Rizespor için 35. saniyedeki kırmızı kartla maç bitti ama Fenerbahçe 90 dakika boyunca oyun disiplininden taviz vermeyerek 6 golle adeta şov yaptı. Rizespor oyuncuları fazla konsantrasyonun ayarını kaçırınca maçın ilk bölümünde sahayı ringe dönüştürse de, Fenerbahçe'nin planına sadık kalarak oynamaya çalışması, tek taraflı bir futbol şöleni yarattı.

Fenerbahçe takım halinde o kadar iyi bir ivme yakaladı ki, Arda Güler pastanın çileği kıvamına geldi. Oyuna girdiği her maçta kendisine hayran bırakmaya devam ediyor. Yaptığı asistler, attığı paslar ve topla olan ilişkisi yıllardır profesyonel futbol oynayan futbolcuların seviyesinde. Her şey yolunda giderse, Türk futbolunun en önemli yeteneklerinden birinin doğuşuna şahit olmak, büyük keyif. Rizesporlu taraftarların 'Arda' tezahüratları, yarattığı heyecanın büyüklüğünü ortaya koyuyor.

Ligin sonu yaklaştıkça ve Fenerbahçe'de gelecek sezonun planlaması belirsizliğini korudukça 'İsmail Kartal kalsın mı, yerine başkası mı gelsin' tartışmaları da alevleniyor. Fenerbahçe yönetimi, 4 yıldır yapamadığı iyi planlama ve yönetim becerisini göstermesi için büyük bir sınava hazırlanıyor. 'Löw mü, Jesus mu?' derken İsmail hoca ile yola devam edilirse kimse şaşırmaz.

Ancak Fenerbahçe'nin sorununun hangi hoca ile çalışılacağına karar vermekten öte olduğu anlaşılmazsa, yine kısır tartışmalarla sezon ortasında hayallere havlu atılır. Fenerbahçe'nin bazı gerçeklerin farkına varması ve rasyonel adımlar atması gerekiyor. Löw veya Jesus gibi isimleri getiriyorsan milyonlarca euroya kadro kurmayı göze alacaksın. Ve bu durum, gırtlağına kadar borca batan Fenerbahçe için kıyamet senaryosu gibi.

Eğer bu hocaları getirip istediği transferleri yapmazsan, 10. haftada valizini toplarken 'istediğim oyuncular alınmadı' diye sayıklarlar. Bu kez de İsmail hoca badem gözlü olur. Löw de gelse, İsmail Kartal da kalsa Fenerbahçe'nin ihtiyacı olan şey güçlü bir yönetim iradesi ve camiada birliktelik. Bu iki unsur sağlam temellere oturtulmadığı sürece Pep Guardiola bile gelse çare olmaz.

İki maç kaybedince Löw için de, İsmail hoca için de yazılıp çizilecek şeyleri tahmin etmek zor değil.

Mart ayında 'yabancı hoca ile çalışacağız' diyen Başkan Ali Koç'un uykularının kaçtığı kesin.