CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün MYK gündemine dair düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

"HÜKÜMET DEĞİL KARA DELİK"

* Hükümet, hükümet değil, sanki her şeyi yutan bir kara delik… Ama aydınlık da karanlıktan doğar. Karanlığa çakılan bir kibrit, karanlığı parçalamaya yeter. İşte Genel Başkanımız, bundan 3 ay önce, hükümetin fahiş elektrik zamlarına karşı, elektrik faturasını ödemeyeceğini açıkladı.

* Geçtiğimiz hafta da evinin elektrikleri kesildi. Genel Başkanımız bunu neden yaptı? Elektriği kesilen, karanlığa mahkum edilen ailelerimizin sesini duyurmak, ülkedeki derin yoksulluğun herkes tarafından görülmesi için yaptı. O günden beri de, Genel Başkanımız, elektriği kesilen aileleri ziyaret ediyor. Hükümetin karartmaya çalıştığı ülkedeki derin yoksulluk, Genel Başkanımızın bu girişimiyle, ortaya çıkıyor…

"BAKANLAR İŞİ GÜCÜ BIRAKTI TROLLÜĞE SOYUNDU"

* Adalet Yürüyüşünde atılan her bir adım, ülkemizde adalete duyulan susuzluğu nasıl gösterdiyse, kesilen elektrik de, artık ampulün patladığını, cümle aleme ilan ediyor. Ama utancı gidenin kalbi de ölürmüş. Bunlar milletin derdine derman olmaya çalışacaklarına, algıyı yönetmeye çalışıyorlar.

* Atama Enerji Bakanı ülkeyi aydınlatmaya çalışacağına, on parmağında on kara, Saray imalatı yoksulluğa dikkat çeken, “Bunu çözün” diyen Genel Başkanımıza sürmeye çalışıyor. Sen bu işleri bırak beyefendi...

* Bir insan hakkı olan enerjiye erişim hakkını sağlamanın, millete elektriğini kesmeden, enerjiyi ucuza vermenin yolunu bulabiliyorsan bul. Ama atama bakanlar işi gücü bıraktı. Hepsi trollüğe soyundu. Hepsi  trol ağzıyla konuşmaya başladı. Tabi; “Ön teker nereye, arka teker de oraya” demişler…

"BİZİM BELEDİYELERİMİZ YAPIYOR, YA SİZİNKİLER?"

* Sayın Genel Başkanımız, “Güneş enerjisiyle, çiftçilerimize elektriği ücretsiz vereceğiz” dedi. Sarayın kibirlisi, “Elinde olan belediyelerde niye ücretsiz vermiyorsun?” diye cevap verdi. Bizim belediyelerimiz buna başladı.

* Denizli Bozkurt ve Antalya Belediyelerimiz, sulama kooperatiflerine, Güneş Enerjisiyle elde edilen enerjiyi, ücretsiz vermeye başladı. Biz dediklerimizin arkasındayız yaparız. Peki, sizin belediyeleriniz ne yapıyor?

"KAYSERİ’DE VATANDAŞLARIN ELEKTRİĞİNİ KESMEYİN"

* Türkiye’de 21 elektrik dağıtım şirketi var. Bir tek Kayseri’de iki dağıtım şirketi de, özel kesimde değil, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ne ait… Ve Kayseri’de hanelerde geçici elektrik kesintisi, Türkiye’deki elektrik kesintilerinin 4,5 - 5 katı. Yani milletin elektriğini kesme rekoru Kayseri’de…

* Hadi çiftçiye elektriği ücretsiz veremiyorsunuz bunu siz beceremeyeceksiniz biz becereceğiz. Bari insanların  şu zor günlerinde Kayseri’de, faturasını ödeyemeyen vatandaşların elektriğini kesmeyin. Yaparlar mı? Hiç sanmıyoruz.

"200 LİRALIK BANKNOT ÇIKTIĞINDA ALINANLARI ALMAK İÇİN 1049 LİRA GEREKİYOR"

* Atama bakanlarda sarayın kibirlisine sadakat çok, ama liyakat yok. Tek kişilik yönetimin hayata geçtiği 2018’den beri ülke savruluyor. Durduk yerde saray mamulü bir kriz çıkardılar.Paramızı pul ettiler. Pahalılık aldı yürüdü, milleti ezdi. Pahalılıkla baş edemeyen hükümet, şimdi 500 liralık banknot basacakmış.

