiyle imzaladığını belirtti.

Aile Hekimi Hasan Ergüneş, kahve için rapor vermesini şöyle savundu:

“Bu kahvenin cafein miktarı azdı. Daha az çarpıntı yapabileceği için tanzim ettim. French pres marka bardakla içmesi noktasındaki kafein dipte kaldığı için daha faydalı olacağını düşündüm.”

Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 25 sanığa örgüte yardım, evrakta sahtecilik ve görevi kötüye kullanmaktan dava açıldı.

Dava 9 Şubat 2021’de bitti.

Mahkemenin gerekçeli kararına göre örgüte yardım suçundan beraate karar verildi.

Diğer suçlarda soruşturma izni verilmesi için Kırıkkale Valiliği’ne yazıldı.

Valilik soruşturma izni vermediği için dava düştü.

Yine de Allah bilir


Sedat Peker’in ifşaatları günlerdir Türkiye’yi çalkalıyor. Feyzi İşbaşaran’ın karakolda dövülmesinden Hürriyet baskınına kadar onlarca iddia tartışılıyor.

İşbaşaran’ın dövülmesini ve Hürriyet’in basılmasını Peker’den ‘rica’ eden AK Parti Merkez Karar Yürütme Kurulu üyesi bile istifaya yanaşmıyor.

Yargı kılını kıpırdatmıyor.

Gerçekten de Türkiye, eski Türkiye değil.

Çakıcı için özel af çıkarılıyor.

Yetmiyor.

Çakıcı’ya cezaevinde saltanat kurması için sağlık raporu yazan doktorlara soruşturma izni verilmiyor.

İktidar yeraltı dünyasıyla kurduğu gayriresmi ittifakın bedelini ödüyor.

Kabul edelim ki Türkiye, hukuk devleti olmaktan çıktı.

Demokrasi can çekişiyor.

Çakıcı’nın sağlık raporunda yazıldığı gibi gelişiyor her şey:

“Zamanını koyamadığımız, sekiz ay da olur bir senenin üzerinde olur, her an ölüm riski taşıdığından hayatını kaybetme olasılığı yüksektir.

Yine de Allah bilir.”