Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen 3 Mart’ta İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıkladı. Plan birinci haftasını geride bırakırken, ilan edilen 11 ilke saniyesinde hayata geçirildi.
Daha o gün...
Anayasa Mahkemesi tarafından, hukuka aykırı şekilde tutuklandığı, seçme ve seçilme hakkının elinden alındığı yönünde karar verilen CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında TBMM’ye bir kez daha fezleke gönderildi.
Beş HDP’linin de fezlekesi Meclis’e ulaştırıldı.
Oysaki öğleden önce Erdoğan’ın övünerek okuduğu 10. ilkede şöyle deniliyordu:
“Hukuk devleti, hak ve özgürlükler ile adaletin teminatı olarak her alanda tahkim edilir.”
Şu halde, fezlekeler demokrasinin teminatı...
Cezaevleri de millet iradesinin tahkimatı olmalı.

KEFEN PATRONDAN, İMAM DEVLETTEN

Eylem Planı’nın 7. ilkesini okuyunca insanın gözleri yaşarıyor.
Şiir gibi bir cümle:
“Devlet girişim ve çalışma hürriyetini sosyal devlet ilkesi çerçevesinde korur.”
Salgından ötürü her ofis eve taşınırken işçiler muaf tutuldu.
Ya işten atıldılar.
Ya 1431 TL’lik maaş ellerine sıkıştırılarak, evlerine gönderildiler.
Ya asgari ücretin de altında paraya çalıştırıldılar.
Böylesi bir ‘çalışma hürriyeti’ sonunda 5 Mart günü Tuzla’da bir et fabrikasında iki işçi yanarak öldü.
7. ilkede vücut bulan sosyal devlet gereği cenazeleri en çok 30 kişiyle kaldırılacak.
Kefen patrondan.
İmam devletten.

CİNSİYET AYIRMAYIZ, EŞCİNSELLER HARİÇ

Peşinen söylemeliyim ki 11 ilkeden hiçbiri 3. ilke kadar yeni Türkiye’yi yansıtmıyor.
Bakın, ne yazıyor:
“Din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, inanç ve düşünce temelinde ayrımcılık söz konusu olmaksızın herkes hukuk önünde eşittir.”
Tabii eşcinseller hariç.
Pardon!
Bülent Ersoy dışındaki transseksüeller hariç.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 6 Mart’ta yaptığı açıklamada, 3. ilkeyi nasıl anlamamız gerektiğini açıkça izah etti.
Dedi ki:
“Bu tür çirkinliklerin özellikle gençlere normal bir şey gibi sunulması, toplumsal düzenimize ve milletimizin asil karakterine yapılmış bir saldırıdır.”
Ersoy’u saraylarda törenlere, köşklerde iftarlara davet edip Tarlabaşı’nda üç kuruş için bedenini satmak zorunda kalan transseksüele devlet katından parmak sallamak, fevkaladenin fevkinde bir ilkeselliktir.

HIRSIZ OSMAN HUKUKU
Ah, bir de 9. ilkemiz var ki, Vaşington’dan Paris’e, Brüksel’den Roma’ya, tüm insanlık alemi imrenerek bakıyor. Almanlar kıskançlıktan çatladı, çatlayacak.
9. ilke şu şekilde:
“Hiç kimse eleştirileri veya düşünce açıklamaları nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.”
Bu ilke 8 Mart’ta uygulamaya kondu.
Yazmadıkları bir haberden ötürü gazeteci Müyesser Yıldız’a 3 yıl 7 ay 10 gün, İsmail Dükel’e 1 yıl 15 gün hapis verildi.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlamak üzere İstanbul İstiklal Caddesi’nde buluşmak isteyen feministler engellendi. Taksim Meydanı’na çıkan tüm yollar bariyerlerle kapatıldı.
Aynı akşam...
Gazeteci Levent Gültekin yorumcusu olduğu Halk TV’ye gitmek üzereyken 25 kişilik saldırgan grup tarafından sokak ortasında dövüldü. Saldırganlar kameraların çekmesini, yüzlerinin tanınmasını bile umursamadan, belki de yargılanmayacaklarına emin oldukları için, yere düşürdükleri Gültekin’i tekmelediler.
Biliyorlardı ki...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu katıldığı şehit cenazesinde linçe kalkışan inek hırsızı Osman Sarıgün’ün elini öpenler, kendilerini polis merkezinin kapısına kadar sırtlarında taşırdı.
İki gün geçti, saldırganlar hâlâ yakalanamadı.
Onların yerine...
Hakkında “Öldüklerinde cesetleri camilerimize sokulmasın” diye tweet atan ilahiyatçı Ebubekir Sifil’i eleştirdiği için Yılmaz Özdil ifadeye çağrıldı.
Boşuna mı, 11. ilkede “Haklarının ihlal edildiğini iddia eden herkes adalete erişebilir” deniyor.
Özdil, değil öldüğünde camilerimize, mahşer günü cennete bile sokulmasın.
Mümkünse ‘Sırat’ı
geçerken kor alevlere
atılsın Özdil.
Unutmadan...
Bir de 2. ilke var.
“İnsan onuru bütün hakların özü olarak hukukun etkin koruması altındadır” diye buyuruluyor.
Samsun’da, eski eşini çocuğunun gözleri önünde öldürmeye kasteden İbrahim Zarap’a çok görülen elektronik kelepçe, Boğaziçili öğrencilerin ayağına takıldı.
Bizler şahidiz.
Eylem Planı bir bir uygulanıyor.