* Bugün en büyük banknotumuz 200 Lira. 200 liralık bu banknot, 2009 Ocak ayında tedavüle girdi. O gün 200 liraya aldığımız mal ve hizmeti, bugün almak istesek, cebimizde 400 değil, 600 değil, 800 değil, 1000 değil. Tamı tamamına 1.049 lira olmak zorunda. Yani iki 500’lük banknot yetmiyor, üstüne bir de 50 liralık banknot daha koymak gerekiyor. İşte ülkede saray mamulü hayat pahalılığı bu halde!



"KUMANDA EKONOMİSİNE GEÇTİLER"

* Dolara, avroya o kadar sıkıştılar ki… Saçmalamakta artık sınır tanımıyorlar. Biz bankaların mevduatına karşılık koymayı biliriz. Ama ticari kredilere karşılık koymak, bugüne kadar doğrusu kimsenin aklına gelmemişti. Bununla da yetinmediler, bankaları, ellerindeki döviz mevduatları, Kur Korumalı Mevduata dönüştürmeye zorlamak için, yine ilave birtakım karşılıklar getirdiler. Artık milletin parasını nerede tutacağına, bankaların nerelere kredi vereceğine Erdoğan karar veriyor. Kasada döviz kalmayınca, ülkede döviz kıtlaşınca sonunda “kumanda ekonomisine” geçtiler.

"DOLARIN YEŞİLİ İÇİN YAPMAYACAKLARI YOK"

* Şimdi döviz gelsin diye, yabancıya ev satan emlakçılara reklamından fuarına, milyonlarca liralık destekler vereceklermiş. Üstüne bir de promosyon olarak, ay yıldızlı pasaport verecekler. Varsın bizim vatandaşlarımız, bir ev almayı hayalinde bile göremesin. Yeter ki yabancılar yeşil dolarları getirsin mutlu olsunlar. Kanada kendi vatandaşını düşünüp, iki yıl boyunca yabancıya konut satışını yasakladı. Bunlar ise tam tersini yapıp yabancıya konut satsın diye emlakçılara teşvik veriyor. Anlaşılan milletimizi; “Öz yurdunda garip, öz vatanında parya” yapmaya kararlılar.

* Ne yazık ki doların yeşili için satmayacakları, yapmayacakları hiçbir şey yok. En son ülkemizde hunharca katledilen, Saray tarafından da şehit ilan edilen, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın davasını, doların yeşili için sattılar. Mahkeme Başkanı da, “Kaşıkçı’ya bu ülkenin toprakları üzerinde yapılan saldırı, devletimizin onur ve saygınlığına yapılmış bir saldırıdır. Davanın devri, sanıklar açısından kendi davalarının yargıcı olma sonucu doğurur” diye şerh düşmüş. Ne yazık ki “faiz sebep, enflasyon sonuç” safsatası, bizi buralara getirdi. Harç bitti yapı paydos!

HAZİNE TARİHİNDE İLK: ÖDENECEK FAİZ ÖDENECEK BORCU AŞTI

* İnsan söylediği şeyle sınanırmış: Sarayın kibirlisi; “Vatanı satmak nasıl olur biliyor musunuz? Kendi iş bilmezliğiniz yüzünden ülkeyi kriz üzerine krize sokmakla olur. Vatanı satmak, yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle, ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur”  demişti. Soruyoruz; kendi iş bilmezliği yüzünden ülkemizi krizden krize sürükleyen kim? Yüksek faizle, yüksek enflasyonla ülkemizin kaynaklarını heba eden kim? Ülkeyi kötü yöneterek vatanı satan kim? Hazine ve Maliye Bakanlığının verileriyle anlatalım.



* Şimdi; geçtiğimiz Ağustos ayı başında: “Bundan böyle enflasyonun daha yukarı çıkması mümkün değil. Zira faiz oranlarında düşüşe geçiyoruz” dediğinde, Hazine’nin ödeyeceği iç borç faizi 699 milyar liraydı. Şimdi 1 trilyon 743 milyar liraya çıktı. Yani iç borç için ödenecek faiz, sekiz ayda 2,5’a katlandı… Daha da önemlisi, Hazine’nin tarihinde ilk kez şu ödenecek faiz, ödenecek borcu aştı. Bu iş bilmez hükümet Hazine’yi tefecilere teslim etti. Gençlerimizin umudunu çaldı. Çoluğumuzun çocuğumuzun sırtına müthiş bir faiz borcu yükledi.

