Bu olay başıboş bırakılan köpekler yüzünden sokakların güvenliğini yeniden gündeme getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu olay sonrası, sokakların başıboş köpeklerden temizlenmesi için belediyelere görevler yüklemesi, onları daha güçlü ve büyük barınaklar yaparak sokak köpeklerini burada besleyip, barındırmaları konusunda çalışmaya çağırması bu tartışmaya yeni ve güçlü bir boyut da kazandırdı.
Çünkü ülkenin en yetkili kişisi olan, bütün bakanlıkların, bütçenin, idarenin ve harcamaların bağlı olduğu Cumhurbaşkanı böyle bir konuda ilk kez müdahil oluyor ve belediyelere görev yüklüyordu.
Şimdi burada sayın Cumhurbaşkanı, belediyelere böyle bir görev yükleyebilir ve onları bu konuda çalışmaya çağırabilir. Bu son derece doğal ve anlaşılabilir bir şeydir.
Cumhurbaşkanı da bir insan olarak, bir yurttaş olarak bu durumdan rahatsız olmuş ya da başkalarının rahatsızlıklarını gözlemiş olabilir. Burada bir sorun yok.
Ancak sayın Cumhurbaşkanı belediyelere görev yüklerken, “barınaklar kurun, mama üretin” derken; acaba neden şimdiye kadar devasa Şehir Hastaneleri kurdukları gibi, büyük şehir stadyumları yaptıkları gibi, TOKİ projeleri yaptıkları gibi, barınakların kurulmasını devlet olarak teşvik etmediklerini de sorguluyor mudur acaba?
Mesela, ülkenin dört bir yanına belediyelerce işletilecek büyük ve modern barınaklar kurmak, bir otoyol ya da büyük bir köprü projesinin kaçta biri kadar maliyetlidir acaba?
Elbette ki genellikle tel örgüler ve çok çok çevresi basit çevirmelerden ibaret olan barınakları yapmak, hele arsa maliyeti çok ucuz olan şehirden uzak bölgelerde yapılacağına göre çok çok ucuza mal olacaktır.
Belediyelerin içinde bulunduğu borç durumu malum. Özellikle de büyükşehirlerin çoğunluğuna hakim olan CHP’li belediyeler büyük mali kıskacın içindeler.
Belediyeler, elbette her şeye rağmen bu konuda çalışsınlar ama siz de devlet olarak üzerinize düşeni yapın ve şehirlere ya; büyük büyük barınaklar kurun ya da belediyeleri bu barınakları yapmak konusunda maddi olarak teşvik edin.
Yoksa, söylediğinizde son derece haklısınız.
Gerçekten sokak köpekleri konusu ciddi bir mesele.
Ben bile bu meseleden dolayı sıkıntılıyım.
Ben de yakın çevremden sokak köpekleriyle ilgili birçok olumsuzluklar yaşadım.
Benim oğlum da zamanında sokak köpeklerinin saldırısına uğramıştı ve günlerce kuduz iğnesi yemek zorunda kalmıştı.
Örneğin biz Adana’nın en merkezi bir yerinde oturmamıza rağmen, eşim çok istediği halde bazen yürüyüş yapmak istiyor ancak sokakları, kaldırımları mesken tutmuş sokak köpekleri yüzünden yürüyemiyor.
Çünkü bir saldırı olayı başımıza geldi ve bu konuda acı bir tecrübe yaşadık.
Bu yüzden Sayın Cumhurbaşkanı’nın duyarlılığını anlıyorum.
Hepimizin çocukları, torunları var ve kimsenin canının yanmasını istemeyiz.
Elbette ki sokak köpeklerinin de sağlıklı biçimde yaşamlarını sürdürmelerini, iyi koşullarda bakılmalarını isteriz.
Ne yazık ki bu sokakta sağlanmıyor.
Sokak köpekleri birkaç hayvanseverin insafına kalmış.
Çoğu aç, hastalıklı biçimde sokaklarda dolaşıyor ve bazen toplu oldukları zaman da tehlikeli olabiliyorlar.
Onun dışında Pitbull gibi saldırganlıklarıyla bilinen köpeklerin beslenmelerinin zaten kanunen yasak olduğunu biliyoruz ama demek ki kimse dinlemiyor ve sık sık Pitbull saldırı haberlerini izliyoruz.
Bir taraftan sokak köpeklerinin sağlıklı biçimde barınacakları barınaklar yapılırken diğer taraftan da Pitbull gibi köpeklerin beslenmesi ve özellikle de sokaklarda dolaştırılması kesinlikle engellenmeli. Dolaştıranlardan köpekler alınmalı ve büyük cezalar kesilmelidir.
Aksi halde bu işin önlenemeyeceği belli.
Bu vesile ile Sayın Cumhurbaşkanını bu yaklaşımından ötürü desteklemekle birlikte kendisini belediyelere barınak yapılması için bakanlık aracılığıyla destek olmaya çağırıyorum.
Evet! Sokaklar, tehlikeli köpeklerden temizlensin. Hayvanlar sağlıklı biçimde modern barınaklarda mutlu olabilecekleri biçimde yaşasınlar.
Ancak siz de bunlar için kesenin ağzını açın ve belediyelere sadece talimat değil, para ve imkan verin!..
