CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin “Kara Kışla Mücadele Hareketi” kapsamında zincir marketlere; temel gıda ürünlerinden un, yağ, süt, bulgur, makarna, mercimek, yumurta, peynir, tuz ve her ay 1 çeşit sebzeye zam yapmama çağrısı yaptı.

★★★

Kılıçdaroğlu’nun marketlere “İktidara gelir gelmez tüm zararlarınızı hızlıca telafi edeceğiz” sözleri adeta önümüzdeki seçimlerin erken ilanı...

Rekabet Kurumu’nun “fahiş fiyat” soruşturması açtığı; BİM, Şok, A101, Migros, Carrefoursa, iktidar baskısı altında böyle bir çağrıya yanıt verebilir mi?

★★★

Enflasyonla mücadele programlarına “kontrollü etiket” çağrısı ilk kez yapılmıyor.

Kasım 2018’de dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen  “Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı Tanıtım Toplantısı” nda, “yüzde 10’luk indirim” kampanyası açmıştı.

Enflasyon oranı aynı yıl yüzde 24.5 düzeyine çıkmıştı.

Kampanya iktidardan gelince, markalar indirimlerini ilan etme yarışına girdi...

Enflasyon 2019 yılında yüzde 12 sınırına indi.

Her Merkez Bankası politika faizi düşürme kararı sonrası dolar yükselişini sürdürdü; 2018-2021 döneminde dolar kuru 6.1 seviyelerinden 11 liranın üst sınırlarına tırmandı.

★★★

Düşük faiz, yüksek kur” yolundaki yürüyüşünü sürdüren iktidar, enflasyonla mücadele etmeyi bir kenara bıraktı, marketlerle savaşı seçti.

Fiyat artışları karşısında marketler “zam yapmamak” yoluna gitmese de, başka bir seçenek ürettiler.

Belli ürünlerde ilan ettikleri “haftalık indirim günü” sayısını 1’den 3’e, 4’e çıkardılar.

Artık tüketici haftalık indirim ürünlerini takip edip, ona göre market alışverişine çıkıyor.

★★★

Üretici fiyat artışları (ÜFE), alım gücünün düşmesi nedeniyle raflara ancak 3-4 ay geriden gelerek yansıyor.

Raflar asıl kara kışın ortasında yangın yerine dönecek.

Türkiye Gıda Dernekleri Federasyonu’nun yaptığı istatistiğe göre; fiyatlar arasında nesil farkı var.

Örneğin, süt fiyatı 2003-2021 yılları arasında yaklaşık 5 kat, bulgur fiyatı 7 kat, Antep fıstığı fiyatı 8 kat artmış.

Bırakın 8 katı, kimin maaşı 5 kat arttı?

★★★

2002 yılında 184 lira olan asgari ücretle, 27 lira olan bir çeyrek atından 6.7 tane alınabiliyordu.

Asgari ücretle 2005 yılında 10 çeyrek altın alınıyordu. 21 Aralık 2020 tarihi itibarıyla 2 bin 324 TL alan asgari ücretle 3 çeyrek altın,  2021’de asgari ücretin 2 bin 826 TL olmasıyla artık 3.8 çeyrek altın alınabiliyor.

Asgari ücretle 15 sene öncesindeki gibi 10 çeyrek altın alınabilmesi için, 2021 asgari ücretinin 8 bin liraya çıkması gerekiyor.

★★★

1997 yılına gittim...

TÜSİAD heyetiyle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı Atatürk’ün evinde kutlamak için Selanik’teydik.

Aynı yıl ülkede merhum ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz başbakanlığında azınlık hükümeti vardı.

Dünya Güney Asya’dan yayılan 1997 finansal krizini yaşıyordu.

Türkiye’de yıllık enflasyon oranı yüzde 99’u aşıyor, üç haneli olmaya doğru gidiyordu.

Yüksek oranlı enflasyonun kalıcı olma riski iş dünyasını korkutmaya başlamıştı.

★★★

Selanik’te kaldığımız otelde DEİK Türk-Yunan İş Konseyi Başkanı Rahmi Koç’un yanına gittim.

Ne olacak memleketin hali?” diye sorduğumda, aldığım yanıt aylarca ülkenin gündeminden düşmedi.

★★★

Koç Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı olarak bir yıl ürünlerine zam yapmayacağını ilan ediyor, “Gerekirse bir yıl kâr etmem” diyordu Rahmi Bey...

Hükümetin 1998 yılında enflasyonu yüzde 50 oranında düşürme programına destek veriyordu.

Sonraki yılın enflasyon oranı ancak yüzde 69’lara gerileyebildi.

Ekonomik kriz, yolsuzluklar sarmalı, siyasette yaşanan gerilimler ülkeyi 1999’da IMF ile anlaşma yapmaya sürükledi.

IMF reçetesiyle 2000’de enflasyon ateşi yüzde 40’ın altını gördü.

★★★

Bugün de iyi niyetli çağrılara muhtacız; eyvallah...

Ne var ki hükümet enflasyonla mücadele etmiyor.

Maliyetten bağımsız raflardaki fiyat artışlarını dondurmak; dibi delik kovaya su doldurmak gibi bir şey...