12 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin grup toplantısında ne demişti:

Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek. Zannediliyor ki her yer şu anda toz pembe. Değil. Onların da kendi içlerinde ayrı bir hesaplaşmaları var ve bu hesaplaşmayı da yapacaklar.”

Edirne’deki, HDP’nin eski genel başkanı Selahattin Demirtaş, İmralı’daki Abdullah Öcalan’dı. Erdoğan’ın “Kendi içlerinde hesaplaşmaları var” cümlesinin ete kemiğe büründüğü ana gelelim!

Somut durumun somut tahlilini yapmak önemli.

Başımızı kuma gömmeden, hakikate ulaşmaya çalışmak, somut tahlil için yeterli. Uzatmadan yazayım: PKK-HDP-Selahattin Demirtaş üçgeninde ciddi kırılmalar yaşanıyor. Medya yoluyla verilen mesajların satır aralarındaki şifreleri çözebiliyorsunuz.

29 sorunun en çarpıcısı


Örneğin...

29 gazeteci Demirtaş’a sorular yöneltti ve HDP’nin eski lideri de cezaevinden yanıtladı. Bu sorular arasında benim dikkatimi en çok çekenlerden biri ise PKK’ya yakınlığıyla bilinen Yeni Yaşam Gazetesi’nden Reyhan Hacıoğlu’nun yönelttiği oldu. Neden mi? Önce soruya bakalım:

“... 6’lı masa denilen Millet ittifakı masasında ısrarla Kürt sorunundan bir kaçış söz konusu. Böylesi bir ittifakın programının toplumda bir karşılığı olur mu seçimde? Ve buna rağmen zaman zaman yaptığınız açıklamalar bir olumlama olarak görülüyor. Hatta bir pazarlık yorumlarına kadar dahi gidiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?”

Demirtaş’ın yanıtı da çarpıcı:

“... Benim açıklamalarım bir olumlamadan çok teşvik etme ve cesaretlendirme, diyalog kapılarını aralama çabası olarak algılanırsa daha doğru olur ve anlaşılır.

Pazarlık sorunuz çok açık değil ama kastettiğiniz benim bir pazarlık içinde olabileceğim yorumuysa bunu net olarak herkesin bilmesini isterim ki, cezaevindeyken hem muhalefet hem de iktidar kanadıyla asla bir ‘pazarlığım’ olmadı, olmayacak.

Zaten iktidar kanadıyla doğrudan ya da dolaylı en küçük temasım bile olmadı. Siyasette pazarlık doğaldır, meşrudur ama bunu HDP Genel Merkezi yürütür, ben değil. Bu konuda spekülasyonlara değil bana kulak verilmesini isterim. Ötesi, yanlış ve yanılgılı sonuçlara götürür.”

Soru PKK’dan, yanıt PKK’ya! Hem Kandil’e hem de İmralı’ya. Ne demişti Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek.

Demirtaş’ın övdüğü isim


Sonra 29 gazetecinin 29 sorusunun, Yeni Yaşam Gazetesi’nde (PKK’ya yakın bir gazete olduğunun altını tekrar çizelim) hangi başlıkla verildiğine baktım. Haberin başlığı:

“Abdullah Öcalan’ın demokrasiye katkısından kimsenin şüphesi olmasın.”

Artı Gerçek’ten İrfan Aktan’ın, “Yazdıklarına, çözüm süreci sırasında anlattıklarına dayanarak baktığınızda, sizce üzerindeki tecride son verilse Öcalan’ın şu andaki Türkiye siyaseti okuması nasıl olur? Öcalan’ı en iyi kavradığı söylenen bir siyasetçi olarak, sizce kendisi seçim sürecine nasıl bir strateji önerisinde bulunur?” sorusuna yanıtı ‘övgü’ dolu:

“Şu söyleyeceklerimi sığ bir övgü olarak ele almayın lütfen ama Öcalan bir siyaset ustasıdır. Kendisinin dışarıyla doğrudan teması sağlanabilirse hem toplumsal barışa hem de demokratikleşmeye çok katkısı olacağından kimsenin şüphesi olmasın. Öcalan, seçim gibi dönemsel süreçlere odaklanmaz diye tahmin ediyorum. Ben Öcalan ile defalarca, günlerce yüz yüze görüştüm. İmralı’daki bütün görüşme tutanaklarını da ben yazdım. Dolayısıyla Öcalan’ı iyi tanıdığımı düşünüyorum.”

Demirtaş’ın bu yanıtını da örgütün gazetesi “Öcalan vurgusuyla” okuyucuyla paylaşıyor! Geçen hafta, terör örgütü adına konuşan iki isim Cemil Bayık ve Duran Kalkan’ın “İsim vermeden Demirtaş eleştirilerinden” sonra HDP’nin cezaevinde yatan yöneticisinin açıklamalarını birlikte okumakta fayda var.

SONUÇ: Kulağımda hâlâ “Edirne’deki, İmralı’dakine hesap verecek” cümlesi ve HDP koridorlarında Demirtaş rahatsızlığı. 2023 seçimlerine daha 7-8 ay var ve satranç her cenahta oynanıyor!