Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) büyük bir hukuksuzluk örneği sergileyerek 417 gündür SÖZCÜ TV’ye logo onayı vermiyor.

AKP iktidarı bir de demokrasiden, hukuk reformundan, adaletten, düşünce ve fikir özgürlüğünden söz ediyor.

Türk basınının baskı altında olduğunu tüm dünya biliyor ve bu konuda yayınlar yapıyor.

Mesela İngiltere merkezli The İndependent Gazetesi...

İnternet üzerinden tün dünyaya yayın yapan The İndependent, 15 Nisan 2019 tarihinden itibaren Türkçe yayın da yapmaya başladı.

The İndependent, Türkiye’de, RTÜK denilen Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun SÖZCÜ TV’ye yaptığı hukuksuzluğa yer verip, bir Türk yazarın makalesini yayınlayarak tüm dünyaya duyurdu.

Yazıları ilgiyle okunan Lütfü Oflaz’ın İndependent’teki köşe yazısında:

“Benim vicdanım bu haksızlığa isyan etmeden duramaz!

AKP hükümetine muhalefet ettiği için SÖZCÜ Gazetesi’ne ait SÖZCÜ TV’nin logosu engelleniyor... Oda TV de kapatılıyor!” dedi.

Bu arada Yılmaz Özdil’in, Atatürk’e hakaret ettiği gerekçesiyle savcılığa çağrılmasını da eleştiren Lütfü Oflaz:

“Yılmaz Özdil’in suçunun Atatürk’e hakaret etmek ya da düşmanlık etmek değil, AKP hükümetine muhalefet etmek olduğu anlaşılıyor. Oysa Yılmaz Özdil yaşamı boyunca Atatürk’ü övmüş bir kalemdir.  Olmayacak şeylerin olduğu bir ülke burası... Vicdanım sızlıyor!” diye tepki gösterdi.

RTÜK, Türkiye’nin gerçek demokrasi karnesini, bu hukuksuz tutumuyla, tüm dünyaya ilan etmiş bulunuyor!

Bu büyük bir vebaldir!


İktidar psikolojik hata yaptı! Hem de ciddi bir hata!

Valilere, savcılara, emniyet müdürlerine talimat verilip pankartlar, afişler toplatıldı da ne oldu?

128 milyar dolar olayı daha da büyüdü!

Şimdi bütün Türkiye, Merkez Bankası’nda buharlaştığı ileri sürülen 128 milyar doların ne olduğunu merak ediyor.

CHP’nin toplanan afişlerinde “128 Milyar Dolar Ne Oldu?” sorusu vardı. Bunların (cevap yerine) polis zoruyla toplatılması ne anlama geliyor?

128 milyar dolar rezervin yanlış kararlarla çarçur edildiği, ülke kaynaklarının sorumsuzca tüketildiği, bunun hesabı sorulunca da iktidarın öfkelenip küplere bindiği anlaşılıyor.

128 milyar doları olur olmaz yerlere ve kişilere dağıtıp heba eden bir yönetimin, bu ülkenin toplumsal çıkarlarını gerektiği gibi koruyabileceğine inanmak zordur.

Eriyen bu milletin kaynaklarıdır ve kaybolan bu döviz rezervinin telefi edilip yerine konulması uzun yıllar alacaktır.

“128 milyar dolar nerede?” sorusu gülle gibi, balyoz gibi ağırdır, hayati önemdedir ve kesinlikle cevapsız kalmamalıdır.

Afişleri toplatmak, bunları asanlar hakkında soruşturma açmak, iktidarın çaresizliğini göstermekten başka bir işe yaramaz!

“128 milyar dolar” olayını daha da esrarengiz bir duruma sokmamak için, işin aslını, dövizlerin hangi tarihte, kimlere ve hangi kur üzerinden satıldığını bir bir açıklamak gerekiyor.

Aksi halde bu vebalin altından kalkılamaz!

TEBESSÜM

Temel ve 128 milyar dolar!


Temel, arkadaşı Dursun’a övünür:

“Ula Dursun, ben şair oldum be!”

“Ne ettin de şair oldun lan?”

“Sosyal medyada taşlamalar yazdım. Çok beğenildi. Okuyayım da dinle:

★★★

Çiçek açtı, yaz geldi,

Çarşıya kiraz geldi,

Ben dolara doymadım,

128 milyar az geldi!

★★★

Bolu, Mengen, Gerede,

Hamsi oynar derede,

Bir de ben sorayım,

128 milyar nerede?”

GÜNÜN SÖZÜ


Eğer her şey üstüme üstüme geliyor, diyorsan ters yola girmişsindir!