Darbe girişimcisi Fetullah Gülen’in yanında ezik büzük dururken çekilmiş fotoğrafları yoktu. Kayırma kollama düzeninin “İkinci maaş doğuran” fırsatçı tezgahından nasiplenme yolunu da seçmemişti. Tek bakanlık maaşına çalışıyordu. Parti Başkanı’nın oğulları ile kızlarının yönetimde olduğu ve belediye parasıyla, devletten ihale ile beslenip büyüyen müteahhitlerin bağışlarıyla “kayrılan-kollanan vakıf ve derneklerin” yönetim kuruluna da üye yazılmamıştı. Dolar dünyada bu kadar güçlenmişken ve Türkiye’nin “dövizi tüketilip bitmiş iken faiz indirmenin doğru olmayacağını” savunuyordu. Demokrasinin esası olan; her bir bireyin kendi özgürlüğüne ve her bir kurumun da kendi hürriyetine sahip çıkıp savunmasının önemli olduğuna inanıyordu. Bu açıdan birey ve kurum özgürlüğünü kullandı, Parti Başkanı Cumhurbaşkanı’nın mecburen uygulamaya geçtiği “düşük faiz - yüksek dolar- ölü TL- ucuz ihracat” politikasını onaylamadı. Ona göre henüz “at izi, it izinden ayrılmamış ve Allah sonumuzu henüz hayırlara vesile kılmamış” olmalıydı.

Kendi suyunu kendi ısıttı.

Sayın Elvan gönderildi.

★★★

Darbe girişimcisi Fetullah Gülen’in yanında ezik büzük dururken çekilmiş fotoğrafları vardı. Kayırma kollama düzeninin “ikinci maaş doğuran” fırsatçı tezgahında nasibine düşen ikinci maaşı alıyordu. Az sayıda çift maaşlı şansılardandı. Parti Başkanı’nın ve Cumhurbaşkanı’nın oğulları ile kızlarının yönetimde bulunduğu belediye parasıyla ve devletten ihale alan müteahhitlerin destekleri ile kollanan vakıf ve derneklerin yönetim kurulu üyesiydi. Bireyin kendi özgürlüğünü savunması ve her bir kurumun hürriyetinin olması gerektiğini düşünmüyordu. Onun için asıl olanın “itaat” olduğuydu. Bu açıdan; döviz bitirilmiş iken yine de Cumhurbaşkanı ve Parti Başkanı istiyor diye “düşük faiz-yüksek dolar- ölü TL- ucuz ihracat” modeline evet diyenlerin önde geleni oldu. Ona göre “at izi, it izinden ayrılmış ve Allah sonumuzu hayırlara vesile kılmış” olmalıydı.

Kendi bahtını kendi açtı.

Sayın Nebati getirildi.



★★★

Dere geçiliyordu.

At değiştirildi.

Gitti Sayın Elvan.

Geldi Sayın Nebati.

İzler iyice karıştı.

Sayın Nebati, Türkiye’nin çift maaşlı ilk bakanı da oldu. Çift maaşlı Hazine Bakanı’nın aylık maaşı 66 bin TL’ye dayandı. 3.5 yıl içinde ilk değiştirilen Hazine ve Maliye Bakanı, “At izi it izine karşıtı, Allah sonumuzu hayretsin” diyerek istifa eden Beraat Albayrak olmuştu. Hem Cumhurbaşkanı ve hem Parti Başkanı’nın damadı ve hem de bakandı. Albayrak çok güçlü görünüyordu. Döviz bitti. Parti Başkanı, Cumhurbaşkanı “evladı sayılır kendi damadını” görevden affedip gönderdi. Sonra döndü onun yerine koyduğu üvey evladı Lütfi Elvan’ı gönderdi. Kurduğu “Tek Adam Düzeni” beraber yola çıktığı tüm dava arkadaşlarını, dostlarını, destekçilerini yiyor. Abdullatif Şener, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Melih Gökçek yola beraber çıktıklarıydı. Fetullah’a da “ne istedin de vermedik” diye seslenecek kadar yakındı.

Hepsi gitti, gönderildi.

Geçmişini yedi bitirdi.

Şimdi gelecekten yiyor.

★★★

Yüreğini kaybetme korkusu sardı. Bu korkuya ilk İstanbul belediye seçimleri sonucunu görünce kapıldı. İlk seçimde İmamoğlu’nun 16 bin oy farkı ile kazanması kabul edilmemiş, Yüksek Seçim Kurulu marifetiyle seçimler yenilenmiş fakat oy farkı 800 bine çıkmıştı. 25 yıldır yönettiği ve “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” dediği bir ışıklı kenti, seçimi tekrarlatmasına ve haftalarca ilçe ilçe dolaşıp meydan konuşmaları yapmasına rağmen kaybetmişti.

İstanbul onu bıraktı.

Ankara da terk etti.

Oyları eridi, eriyor.

Yeni bir başarı hikayesi bulmak zorundaydı; “düşük faiz - yüksek dolar- ölü TL- ucuz ihracat” modelini yeni başarı hikayesi diye sundu. Bu model etrafında; “Ekonomik Kurtuluş Savaşı- Mandacılar- Ekonomiyi Milli Güvenlik Kurulu gündemine taşımalar. Nas’lı konuşmaları” cepheye sürdü.

Cephe savaşı kanlı oluyor.

Vuruldu, şehit oldu Elvan.

Cenge girdi gazi oldu Nebati.

Geçmişini yedi bitirdi.

Evlat yiyor Tek Adam.