Bundan tam 99 yıl önce bugün, 30 Ağustos 1922 günü, düşmanı bozguna uğratan Türk ulusu “makûs talihini” yenmişti...

Nedir “makûs talih?”

Ters gitmiş, bir türlü düz gitmeyen, uğursuz, berbat, kötü bir şanstır!

Tanrı’nın Türk milletine armağanı olan mucizevi Başkomutan Mustafa Kemal’in askeri dehası ile Türk ordusu 99 yıl önce bugün muhteşem bir zafere imza atmıştı...

Bozulan Yunan ordusu darmadağın olmuş, kaçıyordu...

Başkomutan Mustafa Kemal, düşmanın peşini bırakmadı:

“Ordular!

İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”

Bu emirle birlikte silahlar patladı, toplar kükredi, kılıçlar, süngüler saplandı.

★★★

Başkomutanın emriyle coşan Türk askeri, düşmanın son direnişlerini de kırdıktan sonra, önünde kaçan düşmanla birlikte İzmir’e girdi. (9 Eylül 1922).

Yunan ordusunu tüm ekonomisi, para ve silah gücüyle İngiltere destekliyordu... İngiltere, medeniyet denilen tek dişi kalmış canavarın temsilcisiydi...

Atatürk’ün dehası ve Türk askerinin imanı, azmi ve cesareti karşısında, İngilizlerin gelişmiş silahlar ve çelik zırhlarla kapladığı Yunan ordusu, canını kurtarmaktan başka bir şey düşünmeyen, acınacak bir sürüye dönüştü.

Yunan orduları Başkomutanı General Trikopis ile emrindeki generaller, subaylar ve tüm karargâhı, silahlarıyla birlikte Türk askerine teslim oldu.

★★★

Eğer o kara günlerde, işgalci düşman ordusuna böyle ölümcül bir darbe vurulmasaydı, bugün biz ne hale gelirdik? Yaşadığımız bu coğrafya (Anadolu, Ege, Trakya) kimlerin elinde olurdu?

Yokluk ve imkânsızlık içinde düşmanla savaşıp kazanan o kahramanlarımız bize bugünleri ve geleceğimizi armağan ettiler.

30 Ağustos, ülkemizin kurtuluş tarihidir.

Hâlâ nankörlük edip Atatürk düşmanlığı yapanlar, “Savaşı keşke Yunan kazansaydı” diyen Kadir Mısırlı gibi meczupların soyundan gelenlerdir.

30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle, Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşlarını bir kez daha minnet ve şükranla anıyoruz. Mekânları cennet olsun.

Gerçek Atatürk’ü tanımak...


Dibekli Han, Bodrum’un önemli kültür merkezlerinden biridir.

30 Ağustos Zaferi’mizi işte orada coşku ile kutladık.

Çok sayıda baskı yapan “Atatürk’ün Yanı Başında” kitabının yazarı, Türkiye Futbol Federasyonu eski Başkanı Mustafa Kemal Ulusu, Dibekli Han’ı dolduran konuklara, Atatürk’ü, Kurtuluş Savaşı’nı, 30 Ağustos Zaferi’ni ve babası Nuri Ulusu’yu anlattı.

“Gerçek Atatürk’ü tanımak ister misiniz?” başlıklı bir söyleşi ve sunum yapan M. Kemal Ulusu bol bol alkışlandı.

Nuri Ulusu, Atatürk’ün kütüphanecisi ve özel kalem müdür yardımcısıydı. Onunla beraber yaşadığı 12 yılda birçok ilginç olaya tanık olmuştu. Oğul Ulusu babasının bu anılarını anlattığı kitabını imzalayarak konuklara armağan etti.

TEBESSÜM

“Geçmiş olsun majeste...”


30 Ağustos 1922 Zaferi’nden yaklaşık sekiz ay sonra genç Türkiye Cumhuriyeti kurulur ve tüm dünyada büyük saygı görür. Yabancı devlet adamları Atatürk’le görüşmek için Türkiye’yi ziyaret ederler. Bunlardan biri de 1933 yılında eşi ile birlikte İstanbul’a gelen Yugoslavya Kralı Aleksandar Karacorcevic’tir.

Dolmabahçe Sarayı’nda kralın onuruna bir davet verilir. Kral Aleksandar, bir ara Atatürk’e:

“Ekselans” der “İngiltere Başbakanı Llyod Gerorge, Anadolu’nun işgal edilmesini, Yunanistan’dan önce bize teklif etti ama ben işgali reddettim” der.

Kral Aleksandar, Atatürk’ten bir takdir, bir teşekkür beklemektedir. Fakat Atatürk ona gülümseyerek şöyle der:

“Geçmiş olsun majesteleri... Çok büyük bir tehlike atlatmışsınız!”

GÜNÜN SÖZÜ

Bu vatan torunlarımız için cennet yapılmaya lâyıktır. (Atatürk)