Antalya’da dün Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nin (AKTOB) düzenlediği 12. Resort Turizm Kongresi’ni izledim.

Katılımcılar, Türkiye ve dünya turizmine ilişkin çarpıcı veriler paylaştılar.

Ancak o verileri size aktarmadan önce dikkatimi çeken bir fotoğraf karesinden söz etmek istiyorum:

AKTOB, Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’u, Antalya Valisi Ersin Yazıcı’yı ve CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i yan yana oturtmayı, aynı karede buluşturmayı başarmıştı.

Normal şartlarda bu detayın hiçbir önemi yoktur.

Ancak her alanda hızla ve yoğun bir şekilde kutuplaşan, iktidar ve muhalefet tarafından toplumun karpuz gibi ikiye bölündüğü ülkemizde her kesimden isimlerin bir araya gelebildiği, tek yürek olabildiği o kadar az ortam oluyordu ki bu detayı es geçemedim.

Uzun zamandan bu yana ilk kez iktidar ve muhalefetin ortak bir hedef uğruna bir araya geldiğine ve farklı fikirler beyan ettiğine şahitlik ediyordum.

Bu nedenle organizasyonda büyük emeği olan AKTOP Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erkan Yağcı’yı kutlamak gerekiyor.

★★★

Kongre’deki konuşmalarda önemli veriler paylaşıldığını en başta yazmıştım.

Bu verilerin başında turist sayısı var.

2022’de ulaşılan turist sayısı 55 milyon olmuş. Bu turistlerin 13 milyonu Antalya’ya geliyormuş. İkisi de gerçekten büyük rakamlar.

Antalya’nın nüfusunun 10 katı kadar turist ağırladığını biliyor muydunuz?

Bu noktada altyapı ve hizmetlerden sorumlu olan Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin rolünün de gerçekten çok önemli olduğuna dikkat çekmek gerek.

Turistlerin gecelik bıraktığı döviz miktarı da geçmişte 70 dolarlar seviyesindeymiş. Bu yıl sonuna dek 90 dolara aşacakmış.

2020’de başlayan korona salgını dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de turizmi vurmuş. O nedenle bütün karşılaştırmalar 2019 yılıyla yapılıyor.

Dr. Erkan Yağcı, Türkiye’deki turizm sektörünün ciddi krizler yaşamaya alışmış bir sektör olarak sorunların üstesinden hızlıca gelebildiğini söyledi.

Dr. Yağcı’ya göre, salgın döneminde Türkiye tarafından geliştirilen “güvenli turizm sertifikası” krizlerin atlatılmasında önemli rol oynadı ve dünya genelinde kabul gördü.

★★★

Bütün dünyada turizmde toparlanma yaşanıyor.

Hotelbeds CEO’su Nicolas Huss’un yaptığı sunuma göre otelcilik sektörünün büyüklüğü 2019’a göre yüzde 14 artarak 477 milyar dolara çıkmış.

Bakan Ersoy’a göre ise Akdeniz’de Türkiye’nin en büyük rakipleri olan İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi ülkeler hala 2019’daki turizm gelirlerine ulaşamamış. Türkiye ise ulaşmakla kalmamış, turizm gelirlerini yüzde 14 artırmış.

Ersoy bu artışlarda Turizm Geliştirme Ajansı’nın büyük payı olduğunu söylüyor.

Zira Ajans 33 ülkede büyük kampanyalar yürütmüş. 200’den fazla yabancı ve uluslararası medya kuruluşuyla ve dijital platformlarla ortak çalışmalar yapılmış.

Ancak turizmciler, artışta sadece TGA’nın çalışmalarının değil, Rusya-Ukrayna krizinde Rusların Mısır ve Türkiye’yi zorunlu destinasyon olarak seçmesinin ve Türkiye’deki ekonomik krizin etkisinin olduğunu da not düşüyorlar. Türkiye’de döviz kurlarının yükselmesi, İngilizler başta olmak üzere batılı turistlerin Türkiye’de ucuza uzun süre tatil yapmasının önünü açmış.

Bakan Nuri Ersoy’un verdiği bilgilere göre Türkiye’de an itibariyle 680 noktada arkeolojik kazı sürüyormuş. Bu gerçekten bir rekor.

Diğer taraftan “kültür yolu” başlığı altında düzenlenen 7 festivaldeki 4 bin etkinlikte 20 bin sanatçı rol almış ve 33 milyon insan bu etkinlikleri takip etmiş.

★★★

Bu arada Turizm Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Yönetim Kurulu Başkanı Sururi Çorabatır’ın önemli bir eleştirisini de not düşmekte yarar var.

İktidarın bir süre önce yaptığı “konaklama vergisi” düzenlemesinin yürürlüğe girmesine kısa bir süre kaldı. Bu uygulama, fiyatların artmasına neden olacağından Türkiye’deki turizm tesislerinin başka ülkelerdeki tesislerle rekabet etmesini zorlaştıracak.

Çorabatır, Ankara’da yapılacak toplantıda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan bu vergiden vazgeçilmesini isteyeceklerini söyledi.

Turizmcilerin bir başka önemli sorunu da enerji maliyetleri olmuş.

Bir kez daha gördüm ki turizm, demokrasisindeki sorunlar nedeniyle zengin Batı dünyasıyla ilişkilerinde sorun yaşayan, yabancı yatırımcı çekemeyen ülkemiz için hala “bacasız sanayi” rolünü oynuyor, döviz girmesini sağlıyor, cari açığı kapatıyor.

Turizmi “milli mesele” olarak görüp dört elle sarılmayı sürdürmekte, bu konuyu günlük kısır tartışmaların dışına çıkarmakta fayda var.