“Eskiden birbirimizi tamamlayan bir kadroyduk biz. Abdullah Bey’in eksiğini Bülent, Bülent’in eksiğini Tayyip Bey kapatırdı. Şimdi kimlere kaldı görüyorsunuz! Arabasında kokain çekmiş adamı genel merkeze almışlar.. Ben olsam 30 kilometre yaklaştırmam...” Bu sözler AKP’nin kapı önüne konulmuş abilerinden Bülent Arınç’a ait.


Çay partisi hariç, başta AKP olmak üzere partilerle hiç işim olmaz! Ne halleri varsa görsünler diyeceğim ama... Aması, hazır Bülent Abi AKP’deki tuhaflığı yeni farket-miş gibi yapıp konuyu açınca yazmamak ayıp olur!


Öncelikle, ‘kimlere kalmış’ lafı ile doğru söylüyor...


★★★


Misal! İrice bir mahallede bakkal dükkanınız var. Sürekli siz duramıyorsunuz işin başında, güvenilecek biri olsa, işten, maliyeden, hesaptan, kitaptan anlasa, helal süt emmiş olsa, siz yokken duruma vaziyet etse... Eş dost araya giriyor bulunuyor helal süt emmişi... Efendi biri. Üç beş ay geçiyor. Bir gün soruyorsunuz, “Durum nasıl” diye. Emanetçiniz gayet canlı, yanıt veriyor: “Ekonomimiz çok mu kötü efendim? Allah aşkına, her evden 2-3 telefon” diyor! Koca mahalle... Kafanızdan şöyle bir hesap yapıyorsunuz, her evden telefonla 2-3 sipariş... E durum gayet iyi, işler tıkırında! Ne dersiniz? Oh oh Allah bozmasın...


Aradan ‘6’ gün geçiyor. Cuma namazını kıldınız mahalle camiinde, dükkana uğruyorsunuz. Efendi emanetçi size okkalı bir kahve söylüyor. Beklerken kahveyi, yanıtını bildiğiniz soruyu soruyorsunuz usulen: “İşler nasıl göremeyeli bakalım?”


Kahve geliyor bu arada. Bol köpüklü, siz keyifle höpürdetirken o yanıt veriyor: “En azından insani bir şekilde yaşama seviyesine gelecek inşaallah!”


Hoppalaaa... “Daha 6 gün önce, her evden 2-3 telefon demiyor muydu bu muhterem” deyip, paradan puldan şüphelenmez misiniz?


Bırak şüpheyi, altı gündeki değişimden sonra kaşıntı tutar, uyuz olur insan!


Arınç’ın işaret parmağının hizzasından nişan alır gibi tek göz bakınca ‘görmek isteyenin’ gözüne ilk olarak sık sık gündeme gelmeye başlayan AKP Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz çarpıyor.


AKP’nin mali ve idari işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı olan Demiröz 24 Ekim 2021 tarihinde, dolar almış başını gider, yurdum insanı durduk yerde daha da fukaralaşırken şunu dedi aynen: “Ekonomimiz çok mu kötü beyler? Allah aşkına, her evde 2-3 telefon var...”


Bakkal dükkanının sahibiymiş gibi sevindik, ekonomimiz telefonlar sayesinde süpermiş diye...


Fakat aradan sadece 6 gün geçmişti ki, 30 Ekim 2021’de aynı AKP’nin, aynı mali ve idari işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı bu defa şunu dedi: “Asgari ücreti ve emekli aylıklarını insani bir şekilde yaşama seviyesine getireceğiz!”


★★★


Bize söz düşmez, memleket idaresinden tek başına AKP, ekonomiden de tek başına dünya lideri anlar ancak... Dönelim mahalle bakkalımıza! Dükkanı altı günde ‘işler tıkırında’ halinden, ‘insani yaşama seviyesine’ düşüren ‘efendi emanetçiye’ ne olur normalinde?


Kısasından ‘hocam ne yaptın’ denilerek yol verilir kendisine!


Peki, önce Almanya’yı kıskandıran, altı gün sonra Afrika’daki açlardan söz eder gibi ‘insani’ falan diyen AKP yöneticisine ne olur sizce?


F-35 için 1.5 milyar dolar kaptırdık. Attılar bizi projeden. Parça üreten sanayi tesisleri de ayazda kaldı! Bizimkiler diyor ki, ver parayı, yok. Ver teyyareyi, yok. Tamam onu verme F-16 ver bari, yok yav!


Ver 2.5 milyar doları, tamam. Al S-400’ü, tamam. Kutusundan çıkarıp kullanayım bari, hele bi yap!


128 milyar dolar vardı buralarda bi yerlerde? Ne parası, ne 128 milyar doları diyenlere ne olduysa ona da aynısından olur!


20 yıldır örneklerin kahramanlarına(!) bir şey olduğu görüldü mü memlekette?


Ekonominin evrensel ve de altın kuralıdır; başarılı olan kalır, başarısızlara da mahalle bakkalı bile vurur tekmeyi! Görüp işittiklerinden sonra da kimseyi geçirmez kasanın başına, kendi oturur!


★★★


Bir zamanlar AKP’nin muktedirlerinden kurt politikacı Bülent Arınç’ın çok geç gördüğü gerçeği, bakalım AKP’ye oy verenler ne zaman görüp ‘kimlere kalmış’ diyecek?