Prof. Dr. Türkan Saylan, Prof. Dr. Necla Arat, Prof. Dr. Aysel Çelikel, Prof. Dr. Oya Başak, Gülseven Yaşer gibi eğitime gönül vermiş aydınların öncülüğünde 1994 yılında kurulan Çağdaş Eğitim Vakfı’nın (ÇEV) binası da bundan 5-6 yıl önce aynı vakfa devredilmişti.
★★★
ÇEV Beyoğlu’ndaki binasını, Vakıflar Genel Müdürlüğü ihalesine girerek “restorasyon” şartıyla 30 yıllığına kiralamıştı.
Sembolik olarak belirlenen kira bedeli arttırılarak, çıkartılan bir torba yasayla geriye dönük tahsilat yoluna gidildi. Mahkeme süreci devam ediyor.
Mart 2021’de 76’sı İstanbul’da olmak üzere toplam 1014 taşınmaz arasında yer alan; Sultanahmet, Ayasofya, Süleymaniye, Fatih ve Teşvikiye camileri, Galata Kulesi, Akaretler, Paşakapısı Cezaevi, Sansaryan Han, Sepetçiler Kasrı, Şişli Etfal Hastanesi, İstanbul Kadıköy Lisesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Kandilli Kız Lisesi, Burhan Felek Lisesi, Mithatpaşa Meslek Lisesi, Şemsipaşa İlkokulu, Üsküdar Halil Rüştü İlköğretim Okulu, Üsküdar Bağlarbaşı İlkokulu’nun vakıflara geçtiğini öğrendik.
★★★
Taşınmaz rantının başka örnekleri yok değil...
2013 yılında tapusu Selimi Evvel Vakfı’na devredilen Kadıköy Rasim Paşa mahallesindeki Osmangazi İlkokulu’nun 2017 yılından beri restorasyonu sürüyor.
Boşaltılan bina, restorasyon sonrası okul olarak kullanılmaya devam edecek mi belli değil.
Moda’da denize nazır 30 dönüm arazisi olan Kadıköy Anadolu Lisesi’nde (KAL) başlayan imar hareketleri rant kaygısı doğuruyor.
CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker geçtiğimiz hafta, KAL’ın yıkılması ve öğrencilerin başka okullara paylaştırılması iddialarına ilişkin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a soru önergesi yöneltti.
★★★
Kanlıca’da “seçkinler” caddesindeki Sedat Simavi İlkokulu’nun taşınacağı söylentisi de aldı başını gidiyor.
Kanlıca Muhtarı Yusuf Kırıkoğlu, Kaymakamlık ve İlçe Milli Eğitim Eğitim Müdürlüğü’nden “Okul boşaltılmayacak” sözü aldıklarını belirtiyor.
Bina olmadıysa yönetime el atılıyor
Köklü geleneği olan kamu binalarında mülkiyet “tasarrufunun” siyasi iradeye geçmesi becerilemiyorsa, yönetime el atılıyor...
6.5 aydır süren Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör ataması protestosu, öğrencilerin güvenlik sorununa dönüştü.
★★★
Tarihi 1481’e kadar giden bir İmparatorluk binasında eğitim hayatını sürdüren Galatasaray Lisesi’nde (GSL) “müdür” krizi bitmiyor...
2019 yılında atanan GSL müdürü Prof. Dr. Vahdettin Engin, Galatasaray Spor Kulübü’nün “Fenerbahçe’li müdür istemeyiz” çıkışı üzerine zor günler geçiriyordu.
Engin Haziran ayında GSL ile biten sözleşmesini yenilemedi.
★★★
GSL’nin web sayfasında yer alan “Geçmişten Bugüne” müdürler listesinde bile Engin’in adı yok.
Lise, müdür vekili Enver Bekar ile yeni kayıt dönemini atlatmaya çalışıyor.
★★★
Kriz tanımına denk düşen durum bundan ibaret değil.
Mezunlar arasında GSL’ye, AKP’den 4 dönem üst üste 15 yıl Bağcılar İlçe Belediye Başkanlığı, 2 dönem milletvekilliği yapan Av. Feyzullah Kıyıklık’ın atacağı söylentisi yayıldı.
