Sebep, sonuçtan önce gelir. Bugünkü sonuçların sebebi dündedir. Bugünün sebepleri de yarın sonuç verecektir. İster bilgin, ister sıradan bir kişi olsun, herkes kendine göre “bugün gördüklerinden, yarın olacakları” kestirmeye çalışır. Bu kestirimlerin (tahminlerin) bir kısmı tutar, bir kısmı tutmaz. “Durmuş bir saat bile günde iki defa doğru zamanı gösterir” misali, kırk yılda bir tahmininin doğru çıkması kişiyi kâhin yapmaz. Kâhin unvanını hak etmek için, sürekli kestirim açıklamak ve açıklanan kestirimlerin çoğunun  doğru çıkması gerekir. Kestirimlerin doğru çıkmamasının iki sebebi vardır. Birincisi, kişinin isabetli kestirim yapacak kadar bilgili olmamasıdır. İkincisi her kestirimin belli varsayımlara dayanmasıdır. Mesela bundan iki yıl önce dünya çapında bir salgın hastalık çıkması birçok ekonomik tahmini (büyüme, enflasyon, kurlar, faiz, istihdam, gelir dağılımı vb) altüst etmiştir. Şimdi de, ne zaman ne şekilde biteceği belli olmayan Ukrayna savaşı yüzünden ortalık toz duman olmuştur. Özellikle böylesi günlerde herkes, iktisatçılardan ileriye dönük tahminlerde bulunmasını beklemektedir.

KIYAMET KEHANETİ

İktisatçılar (borsa uzmanları veya iktisadi ve ticari bilimler fakültesi mezunları değil) kendilerinden ileriye dönük tahminde bulunmaları istenince, önce uzun uzun geçmişi anlatırlar. Bol bol grafik gösterirler. Sonunda vakit kalırsa, bir iki dakika da ileriye dönük tahminlerini açıklarlar. Bu tahminleri de genellikle kötümserdir. Bu yüzden yaptıkları işe “kıyamet kâhinliği” (doomsday prophecy) hatta “kıyamet tellallığı” denir. Dikkat edilirse, semavi dinler de  halka “yasaklara uyması” için telkinde bulunurken esas olarak “kıyamet” temasını kullanır. İktisatçılar da “Eğer benim dediklerim yapılmazsa (mesela faiz artırılmaz, harcamalar kısılmazsa) ekonomide kıyamet kopar” derler. Kötümser kestirimde bulunmak, iyimser tahminde bulunmaktan kat be kat konforludur. İşler iyi giderse, pek kimse tahmininde yanılanla uğraşmaz. Ama gerçekten kötü giderse, kötümser kestirimde bulunan iktisatçı “kral” olur.

EKONOMİNİN TERMODİNAMİĞİ

Bütün bilimlerin temeli fiziktir. Çünkü evren, cansızlardan (non living things) yaratılmıştır. Canlılar (living things) da cansız maddelerden yaratılmıştır. Topraktan geldik, toprağa gideceğiz. Ama toprağa dönünceye kadar, cansız değiliz. Üstelik basit bir canlı da değiliz. Ruhumuz ve  aklımız var. Fizik yasalarına aykırı iktisadi fenomen yoktur.  Ama iktisat, fizikten ibaret değildir. Çünkü içinde insan vardır. Atalarımız; hareket, berekettir demiştir. Termodinamik de; nerede hareket (movement) varsa orada ısı (heat) var der. Hareket azaldıkça bereket (ısı) de azalır. Katma değerin üçte biri, hareketten (malların, paranın ve emeğin yer değiştirmesinden) doğar. Önce pandemi şimdi de Ukrayna savaşı yüzünden “hareket” (tedarik zinciri) yavaşlamıştır. Bu yavaşlama, bereketin (dünya milli gelirinin) duraklamasına hatta gerilemesine sebep olmuştur. Bu fakirleşme, savaş bitinceye dek değişmeyecek hatta kötüleşecektir. Arz, talebi karşılayamaz olunca, denklik ancak fiyatların artmasıyla (enflasyonla) sağlanır. Artan fiyatlara karşı kendini korumada herkes aynı silaha (servete) sahip olmadığı için, halkın çoğunluğu daha düşük bir tüketim seviyesinde yaşamaya mecburdur.

Son söz: Olamayacaksa, olmayacaktır.