İstanbul’da 2009 yılında sel oldu, 8 işçi servis aracının içinde boğularak can verdi. Çalıştıkları şirket hakkında dava açıldı. Patron cezadan yırtmak için ailelerine işçi başına 60’ar bin lira ‘kan parası’ önerdi. Kabul edilmedi, dava devam etti. Patron sonunda bazılarına 190, bazılarına 130 bin lira verdi, kabul edildi. “Biz para peşinde değiliz. Suçlular cezasını çeksin” diyen aileler mahkemeden çıkacak karardan umutlu olmadıkları için kan paralarını peşin alıp davadan vazgeçti!

Bursa’da 2009’da madende grizu patlaması yaşandı, 19 madenci can verdi. Dava açıldı. Maden sahibinin sorumlu olduğunu ve cezasını çekmesi gerektiğini savunan aileler, baktılar dava umdukları gibi gitmiyor şirket avukatlarının ‘kan parası’ önerisini kabul edip 2012’de davadan vazgeçtiler.

İstanbul’da 2014’te eski Ali Sami Yen Stadı arazisindeki inşaatta asansör 32. kattan zemine çakıldı. 10 işçi can verdi. Torunlar İnşaat şirketinin 25 yöneticisine 22,5 yıla kadar hapis cezaları istenerek dava açıldı. Mahkeme sürerken ölen işçilerden Bilal Bal’ın ailesinin avukatı, “Biz ve 7 aile, şirketten tatmin edici para aldık, şikayetten vazgeçtik” dedi.

AKP’nin Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı Faruk Çelik, asansör faciasının kan parası ile sonuçlanmasından duyduğu memnuniyeti şöyle dile getirdi: “Bunun olması gereken bir şey olduğu inancı içerisindeyiz!”

***

Bir yurttaş Diyanet’in fetva hattına sordu. Kan parasını almak caiz midir?

Diyanet şu fetvayı verdi: “Tedbirsizlik ve dikkatsizlik gibi bir hata sonucu her bir kişinin ölümüne sebep olan kişi, ölenin yakınlarının talep etmesi halinde, diyet, kan parası, tazminat ödemekle yükümlü olur. Dolayısıyla böyle bir olaydan dolayı mahkemenin takdir ettiği tazminatın tam diyet miktarını (yaklaşık 4250 gram altın karşılığı) aşmayacak kadar kısmını ölenin yakınlarının alması caiz ve alınan para helaldir...”

Yani Avrupa Birliği’ne tam üye olmak için sırada bekleyen çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nde kan parası gayet normal ve olması gereken bir şeydi!

Dün altının fiyatları yükselmeye devam etti ve günü gramı 493 lira 37 kuruştan kapattı. Siz bu yazıyı okurken büyük olasılıkla daha da yükselmiş olacak. Diyanete göre ‘tam kan parası’ ne kadardı? 4250 gram altın, yani 2 milyon 96 bin Türk Lirası...

***

2018’de Edirne Uzunköprü-Halkalı seferini yapan tren 362 yolcusu ile yola çıkmıştı. Kontrol edilmediği için eriyen menfez yüzünden tren Çorlu yakınlarında büyük bir hızla raydan çıktı, devrildi. Kaza deniyordu ama açıkça ihmal rezaletiydi. 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirdi 328 kişi de yaralandı. O günden bu yana dava devam ediyor. TCDD’nin tek bir yöneticisi ifade vermezken ölenlerin yakınlarına ‘hakaret’ davaları açıldı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin mahkemesinde henüz dava görülürken, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir başka kurumu Devlet Demiryolları, 3 yolcu ile ‘kan parası’ vererek anlaştı! Ne hale gelmiştik... Düne kadar cezadan yırtmak için kusurlu, suçlu patronlar kan parası öderken artık gerçek sorumluları gizlemek için devlet kan parası ödüyordu! TCDD 3 yaralı yolcuya 1 milyon 471 bin lira kan parası ödemeyi kabul etti. 490’ar bin lirayı (yani Diyanet fetvasındaki 4250 gram altının 993 gramını) peşin alan üç kişi davalarından vazgeçti!

Medyamız haberi, ‘rekor tazminat’ olarak duyuruyordu. Tazminat falan değil, açıkça kan parasıydı!

Devlet, tüm sorumlulardan, işini iyi yapmayan genel müdürden, işini iyi yapmayanları kontrol etmeyen bakandan hesap sormuyor, üstelik onları mahkemeden de saklayıp yargılanmalarına, ifade vermelerine bile izin vermiyor ve bütün bunlar memlekette ‘gayet normal’ kabul ediliyorsa bize düşen mahkemeden çıkacak kararı boşuna beklemek olmamalı!

Beklenecek tek şey kaldı... AKP’nin eski bakanının ‘olması gereken şey’ dediği, Diyanet’in fetva çıkarıp ‘caizdir, helaldir’ dediği kan parasının yaşamlarını yitiren 25 insan için de ‘tam olarak’ ödenmesi!

Yani 4250’şer gram altın, yani dünün altın fiyatları ile 2 milyon 96’şar bin lira, yani toplam 106 kilo 250 gram altın, yani dünün fiyatıyla altın karşılığı 52 milyon 420 bin lira, yani söylemeyi sevdiğiniz gibi 52 trilyon lira!

Üstelik biz demiyoruz, baş tacı ettiğiniz Diyanet’in kapı gibi fetvası öyle... Bu arada, 3’ü 490’ar bin lira aldığına göre geriye kalan 325 yaralı yolcunun ‘kan parası’ unutulup gitmesin sakın! Merak edilen, yaralı yolcular haklarını aramak için mahkemeye mi gitmeli, yoksa bu işlere bakacak bir kadı efendi mi aramalı?