Kamera: Sinan Tunç 
Tartışmalı ekonomi politikalarının tetiklemesi ile TL'nin tarihi değer kaybı, yüksek enflasyon oranı, hayat pahalılığı ve adalet sistemindeki sorunlar, gençlerin ve eğitimli kişilerin yurtdışına gitmesine yol açıyor. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artması ve kötü çalışma şartları, son dönemde çok sayıda sağlık çalışanının yurt dışına gitmesine neden oluyor.

SÖZCÜ’nün, Türk Tabipleri Birliği’nden (TTB) edindiği bilgilere göre 2021 yılında yurt dışında hekimlik yapabilmek için “İyi Hal Belgesi” alanların sayısı 1405’e yükseldi. Ayrıca TTB’den edinilen bir diğer bilgiye göre de, yurt dışına giden ancak orada hekimlik yapmayacağı için “İyi Hal Belgesi” almayanlarla birlikte bu sayı daha da artıyor.

Bu gelişmeler yaşanırken Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kadın muhtarlarla buluştuğu programda yaptığı konuşmada hekimlere yönelik, “Varsın gidiyorlarsa gitsinler, bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam eder buralarda yola devam ederiz” açıklamasında bulundu.

Bu sözler çok sayıda vatandaşın, STK'nın ve siyasetçinin tepkisine neden oldu. Bu sözler, sosyal medyanın da gündemine oturdu.

SÖZCÜ muhabiri, Bakırköy Meydanı'nda vatandaşa mikrofon uzattı, "Ekonomik koşullar yüzünden yurtdışına gitmek zorunda kalan gençler, doktorlar için 'giderlerse gitsin' demek bir çare, çözüm mü sizce?" diye sordu. Verilen yanıtlar şöyle oldu:

"'NEDEN BİZ BUNLARI KAÇIRIYORUZ?' DİYE DÜŞÜNMEK LAZIM"

Alaattin Oğuzalp: "Bence tam tersine; çaresizlik, zayıflık ve vatandaşını düşünmemek. Yıllarca bu ülkenin okulunda okuyup, mezun olup bu ülkeye hizmet etmesi gereken insanlar yurtdışına gidiyorlarsa, 'neden biz bunları kaçırıyoruz?' diye düşünmek lazım. (Sizce çözümü ne bu durumun?) Çözümü; doktorların, avukatların, öğretmenlerin, herkesin daha iyi, daha müreffeh şekilde yaşayabileceği şartları oluşturmak."

"AYRICALIKLI İNSANLARI KAYBETMEMEMİZ LAZIM"

Ata Çağlar: "Ben dün dinledim konuşmayı; sanki çok boş bir şeymiş gibi, yapılan iş çok değersizmiş gibi, 'Gidebilirler'... Bu da, 'Onların doları varsa bizim de Allah'ımız var' gibi olacak ama artık kurtarmıyor bu laflar. Yurtdışındaki doktorları istihdama çağırıyor; buradakilere olanak sağlayamamışsın, oradaki doktor niye buraya gelsin? 4 sene lise, 6 sene tıp fakültesi, üstüne doktoralar, uzmanlık sınavları, doktor oluyor, 25-30 saat nöbetler... Ondan sonra memnun olmayınca, 'gidebilirsin' diyor. Böyle bir çalışma sistemi yok. Yanlış. Zeki insanlar doktor olabilir. Herkes doktor olurdu yoksa. O yüzden bu ayrıcalıklı insanları kaybetmememiz lazım. Bu değerlerin hepsini kaybediyoruz."

"BEYİN GÖÇÜNE ENGEL OLAMIYORSAN GİT YANİ..."

Belgin Hanım: "Tabi ki çözüm değil. Çaresizlikten öyle diyor. Devletin başındaki bir insan... Beyin göçü var ülkede ve o, 'giden gitsin, kalan sağlar bizdendir zaten' diyor. Düşününce insanın tüyleri ürperiyor. Ülkenin geldiği hal bu yani. Bu ülkenin gençleri gittikten sonra, beyin göçü olduktan sonra, bunlara engel olamıyorsan (makamdan) git yani... Orada durman boş... Ülke beyin göçü verdikten sonra sen orada olsan ne olur, olmasan ne olur. Bunun en güzel çözümü seçim."

"ÇOK YANLIŞ"

Mustafa Celepcioğlu: "Bunu söyleyen bir Cumhurbaşkanıysa eğer, çok büyük bir yanlış. Siz onların can güvenliğini sağlayamıyorsunuz, onların hakları olan ekonomik koşulları yerine getiremiyorsunuz, 'giderlerse gitsinler' diyorsunuz... Bu çok yanlış. Sormak lazım neden gitmek istiyorlar, niye gidiyorlar, neden gidiyorlar? Bunun cevabını vermeden ('gitsinler' demek) kolaycılık. O zaman bütün eğitimli insanlar gitsin..."

"YETİŞMİŞ İNSANLAR EN DEĞERLİ VARLIĞIMIZ, SAHİP ÇIKMALIYIZ"

Selim Alp: "O çözüm olmaz. Çözüm üretmek lazım. Yetişmiş insanları en değerli varlığımız, olarak kabul ediyoruz. 'Bırakın gitsinler' falan çok acaip bir açıklama oldu yani... Çok fevri, yanlış. Böyle bir şey olmaz. Bu ülkeye sahip çıkacağız. Bu ülke kolay kazanılmadı. Asıl olan millettir, devlettir. Geçici işlere, kişilere falan da itibar etmiyoruz."

"NİYE İNSANLARI YURTDIŞINA TEŞVİK EDESİN Kİ?"

Emrecan Yavuz: Bence bu bir çözüm değil. Sen yıllarca burada okut, besle... Kendi ağzıyla söylüyor zaten, 'Biz okuttuk, destek verdik ama gidebilirsin'... Böyle bir şey yok yani. Niye insanları yurtdışına teşvik edesin ki?"

"TALİHSİZ BİR AÇIKLAMA"

Kazım Canpolat: "Kesinlikle çare ve çözüm değil. Burada kalmaları gerekir. Bence talihsiz bir açıklama. (Burada kalmaları için hangi adımların atılması lazım sizce?) Sosyal haklarının ve ekonomik şartlarının düzeltilmesi lazım."

"HAKLARINI VERMEK GEREKİYOR"

Fatma Çetinkaya: "Hayır. Bence vatanlarında kalmaları lazım. (Burada kalmaları için hangi adımların atılması lazım sizce?) Haklarını vermek gerekiyor bence. (Peki gereken adımlar atılıyor mu?) Yok..."

[old_news_related_template title="Enflasyon ve hayat pahalılığı zirveye ulaştı... Vatandaş isyan etti!" desc="Hayat pahalılığı ve enflasyon tarihi seviyelere çıkmasına rağmen iktidar yetkilileri sık sık, 'Vatandaşımızı enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz' şeklinde açıklamalarda bulunuyor. Ancak bir yandan pazar ve marketteki fiyatı gören; bir yandan da iktidarın söylemlerini dinleyen vatandaş, gerçeğin böyle olmadığını düşünüyor. Çünkü hayat pahalılığını en derinden dar gelirli yurttaşlar hissediyor..." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2022/03/09/iecrop/detay-kopya_16_9_1646812740.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/enflasyon-ve-hayat-pahaliligi-zirveye-ulasti-vatandas-isyan-etti-6998859/"]