Bir söylentiye göre bizim Trakya bölgesinde, bir başka söylentiye göre Emidağ’da köle olarak doğmuş; bu açıdan yüzde yüz yerli Ezop hikayesidir: Ezop’a efendisi “bana bir yemek yap, dünyanın en tatlı yemeği olsun” der.

Ezop, dil pişirir.

Sofraya getirir.

Ertesi gün Ezop’a efendisi yine “bana bir yemek yap dünyanın en acı yemeği oluşun” der.

Ezop yine dil pişirir.

Sofraya servis eder.

Dil!

En tatlıyı söyler.

Dil!

En acıyı da söyler.

Dil!

Her insanın, insanlık donanımın bir parçasıdır.

Dil!

Her insanın duygularını, düşüncesini, iradesini bazen istemeyerek de olsa açığa vuran sesli işaretler sistemidir. Bu yüzden “her insan dilinin altında gizlidir” denir.

★★★

Ben Türk anadan ve Türk babadan Ağrı kentinde doğdum. Adana’da büyüdüm. Kendimi “Ağrılı- Adanalı” sayarım. Ağrılı Kürt komşularımız, “herkes dilinin iyiliğini de görür, ceremesini de çeker” derlerdi. Adanalılar da “çok konuşma beyninin dibi görünür...” diye yarenlik yaparlardı. Tayyip Erdoğan’ı dili ele verdi; “Başörtülü (türbanlı) hanımları konu mankeni” gibi gördüğünü yılın ilk açıklaması yaptı.

Görmeseydi!

O yakıştırmayı yapmaz, yapamazdı. Bu yakıştırmaya göre, başörtülü hanım, Tayyip Erdoğan Bey’in partisinden ise “başörtülü bacımız- başörtülü annemiz - başörtülü kızımız...” oluyor. Başörtülü hanım, muhalefet partisi liderinin yanında duruyorsa; “başörtülü konu mankeni, başörtülü vitrin malzemesi, başörtülü siyasi göstermelik...” diye adlandırıyor.

Dili onu ele verdi.

Dil!

Düşüncenin elbisesidir.

★★★

Başörtülü olsun.

Ya da başı açık.

Bütün kadınlar, yeni yılın ilk gününde “elektriğe- doğalgaza- köprüye- otoyola- iğneden ipliğe zamlar yağarken” bu zamları yapmaya iktidarı hangi şartların zorladığını Tayyip Erdoğan’dan duymak istiyorlardı.

Zamları izah edemiyor.

Saçları kapalı olsun.

Ya da saçları boyalı.

Bütün kadınlar, yeni yılın ilk gününde “korona salgını belasından aileleriyle ve yakınlarıyla birlikte sağ olarak çıkabilmek için Tayyip Erdoğan iktidarının nasıl bir aşı takvimi sunduğunu” bilmek istiyorlardı. Aşı takvimden de söz edemiyor.

Başörtülü olsun.

Ya da başı açık.

Çok kadının oğlu işsiz.

Kızı işsiz.

Kocası işsiz.

Çok kadın geçim derdinde.

Tayyip Erdoğan ise yılın ilk gününde “çare çözüm duymak” isteyen kadınları başörtüsü üzerinden “mankenlik tartışmasına” çekmeye çalışıyor.

Şu cümleye bakın.

Dikkatle okuyun.

Tayyip Erdoğan, Türkiye’de resmi dairelerde başörtüsü yasağını bütünüyle sona erdirmeyi muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun verdiği destekle başardı...”

Evet!

Evet!

Bu cümleyi kim yazdı?

Ben yazmadım.

Tayyip Erdoğan’ın yanında, çok yakınında olmuş, Fetullah Gülen’e barışma mektubu götürüp getirsin diye görevlendirdiği gazeteci yazdı.

Dün yazdı.

★★★

Ben öngörümü yazayım:

İktidara gelişini!

Kadınlar hazırladı.

Tayyip Erdoğan’ın siyasi bitişi de kadınların elinden seçim sandığında olacak. Türkiye, sosyolojik olarak çok derin ve sessizce dipten dalga olmuş gelen bir kadın uyanışı hareketini yaşıyor. Birer metre arayla yan yana durarak ve ellerinde kendilerini ifade eden ve “İstanbul Sözleşmesini” savunan pankartlar taşıyarak adına “Kadın Zinciri- Sevgi Halkası” dedikleri protesto biçimini geliştirenler arasında başörtülü AKP’li kadınlar da vardı.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



1 SÖZCÜ değil 2 SÖZCÜ alın!


Tayyip Erdoğan, “Ben SÖZCÜ okumuyorum. Kimse de buna para verip almasın...” dedi. SÖZCÜ’nün Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz da “Cumhurbaşkanı’nın bu sözleri fikir ve ifade özgürlüğüdür. Beğenmezsen almazsın. Ve fikrini özgürce açıklayabilirsin, demokrasi bu...” diye olgun bir açıklama getirdi. Ben şahsen iktidarı ve Tayyip Erdoğan’ı destekleyen gazeteleri; Sabah’ı da alın, Hürriyet’i de alın, Milliyet’i, Akşam’ı, Şafak’ı, Akit’i de ve hepsini alın, onları da okuyun, kim gerçekleri yazıyor kıyaslayın diyorum. Okurlarım dün bana elektronik posta ile haber gönderdiler: Vereceğimiz en iyi cevap: “1 değil 2 SÖZCÜ almak olacaktır” diyorlar. 1 SÖZCÜ değil 2 SÖZCÜ... Birini sen oku, diğerini gerçek gazete kıymeti bilen komşuna ver. Ben de okurlarımın bu cevabından çok mutlu oldum ve kendilerine “Güveninizi hak edebilmek için çizgimi değiştirmeden yazmaya devam edeceğim” yanıtını gönderdim.