"ALTI PARTİ KARARLILIKLARINI TEYİT ETTİ"

* Artık şurası açıktır. Bu tek kişilik sistemin, bu hükümetin bu ülkeye, bu ülkenin insanlarına verecek hiçbir şeyi yoktur. Görevde kaldıkları her dakika, bu milletin sırtına yeni yükler yüklemektedir. Ülkemize Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi getirmeye, milletimizi adalete, gerçek demokrasiye kavuşturarak, topyekûn kalkınmayı sağlamaya kararlı, altı siyasi parti bir araya geldi. Dün Sayın Genel Başkanlar bir kez daha toplandı. Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yeniden itibar kazandırma, bu topraklarda, cumhuriyetimizi güçlü bir demokrasiyle taçlandırma kararlılıklarını bir kez daha teyit ettiler.

* Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanı seçilecek, Millet İttifakı adayının niteliklerini, kamuoyuna açıkladılar. Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanı; uzlaşmacı, özgürlükçü, demokratik değerleri içselleştirmiş, milletimizin tamamını kucaklayan, siyasi ahlak ilkelerini benimsemiş, liyakat sahibi bir kişi olacak. Yine Anayasa ve yasal mevzuatla ilgili çalışma grubu; Siyasi Ahlak Yasası, Ekonomik ve Sosyal Konseye işlerlik kazandırılması, Merkez Bankası bağımsızlığının teminat altına alınması, uzun vadeli strateji ve planlamadan sorumlu, bir kurumsal yapının oluşturulması konularında, yasal hazırlıklara başlayacak.

"AĞIR VEBALE ERDOĞAN HÜKÜMETİ DE ORTAK"

* Son olarak; dün, ABD Başkanı Joe Biden’ın, tarihi gerçekleri siyasi istismar konusu yapan açıklamasını kınıyoruz. Geçtiğimiz yıl, ABD Başkanı ilk kez bu ifadeyi kullandığında, Recep Tayyip Erdoğan sessiz kalmıştı. Biden’dan bir randevu koparabilmek için, gereken tepkiyi göstermemişti. Erdoğan’ın bu tepkisizliği, ABD Başkanına tarihimizin siyaseten istismarı için yol oldu. Bu nedenle bu ağır vebale, Recep Tayyip Erdoğan hükümeti de ortaktır.

* Partimizin bu meseleye bakış açısı bellidir. Tarihte nelerin yaşandığına siyasetçiler değil, tarihçiler karar verir. Siyasetçilerin görevi yasayla tarihten husumet çıkartmak değildir, geleceği inşa etmektir. Herkes kendi işine baksın. Tarihçi kendi işini, siyasetçide kendi işini yapsın. Milletimizin cebini boşaltan, bu ucube sisteme son vermek, metal yorgunu AK Parti kadrolarını evlerine yollamak için, biz hazırız, milletimiz hazır. Yeni Kurumlarla, Yeni Kurallarla, Yeni Kadrolarla, ülkemizi aydınlık yarınlara çıkaracağız. Hep birlikte karanlığa elveda, yepyeni bir geleceğe de merhaba diyeceğiz.

Öztrak, HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan'ın sözde Ermeni soykırımının tanınmasını içeren kanun teklifiyle ilgili de "Partimizin görüşü bellidir. Bizim duruşumuz şudur; bu konu siyasetçilerin değil tarihçilerin işidir. Siyasetçiler, tarihçilerin işini yapmaya kalkarsa buradan husumetten başka bir şey çıkmaz. Zaman husumetleri büyütme zamanı değil, ortak geleceği inşa zamanıdır" diye konuştu.

[old_news_related_template title="AKP'den HDP'ye: Bu ahlaksız bir tekliftir" desc="AKP Sözcüsü Ömer Çelik, HDP'li vekil Garo Paylan’ın “Ermeni Soykırımı’nın' tanınması için TBMM’ye sunduğu kanun teklifine ilişkin, “Bu, ahlaksız bir tekliftir” dedi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2022/04/23/iecrop/omer-celik-dha-1_16_9_1624902988_16_9_1650733523.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/akpden-hdpye-bu-ahlaksiz-bir-tekliftir-7093443/"]