Kıyıklık’a şans tanımayanlar, 72 yaşında olması bir yana; “GSL’li ve akademisyen olmayan biri müdür olmayacak; burası kesin” diyorlar.
Orta öğrenimini Çorum İmam Hatip Lisesi’nde tamamladıktan sonra, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitiren Kıyıklık, 1974-1982 yılları arasında GSL’de Din ve Kültür derslerine giriyordu.
★★★
GSL müdürü, diğer liselerden farklı olarak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından değil, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından atanıyor.
Müdür atamasında; Galatasaray Üniversitesi ve başkanlığını İnan Kıraç’ın yaptığı Galatasaray Eğitim Vakfı’nın uzlaşısı aranıyor.
Camiada GSL müdürü olarak anılan isimler arasında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aydın Gülan öne çıkıyor.
Gülan’ı kamuoyu İslamcı yazar Mehmet Şevket Eygi’nin vefatından sonra kedisini sahiplenmesi ile tanımıştı.
★★★
GSL’de “müdür krizi” sözcüğünün tam hakkını vermem gerekirse, “en kısa süreli müdürlük” rekoru Prof. Dr. Gülçin Büyüközkan Feyzioğlu’na ait.
GSÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Feyzioğlu’nun da eşi olan Büyüközkan Feyzioğlu, 2018 yılında okula “mescid açıp” gitmişti.
Anadoluhisarı talanı
Anadoluhisarı Turizm ve Kalkındırma Derneği Başkanı Mustafa Babuz, yıllardır çevredeki tarihi ve kültürel varlıkları korumak için mücadele ediyor ama nafile...
Gayrimenkul rantı galebe çalıyor.
Size “Olmaz bu kadar” diyeceğiniz 2 olay.
Remzi GürKADRAJ KAFE: Göksu Deresi yamacında Vakıflar’a ait, içinde arkeolojik kazı alanı bulunan 3 dönümlük arazi ihaleyle Ramsey Giyim’in sahibi Remzi Gür’e kiralanıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 30 Ocak 2019’da yıkım kararı verdiği kaçak kafeterya, imar barışı kanunundan da yararlanıyor.
Gür, yerel gazete Dost Beykoz’a “Remzi Gür Vakfı Müzesi kuruyorum” açıklaması yapıyor.
Şu anda burası “Qadraj Cafe Restoran Nargile” olarak işletiliyor.
Öyle mi kalır, sanmam; yüzük taşı arazi, nargile tüttürülsün diye kiralanmamıştır.
Beykoz Kızılay Şube Başkanı Sadettin Çay, kafede pişirilen yemeklerin Kızılay’a satılması eleştirilerinin muhatabı olunca istifa ediyor. Yerine kısa süreliğine Gür geçiyor.
Mart 2021’de aynı koltuğa AKP Beykoz eski İlçe Başkanı ve milletvekilliği/belediye başkanlığı seçimlerinde aday adaylıkları ile bilinen Mustafa Gürkan oturdu.
HİRA HAN GHALİA: Ulaştırma Bakanlığı’nın bünyesindeki Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Anadoluhisarı sahilinde 1880 metrekarik tesisi Nisan 2019’da 40 bin 795 TL aylık kira bedeli ile ihaleye çıktı.
Demet AkalınHatırlı birileri ihaleyi alıyor; perde önünde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “sanatçı kadrosunda” yer edinen Demet Akalın’ı görüyoruz.
Akalın’ın ev sahipliğinde Haziran 2020’de açılan “Hira Han/Ghalia” restoranındaki Şark lüksü, Dubai’de bile yoktur.
Restoran içindeki ofisler ve localarla çok amaçlı kullanıma elverişli bir mekan olmuş.
Restorantta kebap davetleri veren Akalın geçtiğimiz yıl gazetecilerin sorusunu “O restoran Okan’ın ailesine ait” diye yanıtlamıştı.
İflas eden eski eşi Okan Kurt da “Kız kardeşim açtı orayı. Dilan Kurt’a ait” sözleriyle Akalın’ın cümlesini tamamlamıştı.
Hem kamu arazilerini üstlerine geçiriyorlar, hem de kültürel ve tarihi dokuyu harap ediyorlar.
Kamuoyu Kanal İstanbul arazilerine odaklanırken, Boğaz’daki imar hareketliliği gözden kaçmasın...
