Ukrayna halkının yaşadığı acıları üzüntüyle izliyoruz. Hayatları bir anda altüst olan insanların kederli görüntüleri kalbimizi ağrıtıyor. En çok da gençlerin, çocukların böyle bir çağa denk düşmelerindeki talihsizliğe dertleniyoruz.



Hiç şaşmaz. Her devirde savaşın yıkıcılığını dile getirenleri küçümseyenler illa ki çıkar. Çoğunlukla da ya kutsal saydıkları kör inançları, ya da milliyetçilik örtüsüne sardıkları banka hesaplarıyla ilgisi nedeniyledir. Gerekçe ne olursa olsun, aldırış etmeden savaşa karşı ses yükseltmek gerekiyor.

Öte yandan bir meselenin tarihsel arka planını anlatmak, analizini yapmak, kimseyi kan ve gözyaşını hiçe sayacak kadar insanlıktan çıkarmamalı.



★★★

Savaşın sonuçları, ona maruz kalan coğrafyadaki insanlarla birlikte; dünyanın her köşesinde emeğiyle geçinenleri, kadınları, yoksulları, çocukları, bütün dezavantajlı grupları derinden etkiliyor.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Türkiye’yi özellikle ekonomik sahada etkileyecek. Bunu da herkes görüyor görmesine de önlem olarak ne yapıldığı, nasıl bir hazırlık içinde olunduğu önemli.

Örneğin “turizm gelirlerini etkileyecek” derken, bu fotoğrafın içinde sadece işletme sahipleri değil, hizmet sektöründe ter dökerek gece gündüz çalışan, ya da üretimleri hizmet sektörüne doğrudan bağlı binlerce üreticiyi kastediyoruz.

Tarımı etkileyecek derken, dış ticarete olası yansıması nedeniyle, domates, narenciye üreticisi zor zamanlar yaşayacak. Hububat ithalatı sekteye uğrarsa da arz sorunu fiyatlara yansıyacak.

Peki devleti yöneten, kamu kaynaklarını kullanma yetkisine sahip olan AKP iktidarı ne yapıyor, önlem olarak neler planlıyor?

Bir hazırlık yapılıyorsa, bu hazırlığın gereksindiği mali kaynak var mı?


Siyasetçiler SWIFT’i anlatmalı


Rusya’ya karşı ilk yaptırım listesinde SWIFT’ten çıkarmak yoktu. ABD Başkanı Biden, bu önlemi Avrupalı bazı müttefiklerin istemediğini söyledi ancak rüzgar iki günde döndü.

Peki, bu SWIFT nedir, Rusya’nın buradan çıkarılması ne anlama gelir? Avrupa niye istemiyor? Geçen Cuma gecesi Fox Tv’deki “Orta Sayfa” programında biraz anlatmaya çalıştık. SWIFT, yani Dünya Bankalararası Finansal İletişim Topluluğu, yarım asır önce kuruldu. Dünyanın hemen her ülkesinden binlerce üyesi var. Amacı, paranın maliyetini azaltmak. Bu kısaltma, bankaların kredi işlemlerinde özgün birer kodla birlikte anılıyor. Bu kodlar da uluslararası ödeme işlemlerinde kullanılıyor. Önemi burada.

SWIFT dışına çıkarılmak, bu kodların kullanılamayacağı, ödemelerin de sekteye uğrayacağı anlamına geliyor. Rusya ile ticari, ekonomik bağları büyük ülkelerin birbirine sattığı mal ve ürünlerle oluşmuş “bağımlılık”, enerjiden tarıma günlük hayatı etkileyecek sonuçlar doğurabilir.

Yaklaşan tehlikeyi siyasetçiler, toplum önüne çıkıp anlatmalı. İktidar yapmıyorsa da bugün yan yana gelerek “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” sunumunu yapacak olan muhalefetin üstlenmesi beklenir.

Bugün nükleer görüşülecek


Akkuyu Nükleer Santrali


Siyaset sahnesi 6 lider buluşmasına kilitlenmişken, bugün Meclis’te de nükleer enerjiyle ilgili bir kanun teklifi görüşülecek.

Adı: Nükleer Düzenleme Kanunu teklifi.

Görüşüleceği komisyon; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu.

“Bayram değil seyran değil” ya da “E Nükleer Düzenleme Kurumu zaten vardı” denilebilir.

Evet, kurum var ama eğer bu teklif, 9 Mart’a kadar TBMM’de yasalaşmazsa lağvedilmesi gerekiyor.

İşin “bayram ve seyran” kısmı bu... Zira Anayasa Mahkemesi bu kuruma ilişkin 702 sayılı KHK’yi 9 Mart 2021’de iptal etti. Karar bir yıl içinde yürürlüğe girmek zorundaydı. İşte o bir yıl doluyor. 9 Mart 2022’ye dek yeni bir kanun çıkarılmazsa, mevcut kurum ve kurul dayanaksız kalacak. Bu amaçla AKP’li vekillerce imzalanan 29 maddelik yasa teklifi bugün saat 16’da görüşülecek.

Bu kanun ile kurumun temel dayanağının, Rusya’nın inşa ettiği Akkuyu Nükleer Santrali olduğunu not düşelim. O santral ki, Millet İttifakı’nın iki liderini aynı gün aynı sloganda buluşturdu. İYİ Parti lideri 24 Şubat’ta “Türkiye Akkuyu Nükleer Santrali’ni derhal millileştirmeli” diye tweet attı. CHP lideri Kılıçdaroğlu, aynı gün “Dünyanın en pahalı elektrik anlaşmasını Akkuyu ile yaptık” dedi.

Velhasıl, enerji krizinin, jeopolitik risklerin konuşulması gereken bir haftada, Akkuyu’yu eksene alan bir yasanın çıkarılma zorunluluğu, enteresan bir çakışma oldu.